Ahmet TAŞGETİREN
Türk-Amerikan ilişkileri en kırılgan dönemini yaşıyor dense yeri. Bu kırılganlığın Türkiye-NATO ilişkilerini torpilleme riski de açık.
NATO’nun kuruluşunun 70’inci yıldönümünde gündeme damgasını Türkiye ve Amerika başkan yardımcıları seviyesindeki restleşme vuruyor.
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, “Türkiye seçimini yapmalı. Tarihteki en en başarılı askeri ittifakın önemli bir ortağı olarak mı kalmak istiyor, yoksa ittifakımızın altını oyan böyle pervasız kararlarla bu ortaklığın güvenliğini riske atmak mı?” diye sorduktan sonra peşine tehdidi ekliyor:
“Eğer Türkiye S-400 alımına devam ederse F-35 programından çıkarılma riskiyle karşı karşıya kalır.”
Bu tehdidin cevapsız kalması tabii ki söz konusu olamaz. Cevabı da mevkidaşı konumundaki Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay veriyor. Aynı tonla:
“ABD bir seçim yapmak zorunda. Türkiye’nin müttefiki olarak mı kalmak istiyor yoksa NATO müttefikinin düşmanlara karşı savunmasını baltalayarak dostluğumuzu riske atmak mı?”
Kim nasıl seçim yapacak?
- Ortaklığın güvenliğini riske atmak.
- Ülke savunmasını baltalayarak dostluğu riske atmak?
Kavga Türkiye’nin Rusya’dan almaya karar verdiği S-400 füzeleri etrafındaymış gibi görünse de, olan bitene geniş perspektifle bakıldığında meselenin “Trump Amerikası”nın Ortadoğu politikalarında Türkiye’yi nereye koydukları ile ilgili olduğu anlaşılıyor.
***
“Trump Amerikası”nın herhangi bir Amerikan yönetiminden farklı özellikler taşıdığı açıktır. Evanjelist yapı, bir tür “Hristiyan siyonizmi” şeklinde okunabilir. Nedir bu? Siyonizmin Hristiyanlığın içini boşaltarak kendisini ona giydirmesi ameliyesidir ve bunu Amerika’da geniş bir kitleye içirmişlerdir. Ve o kitlenin oylarıyla bu dinden daha çok kinle bilenmiş ideoloji, Amerikan yönetimini kontrol eder hale gelmiştir.
Amerikan politikalarında Yahudi etkisi her zaman mevcut olmuştur. Bunun bizim coğrafyamıza yansıması da İsrail koruması şeklinde tezahür etmiştir.
Ancak Trump Amerikası’nda bu koruma ideolojik – siyasi operasyon boyutlarını da içerir hale gelmiştir.
Erdoğan – Trump özel görüşmeleri bir ara iktidar cenahında ilişkilere sağlıklı bir boyut getirir mi, gibi ümitler oluştursa da sıcaktan soğuğa geçmek an meselesi olmuştur.
Belli ki Amerika Ortadoğu’da bir oyun kuruyor ve bu oyunda Türkiye’ye tanınan alan çok olumlu değil. Bu oyunun parametrelerini şöyle belirleyebiliriz:
İsrail merkezli, bölgedeki İslam ülkelerinden pro-İsrail bir çember (Mısır, Suud, Körfez ülkeleri), Kürt kartını kontrol, ve “Türkiye’yi kuşatma…”
“Türkiye’yi kuşatma” dediğimiz şeyin iyi anlaşılması lazım. Bu gerçek mi, sorusu tabii ki sorulabilir. Çünkü böyle bir şeyin olması, Amerika’da bir “Türkiye okuması”na bağlıdır. Onun da özünde “Türkiye ve İsrail okuması” bulunduğu düşünülebilir.
Mike Pence’nin dili dost iki ülkenin birbirine karşı dilini yansıtmıyor. Hani böyle bir dil asla kullanılmamalı, denebilir, hatta “Dost”luğu zaten konuşamaz olduk da, müttefik iki ülke arasında… Tehdit var resmen o ifadelerde.
Daha kötüsü “kol bükme” var. Ben bu ifadeyi bir de Avrupa Birliği Rum yönetimini AB’ye tam üye olarak alıp, Türkiye’nin karşısına pazarlığa oturttuğunda kullanmıştım. “Kalleşçe bir tavır” notunu da düşerek. Öyle öyle zehirlendi Türkiye’nin AB ile ilişkileri.
Şimdi de Amerika oynuyor kirli oyunu. Bir yandan Türkiye’nin NATO için önemine dair güzellemeler yapılıyor, bir yandan da dirsek gösteriliyor. Bu, bilek bükme tavrıdır açıkça, hizaya getirme, razı etme, boyun eğdirme ya da…
Türkiye Rusya ile farklı bir oyun kurmaya yöneldi, Türkiye’nin Filistin – Kudüs duyarlılığı var, Türkiye İsrail’in saldırganlığına karşı çıkıyor, vs…
Amerika da bir yandan PYD-YPG’yi bir tehdit unsuru olarak besliyor, bir yandan kimi Arap yönetimlerinin ukdelerini kullanıyor, bir yandan Batı ile ilişkilerin kopacağı ve Türkiye’nin Rusya’ya mahkum hale geleceği ve daha büyük bir güvenlik riski ile karşı karşıya kalacağı psikolojisi üzerinde çalışıyor…
Bütün bunların dünya çapında bir İslam-Batı karşıtlığı oluşturacağı riskine dikkat çekmek “Trump Amerikası”nın Evanjelist çılgınlığını dizginler mi? Ya da Türkiye, bir “Batı cepheleşmesi” ile karşı karşıya kalmamak için nasıl bir karşı hamle yapar, “Türkiye’nin bölgedeki vazgeçilmezliği” Batı’da bir akıl süreci başlatır mı, bunlar güncel sorularımız… Zor bir coğrafyada gelecek inşa etmeye çalışıyoruz. Allah yardımcımız olsun.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025