Ahmet TAŞGETİREN
Kim nasıl adlandırırsa adlandırsın, sonuçta “Bir süreç” başlamış bulunuyor. Yaşananı - olabilecekleri toplu görmeye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
Üçleme: Bir kere Bahçeli’nin başlattığı süreç Öcalan’ı ana aktörlerden birisi haline getirmiş durumda. Öcalan atılan topu aldı ve DEM heyetine “Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim. Gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım” diyerek bir “Üçleme” yaptı. DEM’liler öteden beri böyle bir süreçte “Öcalan inisiyatifi”nin olmazsa olmaz olduğunu vurguluyorlardı, Bahçeli ve ardından da Erdoğan, bu inisiyatifi pekiştirmiş oldular. Burada bir garabet var mı, bence düşünülmeli.
“Terörsüz Türkiye”: Bu, iktidarın sürece getirdiği tanımlama. Bahçeli’nin de Erdoğan’ın da beklediği silâhların susması, gömülmesi, devre dışı kalması vs. Sürecin halka pazarlanmasında alımlı bir ifade olduğu muhakkak. Bir anlamda savunması içinde bir hamle.
Bölgedeki şartlar ve Türkiye’nin askeri üstünlüğü, PKK – PYD ile mücadelede fark edilir bir belirleyicilik sağlamış bulunuyor. Böyle bir imkânın terörü sonlandırmak için değerlendirilmesi tabii. “Terörsüz Türkiye” sloganı da halkta karşılık bulacak bir ifade.
İltisaklar: Ancak konu bir ucu 40 yıllık teröre varan ve pek çok cana mal olan “Kürt sorunu” olunca, sorunun bir boyutu sınır ötesi, bir boyutu uluslararası ilişkiler, bir boyutu iç siyaset olunca “Terörsüz siyaset” söylemi her şeyi kapsamaz hale geliyor. Bütün bu alanları kapsayan bir sürecin yönetimi de büyük hassasiyeti gerektiriyor.
Öcalan’ın konumu: Süreçte Öcalan, bizzat Bahçeli tarafından devreye sokulunca bundan sonrası ne olacak sorusu da beraberinde geliyor. Evet, bundan sonra Öcalan ile ilişkiler nasıl ilerleyecek?
Hep böyle DEM’den iki veya üç kişi (Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’a Ahmet Türk’ün de katılımıyla) İmralı’ya gidecek, Öcalan’la masaya oturup görüşlerini alacak, sonra Ankara’ya gelip kendi partilerine, diğer partilere, Erdoğan’a ve Bahçeli’ye bilgi verecekler vs…
Ya da Meclis’te bir müzakere ortamı oluşturulacaksa, oraya mı taşınacak Öcalan’ın görüşleri? Ya da Öcalan “daha ulaşılabilir” bir yere mi intikal ettirilecek?
Yoksa Öcalan’ın pozisyonu sadece Dağ’a, Suriye ayağına, “Terörü bitirin, silâhları gömün, teslim edin, gerisini bana bırakın” çağrısı ile sınırlı mı olacak? “Gerisini bana bırakın” gibi bir konumu olacak mı?
İkili heyet İmralı’ya nasıl bir misyonu paylaşma teklifi götürmüş olabilir?
Öcalan’ın ilk görüşmede ilettiği – yukarıya aldığımız- mesaj, kendisini “ehil ve kararlı” gördüğünü bildiriyor. Zaten “Öcalan bir çağrıda bulunursa Kandil ona uyar mı?” gibi sorular, Öcalan’a tanınan pozisyonla bağlantılı olarak seslendiriliyor. Yani “Devletin elindeki bir adam” rolü Kandil’i farklı tavır almaya yöneltiyor.
Hoş, Öcalan “Suriye’de de Türkiye belirleyici konumda” gibi bir gerekçe ile Kandil’e de PYD’ye de “Başka çare kalmadı” modunda seslenebilir.
Silahla ilgili başka sorun: : Öcalan “Silah devri bitti” çağrısı yapsa da sorunun konuşulması, çözülmesi gereken alanları var. Bunlardan birisi “Silâhların nasıl – kime bırakılacağı” meselesi, bir diğeri “Dağdakilerin ne olacağı” sorusudur. Bunlar muhtemelen Dağ’ı da müzakere alanı içine çekecektir.
Sorunun odaklandığı yer: Öcalan’lı süreçte mesele “Silâhların bırakılması”na odaklandırılsa da, bu işlerin kaynağının “Kürt sorunu” olduğu biliniyor. Bahçeli öteden beri “Kürt sorunu yoktur” diyor, Erdoğan da “Biz çözdük” yaklaşımında. Ancak Kürt halkından önemli ölçüde (Meclis’in üçüncü partisi) oy alan, üstelik terörle iltisaklı suçlamalarına, buradan hareketle defalarca kapatılmasına rağmen oyunda eksilme olmayan bir siyasi hareket var. Bu siyasi hareket “Kürt sorunu” etrafında oluşmuş durumda. Şu andaki ismi DEM.
Bu parti, halen yürüyen sürecin de ana aktörlerinden birisi. Mesele Meclis’te ele alınacaksa -ki ona doğru gidiyor- sorunu en çok o gündeme getirecek. Mesela Kürt siyasetinin en duyarlı olduğu “kimlik sorunu” nasıl ele alınacak?
Son zamanlarda Cumhur İttifakı cenahı Türklüğü, Kürtlüğü etnik boyutta ele alırken “Türk milleti”ni Türklük - Kürtlük dahil Türkiye’deki bütün etnisiteleri kapsayan bir ifade olarak takdim etmeye başladı. Buna Bahçeli’de de rastlıyoruz, Mehmet Uçum’da da… Erdoğan’ın “Tek millet” ifadesi de, bunun bir türevi olabilir.
Aslında bu yaklaşım yeni değil. Öteden beri “Türk milleti”nin ülkedeki bütün etnik unsurları kapsayan “Çatı” bir tanımlama olduğu görüşü seslendirilir. “Kürt siyaseti” adına “Kimlik iddiası” buna itiraz olarak da ortaya konmuştur.
Şu yaşanan süreçte DEM cenahı belirgin bir heyecan sergiliyor. Konu Meclis’te masaya yatırıldığında anayasal düzenlemeyi de gerektiren bu konuda nasıl bir uzlaşma sağlanacak, ya da sağlanabilecek mi, bunu şimdiden öngörmek mümkün değil. Bakalım Öcalan o konuda da bir “Açılım”a gider mi? Belki de kendisine tanınacak pozisyona bağlı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025