Ahmet TAŞGETİREN
Ak Parti’nin toplumla ilişkisinde sorunlar olduğunun herkes farkındaydı. Yerel seçimlere gidilirken, “ders verileceği”nin de farkındaydı. 31 Mart’ta 7 büyükşehir yanında İstanbul’da alınan sonuç açık bir tehlike sinyali idi. Ardından 23 Haziran bozgunu geldi.
“Ders verme” gündemi her iki seçimin ana konusuydu ve bu gündem, tamamen yapılan yanlışlara karşı üstelik Ak Parti’ye yakın, ona oy vermiş insanların “uyarma” girişimi idi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “parti lideri” olarak “Şimdi ders verme zamanı değil” derken de, “Bundan sonra şunlar şunlar yapılacak” derken de, yapılan yanlışların giderilmesi gerektiğinden yola çıkmış olmalıydı.
O günlerde Numan kurtulmuş “Biz de siyaseti biliyoruz, eksikleri hataları görüyoruz, önce 23 Haziran’ı geçelim, ondan sonra gerekirse siyasi bakımdan tövbe istiğfar ederek yanlışlarımızdan kurtulacağız” diyecekti.
Ak Parti’nin akil insanlarından olan Cemil Çiçek de bana, yeni parti girişimlerini değerlendirirken “yeni partinin eskinin hataları üzerinden yola çıkacağı”nı, dolayısıyla Ak Parti’nin de özeleştiri yapması gerektiğine işaretle “Demokratik bir tevbe yapmalı, hatalarını görmeli, kendini güncellemeli” demişti.
En yenisi Bülent Arınç’ın çıkışıdır. Kendisi yakın zamanda Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi yapılmıştır. Ak Parti’nin kudema(eskileri, ilkleri)sındandır. Kalktı, TV ekranında en sıcak tartışma konularında partisinin görüş ve uygulamalarından farklı değerlendirmeler yaptı. Ben sayın Arınç’ın ekranda söylediklerinden daha öte eleştirileri olduğunu da biliyorum.
Yani açık ki Ak Parti’de bir şeyler var.
Normalde Ak Parti’ye yakın insanların yer aldığı bazı whatsapp gruplarında mesela “İstanbul Sözleşmesi” konusunda kıyamet kopuyor.
Daha da önemlisi kamuoyu yoklamaları hem Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin hem de Ak Parti’nin uygulamalarının ciddi taban kaybına yol açtığını ortaya koyuyor.
Şöyle bir soru üzerinde düşünelim:
-Acaba insanlar “muhalif” konuma düşme endişesi taşımasalar, özeleştiri boyutunda söylenenler bunlarla sınırlı kalır mı?
Şunu da düşünmeliyiz:
Muhafazakar nitelikli bir çok insan, AK Parti yıpranırsa kazanımlarda ciddi tahribat yaşanır kaygısı ile özel ortamlarda dile getirdiği eleştirilerini kamuoyu önünde dillendirmekten kaçınıyor. Bu demektir ki, derindeki sancı görünenden daha büyük.
***
Cemil Çiçek’in değerlendirmesine yeniden bakarsak, yeni hareketler, eskilerin yanlışı üzerine kuruluyor. Bu doğru.
Ahmet Davutoğlu ya da Ali Babacan yeni bir hareket başlatıyorlar. Yeni bir siyasi hareket önce bir “İtiraz”ı, sonra da bir “İddia”yı içerir.
İtiraz, hem bünyesinden koptuğu siyasi yapıya hem diğer siyasi oluşumlaradır. İddia ise, Türkiye’nin önüne mevcut yapılardan farklı bir “vizyon” sunmakla ilgilidir.
“Reis onlara paye vermişti, ellerinden alınca isyan ettiler” yollu bir yorum olan – biteni anlamak yerine, oluşumları “tehdit” gibi algılayıp, peşin bir yargılayıcı dil üretme çabasını gösterir.
Ali Babacan zaten partisinden istifa etti. İtirazlarını ve oluşturmaya çalıştığı vizyonu Karar’daki mülakatta gördünüz.
Davutoğlu, bir süredir parti içinde itirazlarını seslendiriyor. Yayınladığı 16 sayfalık Manifesto’yu ben Osmanlı’nın çözülüş sürecinin başlangıcında devlete sunulan “Koçibey Risalesi”ne benzetmiştim.
O manifestoda Ak Parti’nin tüm sancısı raporlanıyordu. “Gel üzerinde konuşalım, Ak Parti’nin tarihi bir misyonu var. Sancı alanlarımızın tedavisine birlikte bakalım” denseydi, ne olurdu?
Bu denir miydi? Başbakanlık’tan ve Parti Genel Başkanlığı’ndan alınan bir kişi söz konusuydu. O olay, zaten “Tasfiye” niteliğinde değil miydi? Pelikan - melikan merkezi bir operasyon çerçevesinde devreye sokulmamış mıydı?
O denmedi.
Öyle denseydi Davutoğlu gelir miydi? Davutoğlu malum operasyondan sonra gemileri yakmış mıydı, sonraki süreç “Anlaşmasız exit” niteliğinde değil miydi vs…
Davutoğlu ve birlikte yol aldığı düşünülen kişiler kamuoyu önündeki eleştirileri gerekçe gösterilerek “partiden ihraç” edilmek isteniyorlar.
İhraç? Olur mu, büyük ihtimal. Epeyce bir süredir yolların ayrıldığı açık.
Sonra Davutoğlu için yeni bir “Yol”a çıkılırken kendi sınavı başlayacak. Yaşanan sürecin yönetimi de o sınava dahil hiç şüphesiz.
Öte yanda Ak Parti’nin “demokratik tövbe”si her ne ise onun nasıl şekilleneceği gözlenecek.
“Hesaba çekilmeden önce muhasebe yapmak”tan bahsetti ya sayın Erdoğan Konya’da, onun gerçekten “Tedavi edici boyutta” yapılması gerekecek.
Orada da “Sistem körlüğü”nden kurtulup, “Sancı alanı”nı görebilmek önemli. Benim yaşadığım tecrübeler, bunun çok kolay olmadığını öğretti bana. İnsanlar gidenleri kötülemeyi, hatta onlara konuşma yasağı uygulamayı, kendi kendilerini onarmaya tercih ediyorlar çoğunlukla. Hele “Abi”lerin, “Hoca”ların, “Reis”lerin yanında kredi toplamak söz konusu ise…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025