Ahmet TAŞGETİREN
Adı William Connoly. 17 yaşında. Ve o yumurta eyleminin kahramanı. O yüzden görüntüleri “Yumurta” ve “Genç”i birleştirerek “Egg-boy” diye paylaşılmış milyonlarca.
Kafasında yumurta kırdığı adam faşist bir senatör. Cami katliamı üzerine söyledikleri, en az katliamı işleyenin yüreği kadar gaddarlık yüklü.
Willy diyorlar ona kısaca. Elinde kamerası, belli ki eyleminden sonra yüzünün nasıl şekil alacağını görüntülemek istiyor, son derece soğukkanlı, yaklaşıyor senatöre, ve elindeki yumurtayı kafasında kırıyor. Senatör şaşkın, şok uğramış halde saldırıyor Willy’ye… Willy’nin kamerası hala kayıtta, üzerine çullanıyorlar, hala kayıtta.
Nasıl okumalı bu hadiseyi?
Bu genç belli ki islami bir aidiyet içinde değil. Ama kendince durumdan vazife çıkarmış ve sınıf arkadaşları olan, komşuları olan, kim bilir belki şu veya bu spor klübünde takım arkadaşı olan insanların yaşadığı acıya karşı tepkisini dile getiriyor. Senatör bir çizgiyi temsil ediyorsa ona “Ben sizden değilim, diyor, üstelik sizi en açık biçimde aşağılıyorum” diyor.
Nasıl okumalı bu olayı?
Yeni Zelanda’nın bayan Başbakan’nın sözleri, Müslümanlara sarılırkenki görüntüleri var. Yüzündeki acı fark ediliyor. Ama hadi onları bile resmi bir paylaşım gibi değerlendirelim. Ama cinayete maruz kalan camilerin önünü çiçek bahçesine çeviren Yeni Zelanda’nın her dinden - kültürden, genç – yaşlı - çocuk her yaştan insanlarının davranışlarını nasıl okumalı?
Çok açık bir mesaj var öncelikle:
-Biz farklıyız, diyor bu insanlar. Sonra
-Biz bu cinayetlere karşıyız, diyor. Sonra,
-Biz Müslümanların yanındayız, diyor. Sonra,
-İnanç farklılığımız bu acıları paylaşmamıza mani değil, diyor.
Bunları önemsemeli mi? “İsa Kilisesi” adını taşıyan bir yerleşim yerinde bir genç adamın, İslamofobinin zirve yaptığı bir zamanda Müslümanlardan yana tavır koyması yiğitçe bir davranış değil mi?
Avustralya, Yeni Zelanda, en doğudaki Batı diye nitelenebilir. Orada da İslamofobik kişiler, akımlar var. Ama onun yanında Müslümanlarla barışçıl ilişkiler kurma çabasında olanlar da var.
Avustralya’ya gittim. Oradaki Müslümanların en ilginç buldukları olaylardan birisinin her ayın bir gününün “Open-door – Açık kapı” olarak belirlenmesi ve bugün, camilerin her dinden insanın ziyaretine açılması idi. “Open-door”u Hristiyanlar da uyguluyor, o gün kiliseler farklı din mensuplarına, bu arada Müslümanlara da açılıyordu.
“Open-door”da imamlar ziyaretçilere camiyi ve İslam’ı anlatıyor, mukabilinde de papazlar kendi dinlerini anlatıyorlardı. Bir iletişim alanı idi open-door’lar farklı din mensupları arasında.
Almanya’da da, imamların ve papazların birlikte kürsüye çıktıkları tartışma zeminleri oluşturulmaktaydı.
Bence biz Müslümanların bu iletişim zemininin korunmasını her şeye rağmen sağlamamız lazım. İslamofobi ve terörün İslam’a - Müslümanlara bulaştırılması bu iletişim zeminini yok etmek içindi. Karşılıklı öldürme atmosferinin her türlü iletişimi bitireceği muhakkaktı.
Kolay mı? Zor.
Cami basılıp ibadet eden insanların üzerine kurşun boşaltılırken ve bu vahşet, bütün tarihi arkasına takıp gelirken zor, buna karşılık Müslüman adı taşıyan kimilerinin sivil alanlarda giriştiği cinayetlerin ortalığı kan gölüne çevirdiği durumlar varken zor.
Üstelik politik atmosferin İslam karşıtlığı üzerinden zehirlendiği bir zamanda zor.
Ama her şeye rağmen, bana göre, İslam’a barış iklimi lazım. Şu Yeni Zelanda’lı gencin, William Connolly’nin yüreğinin zehirlenmemesi için, onun yüreği ile iletişimin kopmaması için lazım bu. Vurulan camileri çiçek bahçesine çevirenlerin yüreğini korumak için…Bütün dünyada hala barışın gerçekleşebileceği ümidini taşıyanlar için.
İslam’a barış lazım.
Bizim de dilimizi barışa doğru evriltmemiz gerekiyor. Savunmamızı tahkim edelim ama nihayetinde bize barışın lazım olduğunu unutmadan…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025