Ahmet TAŞGETİREN
49 bin üyeli İstanbul Barosu’nun 8 bin kişinin desteklediği, üstelik “ideolojik – siyasi” niteliği belirgin bir kadro tarafından yönetilmesi, bu işin yıllar yılı bu şekilde devam etmesi “Adil” değil, “Normal” değil.
“Savunma” adaletin olmazsa olmaz rüknü. Her yargılamada kaçınılmaz safha “Söz savunmanın” safhası. Onun için savunma alanını öyle ceffel – kalem düzenlemenin “Adalet hassasiyeti” ile alakası olamaz. O başka hesaptır. Savunma alanını sancılandırır.
Hele “Baro” gibi bir anlamda “Savunma alanı”nın “Etik denetim” müessesesini ideolojik tekelden arındırma gerekçesiyle, her siyasi – ideolojik gruplaşmaya açık hale getirecek “Çoklu baro” arayışı, çok daha büyük riskler barındırır.
Aslında Hakimlik, Savcılık, Avukatlık, adalet arayışının unsurlarıdır. Mahkemeler, adaletin ortaya çıktığı mekanlardır. Bunlar bu nitelikleri ile ete – kemiğe bürünürlerse “Adalet mülkün temeli” olur.
Türkiye’de bunların tamamında sorun var. Onun için “Adalet arayışı” Türkiye’de dönem dönem herkesin ortak çığlığı haline gelir.
Herkes “Hakim yapı”nın adaleti ıskaladığından şikayet eder, kendisi hakim hale geldiğinde de insanları “adalet çığlığı” atar hale getirir.
Uzun süredir baro seçimlerinde, yönetimlerinde adalet yoktur, ama şimdi baro yönetimleri “adalet çığlığı” atar hale gelmişlerdir.
Keşke ibret alınsa…
İbret alınsa da, mesela Ankara yollarına çıkan, Adliye önlerinde seslerini yükseltmeye çalışan baro yönetimleri ve avukatlar, “Adil, makul, normal” bir baro yapılanmasının formülünü arasalar.
Bu konuda bir çalışma var. Görsel medyaya da yansıdı. Sabahattin Zaim Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Ramazan Arıtürk’ün çalışması.
Arıtürk’ü çok uzun zamandır tanırım. Benim avukatımdır. 28 Şubat günlerinde çetin davalarda avukatlığımı üstlendi. Hukuk alanında ilmi çalışmalar yapıyor. Bildiğim kadarıyla cari hukuk sisteminin aksayan yönleri ve iyileştirme arayışları üzerine geniş bir çalışması kitap haline gelme safhasında.
Baro tartışması konusunda da “Barolar ve Türkiye Barolar Birliğinin Örgütlenme Modeli ve Yeniden Yapılanması” başlıklı bir makalesi yayınlandı.
Arıtürk’ün önerisi şöyle: Bir Baro Meclisi oluşturulsun. Meclis’e seçimde bütün gruplar, oylarına göre temsil edilsin. Diyelim İstanbul’da 49 bin avukat var. Meclis 80 kişilik olsun. Buna göre seçilmek için en çok 612 oy almak gerekiyor. Oradan aşağıya doğru 80’e tamamlanıncaya kadar oylar – adaylar sıralansın. Böylece 8 bin, 6 bin, üç bin, iki bin oy alan gruplardan seçilenlerle Meclis oluşsun.
Meclis içinden bir yönetim kurulu seçilsin. Meclis ayda bir toplansın ve gerçek denetim uygulasın.
Diyor ki Arıtürk: Böylece Meclis dengeli olur, yönetim dengeli olur, denetim aktif olur. Gruplar birbiri ile iletişim geliştirmek zorunda kalır.
Ve vatandaş bilir ki, bu baro bir grubun tekelinde değildir, gerçek bir yargı kurumudur.
Ramazan Bey, “Baro, diyor, bütün dünyada saygındır. Avukatlık saygın bir meslektir. Bu saygınlığı devlet dahil herkesin koruması gerekir. Baroların da Ahilik geleneğimizde olduğu gibi gerçek bir etik kontrol müessesesi haline gelmesi gerekir.”
Şunu biliyorum, Ramazan Bey’in değerlendirmeleri hem Ak Parti hem MHP çevrelerinde ilgi gördü. İktidar cenahı yeni bir değerlendirme yapar mı, onu bilmiyorum. Çünkü orada da farklı eğilimler var. Hukukçu milletvekillerinin önemli bir kısmının “Çoklu baro” girişiminden rahatsız olduğu bilgileri geliyor, Adalet Bakanı sanki kenarda kalmış ya da böyle kalmayı tercih etmiş gibi, MHP cenahında ortaya çıkacak riskler konusunda kaygının ağır bastığına dair haberler geliyor.
İktidara genel manada bir uyarı yapılıyor:
“Bütün bu düzenlemeleri hiç iktidardan gitmeyecekmiş gibi ve kendinize yontma hesabıyla yapıyorsunuz, bu düzenlemeler yarın size karşı biçici mahiyet kazanabilir. Özellikle yargı alanında yapılanlar bumerang gibidir, yarın hedef alanı hedef haline getirebilir.”
Ak Parti’nin 18 yılında kaç defa “Yanılmışız” dediğinin hesabı tutulmuyor olabilir. En büyük yanılgının “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” konusunda ve “Yüzde 50 artı 1” uygulaması ile gerçekleştiği, yargı ve yargısız infaz alanındaki yanılgıların ise yüz binlerce insanın vebalini yüklenme anlamına geldiği açıktır.
Bu uyarıları medya alanında olabildiği ölçüde yapmaya çalışan Bülent Arınç’ın taşlanmaya maruz kaldığı bir ortamda “Uyarmak” da büyük risk üstlenmek demek olduğuna göre “Ak Parti’de işler nasıl düzelecek?” sorusu kaçınılmaz hale geliyor. Birileri susuyor, en bıçkınlar rol kesiyor. Böyle mi olacaktı?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025