Ahmet TAŞGETİREN
Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un sözleri, Batı'nın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik tavrında tüy dikti denebilir.
Le Point dergisine verdiği demeçte “Her 10 günde bir Erdoğan ile görüşmek zorunda olma”yı Cumhurbaşkanlığının çok da matah bir şey olmadığının gerekçesi olarak söylüyor.
Hep biliyoruz ki Macron bu konuda tek değil. Avrupa ülkelerindeki seçimlerde (mesela Almanya) Erdoğan karşıtlığının prim yaptığına inanılıyor. Avrupalı liderler, dış politikada getireceği riskleri falan dikkate almaksızın ve asgari nezaket ölçülerini de ıskalayarak Erdoğan karşıtlığını sürdürüyorlar.
Batı medyası da bundan geri kalmıyor. Gün sekmiyor ki, bir Batı basınında Erdoğan'ın yönetim üslubu yerden yere vurulmasın. “Otoriterlik” neredeyse nazik kalıyor suçlamalara bakıldığında...
İster istemez “Batı ile ilişkiler nereye gidiyor?” sorusunu sormadan edemiyorsunuz.
Batı stratejik mahfillerinde de Ortadoğu gibi dünyanın en stratejik coğrafyalarından birisinin merkezinde bulunan bir ülkeden söz ederken “Türkiye ile ilişkiler nereye gidiyor, gidecek?” sorusunun sorulduğunu tahmin etmek zor değil.
Geçenlerdeki bir yazımda “karşılıklı gerilimin kategorik mi konjonktürel mi olduğu”nu irdelemeye çalıştım.
Erdoğan'lı bir Türkiye'ye karşı negatif tavır Batı'da kategorikse “Erdoğansız bir Türkiye”yi hedefleyeceklerdir.
Şu anda Türkiye'nin Batı'ya karşı tavrı kategorikse, hem “Batı'ya karşı var olma”mücadelesi içine girilecek, hem de “Batı'yı yenme” şartları aranacaktır.
Şu andaki görünüm, daha çok bu intibaı veriyor. Batı'nın dili, “düşmanca”, bizim dilimiz de “Malazgirt'te, Çanakkale'de kimlerle mücadele ediyorsak şimdi de onlarla mücadele ediyoruz” boyutunda.
Nasıl seyredecek bu mücadele?
2019 kritik bir tarih.
Muhtemel ki Batı da -ne kadar bütüncül bir strateji izlendiği - izlenebilirliği tartışılabilir olsa da- 2019'a giderken Erdoğan'ın zayıflatılması gibi bir strateji izleyecek. O stratejinin içi nasıl dolacak diye bakıldığında da, muhtemel ki, “Erdoğan'ın yönetim üslubu Türkiye'ye pahalıya mal olacak. Erdoğan'ın yönetim üslubunun bedelini Türk halkı ödeyecek. Dünyadan dışlanacaksınız. AB kapısı kapanacak” gibi yoğun “Erdoğan kötülemesi”içeren bir tavrı göreceğiz.
Bu tavrın, sözlerin, yazıların satır aralarında yer aldığı gibi Türkiye toplumuna yansıyan bir olumsuzluğu olur mu? Belli ki olabildiği ölçüde etkili olacak bu strateji. Ekonomide, dış politikada, devlet – toplum ilişkilerinde vs.
Burada kritik soru şu: Batı'nın patron ülkelerinin hesabı tutmaz, Türkiye toplumu Erdoğan'la yoluna devam etmeye karar verirse, Batı Türkiye ile ilişkileri sonlandırır mı, yoksa reel – politikaya boyun eğip, Erdoğan'la ilişki kurmaya mecbur kalır mı?
Aslında bu soru, şu an Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki siyasi hareketin mücadele stratejisi ile bağlantılı. Nasıl?
Bir anlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan “Gördüm, diyor, bunlar Batı'nın öteden beri bizim biz olmamızı önlemeye yönelik stratejisinin uzantısı. Buna karşı direneceğiz. Bizim Çanakkalemiz var, Malazgirtimiz var, Milli Mücadelemiz var, bize kimse boyun eğdiremez. Bizim boyun eğmemiz milletimize bedel ödetecektir. Biz milletimizin direnişini sembolize ediyoruz ”
İslam – Batı, Türk – Batı gerilimi.
Bu gerilimin altyapısı bizde de var, Batı'da da var.
“Medeniyetler İttifakı”türü girişimler ya da “Türkiye'nin AB ile bütünleşmesi stratejik bir hedeftir” yaklaşımları, Avrupa'da 5 milyon insanımızın bulunması, Avrupa ile ekonomik ilişkilerimizin büyük mikyasta olması, bir dönem “Batı uygarlığına dahil olma”nın devlet politikası haline gelmesi vs.... O derinden akan “Hesaplaşma” yönelişini eritmedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle bir hesaplaşma iradesini diri tutup, onu 2019'a taşırsa, Batı'nın önüne Türkiye adına yeniden “Erdoğan gerçeği”ni koyacaktır.
2019'a doğru içerde – dışarda çetin bir mücadeleye tanık olunacağı her şeyden anlaşılıyor.
Allah yardımcımız olsun.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025