Ahmet TAŞGETİREN
Ne oldu bilmem. Davutoğlu yıllarca Cumhurbaşkanlığına - Başbakanlığa Danışmanlık yaptı, Dışişleri Bakanlığı yaptı, buralarda gösterdiği performanstan memnun olunmalı ki Başbakanlığa getirildi. Şu anda nasıl bir zaafı sebebiyle Başbakanlığı bırakması gerektiğini bilmiyorum.
- Ne oldu bilmem. Önce bir tür tayinle geldi evet, ama sonra Başbakan ve Ak Parti Genel Başkanı olarak seçimlere girdi, partisi 7 Haziran’da 40.9, 1 Kasım’da 49.48 oy aldı. Şimdi olan şu: Seçimlere gidilmeksizin, herhangi bir demokrasi dışı müdahale olmaksızın, hastalık vs. gibi bir gerekçe bulunmaksızın Başbakan partisini kongreye götürüyor ve genel başkanlığı, başbakanlığı bırakıyor. Böyle bir durumda Başbakan’ın son seçimde oy aldığı vatandaşların psikolojisi ne olur? Böyle bir durumda son seçimde alınan oyların gerçekte kime verildiği düşünülmelidir?
- Bu soruların cevabını bilmiyor değilim. Ak Parti’de farklı bir durum var hiç şüphesiz. Seçime girip çıksanız da alınan oylar tek sizin hanenize yazılmıyor. Şüphesiz Tayyip Erdoğan’ın liderliği Ak Parti için garanti bir oy alanı demek. Ama gene de diyelim Davutoğlu’nun yüzde 49’daki payı sıfırdır gibi bir sözü söylemek mümkün değil. Nedir acaba o oy miktarı ve diyelim 1 Kasım’dan bu yana gösterdiği performans Davutoğlu ile toplum arasında nasıl bir iletişim zemini oluşturdu? Ve son durum, nasıl bir etkiye yol açtı?
- Gelinen durumun, karşıt cenahta belirgin bir sevinç oluşturduğunu görmek şaşırtıcı değil. Onlar şu an olanla, Ak Parti’nin sancı içine gireceğini, Tayyip Erdoğan’ın “Tek belirleyici” imajının daha da keskinleşeceğini düşünüyor, buradan kendileri için bir tırmanma alanı inşa etmeyi hesaplıyorlar.
- Ancak yaşananların Ak Parti zemininde kaygı, üzüntü, burukluk oluşturduğu açık. “Afrika’nın ücra bir köşesinde Türkiye’ye gönül bağlamış mazlum insanlar şimdi ne hissediyor?” sorusunun kaç yerde sorulduğunu tahmin bile edemezsiniz.
- Olayın siyasette bize ait, hani “ahlaki kriterler” konusunda ciddi bir sarsıntıya yol açtığını ifade etmeliyim. Başka partilere benzeşildi mi benzeşilmedi mi? Gelin birlikte düşünelim. “Siyasettir bunlar, normal karşılamak lazım” dediğinizde zaten kriter hassasiyetinin aşınmasını meşrulaştırmış oluyorsunuz.
- Binbir emekle yetişen insanlar bir fırtına ortamında birer ikişer yere düşürülüyor mu, düşürülmüyor mu? Bu kadar çok muyuz gerçekten birer ikişer yollarda bırakacak şekilde? Kur’an’da bir ayet var, “ Diri diri toprağa gömülen kıza, hangi günah sebebiyle öldürüldüğü sorulduğunda ...” şeklinde (Tekvir suresi, 8-9). Gerçekten hangi suç söz konusu Davutoğlu için?
- Sistem bozuk, tamam. Sistem problem üretiyor, tamam. Ama “büyük davalar için” yola çıkmış insanların bir yolunu bulmaları gerekirdi, çırpınışı yaşıyor içimde. Çok çok kere aşamamıştık tarih boyunca bu imtihanı, yine “insanız”a sığındık ve aşamadık. Sıffin’i okuduk, Cemel vak’asını okuduk, tavaif-i müluk’ü, Osmanlı beylikler dönemini, Endülüs’ün düşüşünü, daha yeni zamanlarda Afgan cihadını, cihad sonrası savruluşu okuduk ama iş kendimize geldiğinde yine savruluyoruz.
- Bundan sonrası da kolay değil. İş yine Cumhurbaşkanı - Başbakan ilişkilerinin niteliğine odaklanacak ve bir yandan Cumhurbaşkanının belirleyiciliği, bir yandan Başbakan’ın belirleniciliği, medyanın yoğun tüketim alanına girecek. Bunun bir toplumsal bedeli olacak.
-Tayyip Bey’in yola birlikte çıktığı insanlar, Abdullah Gül, Bülent Arınç, Ali Babacan, şimdi Ahmet Davutoğlu... bana göre bunların hukukunun korunması sorumluluğu “Lider”e aittir. Böyle, üstelik sanki Tayyip Bey’le ilişkisi varmış izlenimi vererek insanların haysiyetine saldırı yapılmasını izin verilmemelidir. Bunları, onların kendilerini savunmasına gerek kalmadan Lider’in göğüslemesinin “Kardeşlik” hukukuna daha uygun olduğunu düşünürüm.
- Şu an Ak Parti’ye oy vermiş, onun siyasi misyonunu hayati bulan toplum zemininde bir duygusal karmaşa - kırılma yaşanıyor. Bunu ciddiye almak, önemsemek lazım. “Ben yaptım oldu” yaklaşımı kimseye fayda getirmez.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025