Ahmet TAŞGETİREN
Ak Parti Kızılcahamam’da “kendine bakmak üzere” kampta. Kendine bakacak, çünkü yerel seçimlerde travmatik biçimde görüldüğü üzere, “iktidar yürüyüşü”nde bir şeyler oluyor. İstanbul, Ankara gibi bayrak şehirler kaybedilmiş, var mı daha ötesi!
CHP kendine bakıyor bir süredir, gelinen noktada Kılıçdaroğlu, en simgesel olayda, başörtüsünde “Yanlış yaptık” dedi geçti. İstanbul, Ankara gibi şehirleri de, toplumsal ittifaklar yaparak, kendine bakış sürecinde kazandı.
Ak Parti’nin kendine bakış sürecinde acaba “MHP ile ittifak” da bir özeleştiri alanı olarak kayda girecek mi?
Ne demek istiyorum ki?
Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi, yüzde 50 artı 1 zarureti, Ak Parti’nin buna gücünün yetmezliği ve MHP’nin desteğine duyulan ihtiyaç. Bahçeli “Getirin şu fiilen uyguladığınız şeyi, hukuki hale getirelim” demiş ve sizi, kendisine mahkum hale getirecek düzenlemenin içine çekmiş. Siz de “Böyle bir iktidar ballı börek” diyerek süreci başlatmışsınız.
Bugün, gelinen noktada yüzde 50 artı 1’i bulmak çok daha çetin. Bir yıllık uygulama, oyları artırmadı aksine düşüşe yöneltti. Bugün kamuoyu yoklamalarında Ak Parti’nin oyları yüzde 30’lu rakamlarda. En kabadayısı yüzde 36 rakamı veriyor. Bunu yüzde 50 artı 1’e yükseltmek için “MHP’ye mahkumiyet” çok net bir siyasi gerçeklik değil mi? Onun için Faruk Çelik, bu işin “çok yorucu” olduğunu söyleyip çıtayı yüzde 40 tabanına indirmeyi önermiyor mu? Kimse Faruk Çelik’e “Neden çok yorucu olsun ki!” diye sormuyor, “MHP ile kardeş kardeş geçinip gidiyoruz” rahatlığı içinde hareket ediyor. Halbuki kimse rahat değil.
Eminim ki Kızılcahamam’da birileri çıkıp, “MHP dilinin iktidara yansıması”, “MHP’nin Cumhur İttifakını bürümesi” diye bir sorunu gündeme getirecektir.
Şimdi bakın, Bahçeli, durup dururken, yani evinde, hastalık sürecini atlatma (nekahat) döneminde oturuyor ve . “CHP’yi HDP ile ilişkilendirdiği için Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığı kaldırılıp yargı huzuruna çıkarılabilir” gibi özetlenecek yazılı bir açıklama yapıyor.
İşin pratiğine bakarsanız MHP’nin Meclis’te Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığını kaldıracak bir oyu yok, demek ki Ak Parti’nin de bu işte MHP ile aynı yönde hareket edeceğini hesap ediyor.
Peki Ak Parti de (HDP ile işbirliğinden dolayı) ana muhalefet liderinin dokunulmazlığını kaldırma gibi bir eylemin içine girer mi? Yani Türkiye, ana muhalefet liderinin dokunulmazlığının kaldırıldığı bir ülke görünümüne girsin, ister mi?
Bahçeli’ye göre bu çok rahat bir iş. “Hukukun istisnası yok ya.”
Akıl diyor ki, böyle bir şey Türkiye’nin dünyadaki görüntüsünün canına okur. Hukuk ve siyasetin iç içe geçmişliğinden dolayı zaten kendi kendimize etmediğimiz kalmadı. Şimdi de Bahçeli’nin fermanı ile bir başka giyotin işleteceğiz.
Ben diyorum ki, Ak Parti bu fütursuzluğun içine girmez. Girmezden öte, bu fütursuzluğun kendisini bürümesinden dolayı olağanüstü rahatsız olur.
Bunun altını çizip duruyorum: MHP’nin Ak Parti’yi bürümesi hadisesi.
MHP’nin bundan fevkalade keyif aldığı açık. O bu kimliğine uygun bir toplumsal taban ile mutlu. Ama Ak Parti böyle yola çıkmadı ki. Ak Parti MHP imajına bürünerek iktidar olmadı ki. Ak Parti’nin mesela CHP’ye oy vermiş, mesela HDP’ye oy vermiş kitlelerden oy alma ihtimali sıfıra mı indi? CHP’nin Ak Parti tabanından oy almaya uğraştığı, MHP’nin Ak Parti tabanında karşılık ürettiği bir zamanda MHP dilinin Ak Parti’yi bürümesi hadisesi…
Tam seçim arefesinde Cumhur İttifakı olarak Öcalan’lar üzerinden girişilen operasyonun Kürtler’de hiçbir karşılık üretmemesi de uyandırmıyor hiç kimseyi.
HDP’yi kapatmıyorsunuz, çünkü bu işin belalı bir iş olduğunu biliyorsunuz. Üstelik HDP’ye oy veren vatandaşlardan oy da istiyorsunuz. Ama HDP üzerinden başkalarını biçmeyi siyasi bir marifet sanıyorsunuz.
Bu tarz davranışların Kürtler’in aidiyet duygusunu tahrip ettiğini aklına getirecek bir Allah kulu kalmadı mı oralarda?
Bahçeli her şeyi yazar, söyler. Ben onun çıkışlarında hiçbir hikmet-i hükümet aramıyorum. Onun sırtında yumurta küfesi yok.
Ama devleti yönetme sorumluluğu şu anda Ak Parti kadrolarının üzerinde. Ülkede yaşayan herkesle ortak bir dil üretme sorumluluğu da onda. İnsanları milyon milyon kamplaştırmanın ağır bedeli olur.
Türkiye, Cumhur İttifakı’na oy veren kitlelerden ibaret değil. Ve Cumhuru yönetmeye talip olmak, 81 milyonun hukukunu gözetmek demektir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025