Ahmet TAŞGETİREN
Mesele bu…” diye bitiriyor sözlerini. Bu sözleri söylerken AK Parti Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı olan Emre Cemil Ayvalı. CNN Türk ekranlarında. Ahmet Hakan’ın “Tarafsız Bölge” programında. Kıyametin kopacağını besbelli ki hissetmiş olan Ahmet Hakan ve Abdülkadir Selvi’nin gözleri fal taşı gibi açılmış halde dinlediği sözlerin tamamı şöyle:
“FETÖ ile AK Parti kol kola diyorsunuz. Eğer geçmişte FETÖ ile AK Parti bürokraside kol kola girdiyse şayet bunu da farklı darbecileri tasfiye etmek için yaptı. Çünkü eski devlet düzeninde atama düzeni şöyleydi: 2002’de ben iktidara gelmişim, sene 2007-2008. Ya benim 1 müsteşar atamam için bu adamın genel müdür olarak 12 yılı doldurması lazım. Ben sanki kendi kadrolarımla geldim de, çok mücadele etme gücüm vardı, muktedirdim de böyle bir fanteziye mi girdim? Bir tarafta çok açık söylüyorum darbeci Kemalist gelenek vardı, bir tarafta FETÖ vardı. Ve bunları birbirine kırdırmak suretiyle yol almak mecburiyetinde kaldım. 2010’a kadar. Mesele bu.”
Aslında öncesinde biraz daha var. “Ordudaki kemalist vesayeti” anlatmak üzere, Ahmet Zeki Üçok’a atfen söyledikleri: “FETÖ’cü subaylar kendilerini gizlemek için şarap içer, namaz kılmaz, karılarının başını açardı vs…”
Emre Cemil Ayvalı bunları söylerken müthiş bir özgüven içindeydi. Bir büyük gerçeği anlattığına inandığı besbelliydi. Ak Parti adına konuşuyordu. Çoktan beri A Haber’e benzemeye başlayan CNN Türk ekranları ona benzer insanlara tahsis edilmişti. Sesi, hele bunları söylerken herkesi susturacak bir tondaydı.
Oysa ses ağızdan çıkınca artık sizin hakimiyetiniz bitiyor, onun size hakimiyeti başlıyordu. Nitekim daha sözün tamamı bitmeden “İşte itiraf” damgası geldi bile. Ve “İtiraf” damgası yedi Emre’nin başını…
Neydi gerçekten o sözler?
“Aslında” diye başlayıp birçok cümle kurmak mümkün bu noktada.
Aslında bir Kemalist vesayet vardı.
Aslında Ak Parti’nin devleti yönetecek kadroları yoktu.
Aslında, 2007’de gece yarısı muhtıra ile, 2008 yılında yüzde 47 ile iktidarda iken kapatma davası ile karşılaşan bir parti idi.
Emre diyor ki, “Biz de Kemalistleri tasfiye etmek için FETÖ ile kol kola girdik.” Hani ardından “Ne var bunda? Siz olsanız ne yapardınız? Kemalist vesayete boyun mu eğecektiniz?” demesi gerekiyor gibi.
Aslında bir siyasi hareket formel veya informel işbirlikleri gerçekleştirir. Bunu ben de yazmışımdır, “İçerdeki meşruiyet problemini aşmak için ABD ile AB ile ilişkiler”e işaret etmişimdir. İçerde liberal çevrelerle ilişkiler öyledir. Farklı cemaatlerle ilişkiler vardır. Bu arada iktidara hazır kadro vermek üzere o zamanın “Gülen cemaati” diğer cemaatlerin yetişmiş insan sınırlılığına göre başat roldedir.
Bir de o zamanın Gülen yapısı, acayip biçimde gözü kara bir nitelik kazanmıştır. Anayasa oylamasında “Mümkünse mezardan çıkın gelin” çağrıları yapılır malum. Ben o dönem onlardan birisine “Cemaatin bu kadar gözü kara yargı mensubunun bulunduğunu bilmiyordum” demiştim.
Burada sorun “Kol kola giriş ne anlama geliyordu?” meselesinde odaklaşıyor. Kol kola girdikten sonra ne yapıldı? Bu bir “informel” ilişki ise, hukuk işin neresindeydi? “Kol kola iken” illegelal – yasa dışı işlere girişildi mi? O yapıya verilen imkanlar, daha sonra 250 kişinin can verdiği binlerce insanın yaralandığı 15 Temmuz gibi bir darbe girişiminin hazırlık safhasına dönüştü mü?
Bugün o yapı “FETÖ” oldu. Bir terör örgütü olarak yargılanıyor. Ve herkesin bu yapı ile ilişkisi sorgulanıyor. İşin dramatik yanı şu ki, dün “Kemalist yapı” gibi on yılların devletteki dev birikimini tasfiye etmek için belli ki dev imkanlar vererek devreye soktuğunuz bir yapı ile uzaktan yakından (evet uzaktan yakından) irtibatlı – iltisaklı herkesi yine Kemalist yapı ile iltisaklı bir grubun hazırladığı “FETÖMETRE” ile tespit etmeye çalışıyorsunuz.
Bu durumda o yapıyı o güçle donatmak ne oluyor?
O yapının sizin “istihdamınızla” Emniyet’te, Yargıda, Ordu’da yaptıkları ne oluyor?
Emre Can Ayvalı’nın sözleri “Yanılmışız”ın yeni versiyonu.
Ancak iki temel soru var, iki temel mesele:
Bir: İltisak – irtibat damgası vurularak cezalandırılanlar neden cezalandırılıyor?
İki: Kol kola girerek türlü hukuksuzluklara imkân verenler neden bedel ödemiyor?
....
Bir gün bir E.C.A daha çıkar, tam da bugünler için “Kimlerle ne için kol kola girildiği”ni anlatır. Çünkü hala o “birilerini tasfiye için birileri ile kol kola girme anlayışı” devam ediyor. Neresi legal – neresi illegal çizgilerinin birbirine karışıp karışmadığına da bakılmaksızın. Hukukun geldiği yere bakarsanız her şeyi görürsünüz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025