Ahmet TAŞGETİREN
Geçtiğimiz hafta iki kitap okudum. Birisi 27 Mayıs’ın darbeci yarbayı Orhan Erkanlı’nın “Anılar, Sorunlar, Sorumlular” ismini taşıyan ve 27 Mayıs’ı anlattığı kitabı. Diğeri de Yavuz Donat’ın 50 yıllık gazetecilik hayatından kesitleri anlattığı “Of the record” isimli kitabı.
Alıntılar paylaşacağım sizlerle bu iki kitaptan. Her iki kitap ibretlerle dolu. 27 Mayıs’a “Darbeciler”in durduğu yerden bakan, ama darbecilere de bakan bir kitap Orhan Erkanlı’nınki.
Yavuz Donat ise, Türkiye’nin 27 Mayıs bakıyesini, 12 Mart’ını, 12 Eylül’ünü, 28 Şubat’ını, bugünlerini, Bayar’la, İnönü ile, Demirel’le, Ecevit’le, Erbakan’la, Türkeş’le, Evren’le, askerlerle, Tayyip bey’le ve daha yüzlerce politik sima ile birlikte yaşayan duayen bir gazeteci.
Alıntılar paylaşacağım, dedim. Şüphesiz birer damlacık niteliğinde. Pek çok şeyin altını çizdim, çünkü her iki kitabı okurken bugünlere gelip gidiyorsunuz.
27 Mayıs’ın bir “147’liler” listesi vardır. 147 üniversite hocasının görevine son verilmiştir. 12 Mart’ta bunların adı 1402’liklerdir. Bugünlerinki… Tırpan gelir böyle zamanlarda. İşte Erkanlı’nın o günleri anlatan notları:
“Her türlü kanaate, inanışa taarruz ediyorduk; solcusunu da sağcısını da atıyorduk. Doğum yeri şarkta olanı kürtçü diye, namaza gidenleri softa ve gerici diye, kitabı olanı çalmıştır diye, kitapsızları kitapsız diye, talebeye ciddi davrananı kaba ve sert diye, samimi hareket edenleri lâübali diye, kızlarla fazla ilgileneni ahlaksız diye damgalıyorduk. Solcu, sağcı, mason, kürtçü, gerici, cahil, tüccar, kitapsız, politikacı, vs. gibi sıfatlar sık sık kullanılıyor, bu barajları aşabilenler içerde kalıyorlardı…. Aslında gelen bilgilerin doğruluğu da şüpheliydi….Üniversite olayında bir sabotaja maruz kalıp kalmadığımızı, kasten hatalara itilip itilmediğimizi bugün dahi düşünmekteyim. Çünkü yapılan isabetsizlikleri, adaletsizlikleri başka türlü izaha imkan göremiyorum….. En hafif ihtimalle, müşavirlerimizin oyununa gelmiş, onların kendilerine yer açmak, eski hesaplarını görmek için giriştikleri oyunların aleti olmuştuk.” (s. 47-48)
“27 Mayıs sabaha karşı, Türkiye’nin büyük şehir ve kasabalarında bir insan avı başlamış ve bu hal günlerce sürmüştür…. İstanbul’da ihtilal kuvvetleri emrinde vazifeli olan bazı subaylar dahi yanlışlıkla tevkif edilmiştir.” (s. 79-80) binlerce insan kanunsuz olarak nezaret altında bulunmakta idiler.” (s.91)
Erkanlı’nın kitabında bir de gözaltı furyasında Balmumcu’da toplananlara işaret edilir. Şöyle ki:
“Balmumcu’da tutuklu bulunanlar arasında partililer, valiler, bankacılar, polis şefleri, tüccarlar… hülasa her sınıf ve meslekten insanlar vardı. Bu kişiler niçin tutuklanmıştır, hangi makamlar bu hususta emir vermiştir, suçları ne idi, kimler tarafından nezaret altına alınmışlardır? Bu soruların cevabını bulmak mümkün değildir.” (s.127) “Kuruların yanında yaşların da yanması ihtilal dönemlerinde normal sayılabilir.” (128) Sonra bir gün Erkanlı’nın “İyi yürekli Garnizon komutanı” diye nitelediği komutan Milli Birlik komitesini ziyaret eder ve şöyle der:
“Tutuklular içinde İstanbul’un en önemli sanayici ve tüccarları vardı. Bu şahıslar içerde oldukları için işleri aksamış, piyasa durgunlaşmış ve iş sahaları bilhassa gayrı Müslimlerin eline geçmiştir. Kendileri ihtilale karşı değildirler, aksine ihtilali haklı bulan ve desteklemek isteyen kişilerdir. Komite veya hükümete maddi yönlerden yardım etmek arzusundadırlar. D.P. ile çoğunun samimi bir ilgileri yoktur. Her iktidar gibi gelenek icabı D.P.’ye de maddi yardım yapmışlar, iyi geçinmeye çalışmışlardır.” (s.129)
Bu gerekçe makul bulunmuş ve bir süre sonra söz konusu kişilerin önemli bir kısmı serbest bırakılmış.
Diyor ki Erkanlı: “27 Mayıs’ı takiben ihbar yapılmayan devlet memuru kalmamıştı.” (s. 133)
Geçmişten bugünlere baktığınızda kopyalanmış uygulamalar şaşırtıcı gelmiyor.
***
“Of the record”
Yavuz Donat’ın kitabı… Yazılan dönemleri ben de gazeteci – yazar olarak yaşadım. Kitapta ilgimi çeken, bilgilerimi yenileyen sayısız anekdotla karşılaştığımı belirtmeliyim. Çok renkli, akan bir kitap “Of the record”. Yerim kısıtlı. Daha sonraki yazılarımda zaman zaman kitaba atıflar yapacağım muhakkak.
Burada sizlerle kitapta yer alan “Derin devlet”le ilgili bir anekdotu paylaşacağım. “Demirel’e ve Evren’e sordum, diyor Yavuz Donat, 2005’te, yazmak üzere. Demirel de saatlerce anlattı, diyor. Şöyle demiş Demirel:
“Evet, Türkiye’de bir derin devlet var.” “12 Eylül 1980 darbesinin bir derin devlet icraatı olduğunu söyledi” diye ilave ediyor. Şu satırlar da arkasından geliyor:
“Demirel’le konuştuktan sonra Kenan Evren’i ziyaret ettim. Demirel’in buna anlattıklarının doğru olduğunu söyledi. “12 Eylül derin devletin işidir” dedi. Bunları yazınca da “Küçük kıyamet koptu” diye not düşüyor Yavuz Donat.
Gerisini kitaptan okuyun, derim, Ama okuyun.
Şebnem Bursalı sormuş Yavuz Donat cevaplamış, 357 sayfalık kitap Turkuaz kitap arasında çıkmış.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025