Ahmet TAŞGETİREN
Soru şu bence:
28 Şubat’ın şu an Türkiye için güncel bir anlamı var mı yoksa biz 28 Şubat’tan söz ettiğimizde artık geçmişte kalmış zor günleri mi konuşmuş oluyoruz?
Benim 28 Şubat’la ilgili değerlendirmelerimin genel çerçevesi şu olmuştur:
- 28 Şubat yerli bir operasyon değildir.
- 28 Şubat küresel odaklarda pişen bir konseptin Türkiye’yi pilot ülke olarak kullanmasıdır.
- 28 Şubat’ın özünde “Türkiye’de İslam çok oldu” değerlendirmesi vardır.
- “Çok oluş” dindarlığın gelişme seviyesinin tespiti ile alakalı değildir.
- “Çok oluş”, siyasette, eğitimde, bürokraside, ekonomide ve özellikle dış politikada çok oluş niteliğindedir.
- Siyasette “siyasal İslam”ın Refah Partisi hüviyetinde iktidarın büyük ortağı olması, eğitimde İHL-Başörtüsü görünürlüğünün artması, bürokraside eşi başörtülü sivil - asker bürokrat gerçeği ile oluşumlar, ekonomide yeşil sermaye olgusu ile... ve “özellikle dış politika”da, Türkiye’nin “Yeni bir dünya kurma” mantığı içinde İslam dünyası ile yeni oluşumlara (D-8 gibi) vücut verme arayışları ile...
Bütün bunlar, Türkiye’nin ekseni konusunda (sonraları, Ak Parti iktidarı döneminde Türkiye’de eksen kayması tartışmalarını hatırlayalım) duyarlı odaklarda “çok oluş” hassasiyetini devreye sokmuştur.
Ne dersiniz yukarıdaki değerlendirmeler doğru mu?
Peki 28 Şubat’tan sadece 5 yıl sonra Refah Partisi’nin içinde yetişmiş kadroların yeniden ve Refah’tan çok daha etkin biçimde iktidara gelmesi uluslararası odakların tavrı açısından ne anlama gelmektedir?
Daha ileriki zamanlarda Ergenekon davaları ile, MGK’nın askeri kanadının tasfiyesi ne anlama gelmektedir? TSK’nın pozisyonunu her zaman önemsemiş olan küresel etkin odaklar, Ergenekon sürecinde hangi saikle onaylayıcı bir role bürünmüştür?
Ve bugün, Tayyip Erdoğan ve Ak Parti iktidarına karşı, küresel odakların adeta 28 Şubat mantığı ile hareket etmesi ne demektir?
Arap Baharı sürecinde birçok İslam ülkesinde “İslamcı kadrolar”ın iktidara geliş sürecinin Mısır’da darbe ile, Tunus’ta İslamcı kadroların Mısır’dan ürküp geri çekilmesi ile, Suriye’nin İslamcılar iktidara gelmesin diye kanlı bir iç savaşa sürüklenmesi ile, Suriye’de ABD ile Rusya’nın birlikte oynaşmaları ile ve Amerika’nın Türkiye’yi adeta çıldırtmak pahasına PYD-YPG’ye meşruiyyet sağlaması ile 28 Şubat’ın küresel boyutu arasında bir alaka var mıdır?
Mısır’da, Tunus’ta, Suriye’de olan bitenlerle, Erdoğan - Davutoğlu perspektifiyle yol alan Türkiye’nin bölgeye ilişkin projeksiyonlarını dizginleme hesabı bulunmakta mıdır?
Şu cümleyi birçok yazımda, birçok konferansımda kurdum:
- Türkiye’nin sistem karakteri de, bu coğrafyadaki konumu ve misyonu da, küresel odakların gözetimi altındadır.
Buradan baktığımızda bir ara dışarda - içerde gündeme gelen “Eksen kayması” ifadelerinin nasıl bir uluslararası duyarlılığın yansıması olduğu daha iyi anlaşılır.
Ne dersiniz?
Arap Baharı ile oluşması beklenen “İslamcı iktidarlar Ortadoğusu” küresel odaklar nezdinde “İslam çok oldu” gibi bir değerlendirmeye konu olmuş olamaz mı?
Hiç unutmamalı ki, bu değerlendirme de “Ortadoğu’da Müslümanlar daha derin müslüman oldu” gibi bir mahiyet taşımamaktadır. Küresel odakların mesela Suudi Arabistan’ın “Şeriat”ından “çok oldu” anlamında rahatsızlık duyduğu varit değildir.
İslam ne zaman çok oluyor?
İslam bu coğrafyadaki açık - örtülü sömürge yapısını sorguladığında ve kendi içinde dünya dengesini etkileyecek bir yapılanmaya gittiğinde İslam çok olmuş oluyor ve 28 Şubat mantığı devreye giriyor.
28 Şubat, evet, Türkiye’de bin yıl sürmedi.
Ama coğrafyamızda küresel 28 Şubat uygulaması devam ediyor.
Coğrafyamızdaki bu uygulamanın Türkiye’yi de ciddi anlamda etkilediği kuşkusuzdur.
Bunun da altında, İslam coğrafyasındaki gerçek hamlenin Türkiye merkezli olacağı değerlendirmesi vardır.
Peki bu bin yıl mı sürecek?
Hayır, asla.
“100 yıllık parantezi kapatma” gündemi bu coğrafyanın çocuklarının yüreğinde depreşmeye çoktan başladı. Bunun meyveleri er geç devşirilecek.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025