Ahmet TAŞGETİREN
Obama’nın yerine ABD’nin yönetimine gelmesi kuvvetle muhtemel olan Hillary Clinton, “Kürtleri silahlandırmaya devam edeceğiz” diyor.
“Kürtler”den muradının PKK uzantısı PYD/YPG olduğunu biliyoruz.
PYD’nin Türkiye sınırının öteki yanında bir koridoru kontrol etmek istediğini biliyoruz.
PKK’nın PYD yapılanması ile ilerde Türkiye’ye uzanmak istediğini, daha daha ilerde de Irak ve İran’daki uzantıları ile birleşmek istediğini biliyoruz.
Amerika, Türkiye’nin bu konudaki hassasiyetini biliyor ve buna rağmen bu yapıya yatırım yapıyor.
Evet bu bir “yatırım:”
PKK temsilcilerinin ABD ziyaretlerinde muhtemelen sundukları “Biz orada laik bir Kürt yapılanması gerçekleştireceğiz” önerisini dikkate değer buldular.
Bu önerinin “Türkiye’de İslamcı bir kadro iktidarda ve bu kadro, Amerikan (hatta Batı) aleyhtarı. Bu coğrafyada sizin partneriniz ‘Laik Kürtler’ olabilir” şeklindeki bir yaklaşıma eşlik ettiği de tahmin edilebilir.
Bu yaklaşımların, Amerikalılara cazip gelebileceğini öngörebiliriz.
Çünkü Arap baharı ile birlikte görülür hale gelen “İslamcı yükseliş” zaten Amerika’nın gardını aldığı bir yükselişti.
“Suriye’de Esed devrildikten sonra yerine kim gelecek?” sorusunun cevabı aranırken “Acaba Mursi gibi biri mi?” şeklinde yeni bir soru doğması Amerika’nın Suriye’deki tavrını nasıl etkilemişse, “Laik Kürtlere alan açma” önerisinin cazip gelmesi de yadırganmaz.
HDP’nin medya uzantılarının ABD ve Brüksel ziyaretleri ardından “Zaman Kürtlerin zamanı” gibi çıkarımlara yönelmeleri, önerilerine Batı başkentlerinde gösterilen alaka ile bağlantılı olmalı.
Dünkü yazımda Kissinger’a atfen naklettiğim, “Erdoğan’ın Batı yanlısı bir çizgiye geleceğini düşünmenin ‘fantezi’ olacağı, buna rağmen Erdoğan’la ortak güvenlik endişeleri sebebiyle müzakere edilebilecek ortak alanların halen bulunduğu” yaklaşımı, nasıl okunmalı?
Ben şöyle okudum:
- Kategorik rezerv.
- Güvenlik endişeleri sebebiyle gerekirse ortak alanlarda müzakere.
Bunlardan “Kategorik rezerv” maddesinin, “rezerv”in dozları bakımından nelere yol açacağını düşündüğümüzde, akla gelenler ürküntü verebilir. Mursi’yi devirdiler, Suriye’yi bataklığa çevirdiler ve Suriye’nin içinde “Türkiye’ye düşman” bir terör yapılanmasına alan açmaya çalışıyorlar. Irak’ta, bir yandan işbirliği içinde gözüküp, diğer yandan Irak’ın sözümona “legal” sözcülerine “Türkiye’nin ne işi var Irak topraklarında!” dedirtiyorlar. Aynı “legal” sözcüler “Amerika 11 bin kilometre öteden gelip Irak’ta ne arıyor?” diye sormuyor mesela! Bizde bu tür sözcülere “Sahibinin sesi” tanımlaması yapılır.
Ama neylersiniz ki oyun böyle oynanıyor. Ve biz bu oyunun “Dost! Müttefik! Stratejik ortak!” bir dünya gücü tarafından oynandığını biliyoruz.
Coğrafyamızda alt alta - üst üste oluşlar yaşanıyor. Son derece kaygan bir zemin. Dostluklar düşmanlıklar göreceli.
Öyle göreceli ki “stratejik ortaklarımız”dan çelme yiyoruz.
Rusya ile ilişkileri “stratejik ortaklarımız”a karşı hamle niteliğinde telakki ediyoruz.
Ben, “Amerika Gülen’i iade edecektir, çünkü Türkiye’yi gözden çıkarmaz” gibi bakmıştım son gelişmelere.
Ama 26 Ekim’de Gülen’i istemek üzere ABD’ye gidecek olan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Gülen’in iade edilmemesi ve bu konuda resmi bir irade ortaya çıkmasının anlamı, ABD’nin Gülen’in dostluğunu Türkiye’nin dostluğuna tercih ettiği anlamına gelir” diyor. Aslında bu sözlerde bile “ABD Gülen’i Türkiye’ye tercih edebilir” endişesini yansıtıyor.
ABD YPG’yi Türkiye’ye tercih edebilir!
ABD Gülen’i Türkiye’ye tercih edebilir!
“Tercih edilecekler” adına ne kadar onursuzluk diye düşünebiliriz, ama uluslararası ilişkilerde (FETÖ de böyle bir yapı durumunda) oyunun kuralı böyle.
Erdoğan Türkiye ile özdeş.
Millet onu istiyor.
Amerika milletin bileğini bükecek Erdoğan’la hesaplaşmak için.
Erdoğan, millet, Türkiye, biz güçlü olmak zorundayız. Belaları göğüslemeye hazır ve mütehammil olmak zorundayız.
Çetin bir coğrafyada 100 yıllık parantezin yeni versiyonlarını aşmak demek, dehşetli bir hesaplaşmayı göze almak demektir.
Kavi yürekler, kavi bilekler, sağlam irade ve onun arkasında akılane bir kuvvet muhasebesi...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025