Ahmet TAŞGETİREN
Tayyip Erdoğan’la ilişkisi kadim zamanlara uzanıyor; taa belediye başkanlığı günlerine.
Ak Parti iktidar olduğu zaman ise en güvenilir “hukuk danışmanı” o idi dense yanlış olmaz. Halen de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a direkt ulaşabilen nadir insanlar arasındadır.
Prof. Dr. İzzet Özgenç’ten söz ediyorum. Çarşamba günü Karar tv’de onunla mülakatımız oldu. Sıcak konu infaz yasası idi, ama Türkiye hukuk sancısı bitmeyen bir ülke, dolayısıyla İzzet Hoca’yı yakalayınca bunları konuşmamak olmazdı. Konuştuk. O da, kimi zaman kendini tuttuğu hissini verse de çok şeyi söyledi. Bir saat 15 dakikalık mülakatta altı çizilecek çok konu var da, bu makalenin kapsama alanı kadar notla yetinmek durumundayım.
Üç konunun altını çizmek istiyorum:
-Türkiye’de hukuki hatalar bilinçli yapılıyor.
-Cumhurbaşkanı her şeye hakim gibi gözüküyorsa da öyle değil. Başka bir “İrade” var.
-Birilerini koruyor kaygısı.
Önce İzzet Hoca’nın şu ifadelerini birlikte okuyalım:
BİLİNÇLİ HATALAR
“Sayın Cumhurbaşkanı ile münasebetim dolayısıyla Türkiye’deki pek çok hukuk sorunuyla ilgilendim. Bu sorunlarla 2000’li yılların başı itibariyle ilgilendim. Belli bir noktaya geldikten sonra bu sorunların bir kısmının hukuk bilgisizliğinden kaynaklanmadığını, bir kısmının bilinçli yanlışlar olduğunu gördüm. Çok fazla örnek vermek istemiyorum, bu yanlışlarla ilgili ilgili otoriteleri doğrudan doğruya bilgilendirme şeklinde bir yol takip ettim. Bunlardan bir kısmı ile ilgili başarı elde ettim. Açık söylüyorum, bu yanlış bilinçli olarak yapılmış bir yanlıştır. Türkiye’de hukuk alanında birtakım yanlışların bilinçli olarak yapıldığına şahit oldum.”
HANGİ İRADE
“İrade “Türkiye’de terörle mücadele bakımından hukukun gereklerine göre hareket edilecektir. Mahkemelere ve cumhuriyet savcılarına müdahale edilmeyecektir. Hukukun doğrultusunda hareket etmeleri yönünde ne gerekiyorsa yapılacaktır” dese, bir haftada bu ülkedeki atmosfer değişir.”
CUMHURBAŞKANI BİLE
“Sayın Cumhurbaşkanı oluşturduğu izlenim itibariyle, her şeye hâkim bir görüntü veriyor ise de hukukla ilgili bilinçli yanlışları önleyebilecek konumda değil. Sayın Cumhurbaşkanına isim isim ben hataları söylediğimde ‘sen yanlış söylüyorsun’ demedi. Ama hataların düzeltilmesi yönünde hiçbir mesafe alınamadı. Ben sadece bu kadarını söyleyeyim. “
FETÖ DAVALARI
“Söyleyeceklerim, birilerini koruyor, birilerini suçluyor gibi algılanacak. Ancak o davalarda izlenen yöntem baştan yanlıştı. Çünkü siz ceza muhakemesi hukuku kurallarını bir kenara koydunuz, yaptığınız soruşturmalarda ve kovuşturmalarda gerçekten suç işlemiş insanların mağdurum diyerek ortalıkta dolaşmasına fırsat oluşturdunuz. Ya da suçla ilgisi olmayan birtakım insanları da terörle suçladınız. Böyle bir kargaşa meydana getirildi. Buna hiç gerek yoktu. 15 Temmuz hadisesi ve öncesinde işlenen önemli birtakım suçlarla mücadelede edilirken bilinçli birtakım yanlışlıklar yapıldı. Bu yanlışların giderilmesi için çaba göstermemize rağmen başarılı olamadık.”
AYM HUKUK VE KONJONKTÜR
“Bu kanuni düzenlemede eşitlik ilkesiyle bağdaşmayan birtakım hükümlerin olduğunu biliyoruz. Bir kısmı ile ilgili AYM iptal kararı verebilir. Ancak ben bu beklentiyle hareket eden bir hukukçu değilim. AYM’ler her zaman salt hukuki mülahazalar ile hareket etmiyorlar. Yapıları itibariyle konjonktüre uygun kararlar verebiliyorlar. Eleştirmek için söylemiyorum, bu AYM’lerin yapısından kaynaklanıyor…”
TUTUKLULUK PEŞİN İNFAZ
“Türkiye, dünyada tutuklu sayıları itibariyle iyi bir örnek değil. Tutuklu olarak bulunan kişi sayımız 80 binin üzerinde. Bu bir kanuni düzenleme değil. Uygulama sorunu. Bunun çözümü için de kanunda adli kontrol tedbiri gibi gerekli mekanizmalar öngörülmüş. Biz bir tutuklamayı bir koruma tedbiri değil, önceden infazına başlanan bir ceza olarak görüyoruz.”
Bu ifadeleri okuduğunuzda eminim sizin de aklınıza “Bilinçli yanlışları hangi İrade’nin yaptığı”, Cumhurbaşkanı’nı bile aşan, Anayasa Mahkemesi’ne “konjonktür”ü empoze eden, İzzet Hoca’ya da “bu kadarını söyleten” o İrade’nin var olup olmadığı ya da varsa ne olduğu soruları gelecektir.
İzzet Hoca gibi kadim “Yol arkadaşı”nın bile bir hukuk uyarısında bulunurken “Birilerini koruyor” psikolojisine sürüklendiği bir iklim, herhalde en başta sayın Cumhurbaşkanı’nın üzerinde durması gereken bir meseledir. Çünkü böyle bir durum en yakın dostlarınızın “İkazdan kaçınma” psikolojisine sürüklenmesi ve ülkenin hukuk alanında “bilinçli yanlışlar” yapması sonucu doğurur. Bedeli ülke de öder, ülkeyi yönetenler de.
İzzet Hoca “Cezaevlerinde 80 bin tutuklu var ve tutukluluk peşin infaz gibi kullanılıyor” diyor.
Ne diyelim, bunlar açık “Dost uyarısı.” Dost acı söylese de söylendi işte. Gerisi duyanların feraseti ile ilgili.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025