A.Turan ALKAN
Bu satırların kaleme alındığı 16.15 itibarıyla durum şuydu: Henüz mesleki reflekslerini kaybetmemiş haber kanalları, ABD uçaklarının IŞİD mevzilerini bombalaması üzerine normal yayını kesip bu haberin ayrıntılarına girerken TRT-Haber, normal yayınını keserek Başbakan’ın, mitingini naklen vermekte.,
Bu anlık tespit, dış politikamızın acıklı halini resmetmekle kalmıyor, devletin iktidar tarafından nasıl ele geçirildiğini de gösteriyor. TRT’nin, muazzam bir bütçe desteğiyle yıllar içinde üst üste koyduğu marka değerinin bu derece çarçur edilmesi, zannımca vâdesi geldiğinde taksit taksit özelleştirilerek özel sektöre devriyle nihayetlenir.
Kimse aldırış etmeyecektir ama yazalım; bir köşede dursun: İktidar, sadece “Aziz vatanın bütün kalelerini düşürüp, bütün tersanelerine girmek”le, hukuku anlamsızlaştırmakla ve kendisi gibi düşünmeyen her iki kişiden birini deccal ilân etmekle yetinmiyor, siyasi iklimin oksijenini de tüketiyor. Siyaset düzleminin bir problem çözme yeri olmaktan çıkmasından ciddiyetle endişe etmeliyiz. Siyasi muhalefetin kifâyetsizliği, otoriter megalomaniyi coşturdukça coşturuyor; yıllardan beri bu köşede sızlanıp durduğum bu olgu, artık elle tutulur hale geldi. Günü geldiğinde sadece iktidar partisi değil, muhalif partiler de azîm bir sarsıntıya kapılarak savrulacaklar.
Siyasi otorite, devlet gücünü kullanarak, yalınkılınç bir banka batırma operasyonu sürdürmekte. Finans ve bankacılık dünyasının evrensel dili yok burada; kin konuşuyor ve evrensel hukuk, banka kanunları vs. vız geliyor. İş dünyası, birkaç gün önce aldığı sıkı ayarın tesiriyle dilsiz; sair bankalar işinde gücünde. Yoğun öfke, 15 senedir devam ettirilen kamu finans ciddiyetine son verdi. Piyasanın kasapları, “Sarı inek” boğazlandığında hangi parçanın kendilerine düşeceğini hesaplamakla meşgul.
Farklı bir şey yazma cür’eti gösteren bir hanım meslektaşımız, “Gazeteci kılıklı bir militan; haddini bil haddini” diye miting kalabalıklarına yuhalattırıldı; hâlbuki son derece mâkul ve ciddiye alınması gereken bir tenkidi dillendirmişti. Gazetecilik cesaretinin karşılığını, -Afedersiniz- kendini Müslüman diye tarif eden bir kısım kamuoyunun, “Yahudi kahpe”, “Git IŞİD’in cariyesi ol” gibisinden hakaretleriyle gördü.
Musul Başkonsolosluğu’muzun 49 mensubu, hariciyemizin “derin stratejik” öngörüsüyle iki aydan beri insan kasaplarının elinde rehin. Bu başarısından ötürü haddinden efzûn muhterem vezîrinin bir süre sonra Sadâret ile ödüllendirildiğinde kimsenin şaşırmayacağı, hatta “hak etmişti, böyle yiğide az bile” diyeceği bir ülke olduk.
Basını, darbe ertesilerinde bile bu halde görmedim hiç. Medya üzerindeki iktidar mülkiyeti, vahim ve kalıcı ahlâki çürümelere yeşil ışık yakıyor. “Gerekirse 500 bin kişiyi gözaltına alırız; devletle aşık atılmaz” diyebilen bir savcıyı eleştirmek yerine iktidar, istediği kararları üretmeyen yargı mensuplarının üzerine gidiyor. İnsanların sandık başında “tam bir iman” ile amel edeceğine vesveseye düşmesinden ürken birileri, “Bir tarafta küfür var; yolsuzluk iddiaları doğru bile olsa İslam bunu emreder” diye fetva kesiyor. Bir kısım fetvâ emini ise, “siyasi maslahat” endişesiyle olup bitene rıza gösterip, “Meşhurdur ki fısk ile olmaz cihan harâb, /Eyler anı müdâhane-i alimân harâb” beytini doğrularcasına itibarını doğramakta.
İrtikâb ve irtişâ parasıyla imanlı nesil! Sulayın bakalım ne çıkacak?
Nisan ayında Ermenilere tâziye yayınlayan siyasi aklın, yumurta kapıya geldiğinde, “Afedersiniz Ermeni” gafını, dil sürçmesi zanneden kaldı mı artık içimizde? 65 bin Ermeni vatandaşından olsa olsa 35’ini seçmen; 52 milyonda yüzde kaç? Üzerlerine abanıp bir kısım –güyâ- muhafazakârları hoşnud etmekte mahzur yoktur. Gerekirse 2015’in nisanında bir özür daha dilenir; hazirandaki genel seçimde ise, şu an itibarıyla havuzda güneşlenen birkaç vekil aday gösterilerek Ermeni cemaati’nin gönlü alınır. Peki, tutar mı bu hesap? Tutar- tutar. Burası 65 bin kişi, siyasi zamanlama icabı aşağılanırken 650 binlerin aşka gelip, “Vur yiğidim vur; şurada İslâm devletine ne kaldı ki?” diye zevkyâb olduğu bir memleket .
Not: Yarın illâ ki sandığa gidelim ve tarihe notumuzu düşelim; torunlarımıza anlatmak için!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016