Akif BEKİ
Ben demiyorum, kelam-ı kibar dedikleri büyük sözüdür.
Üstat Refik Halid Karay da pek tutar bu özdeyişi.
Aslı şöyledir: "Rüzgarın önüne düşmeyen adem yorulur."
Cumhurbaşkanı Erdoğan da geçen hafta aynı fikirdeydi. Gençlerle YouTube yayınında, sosyal medyaya düşman olmadıklarını anlatmıştı. Twitter'daki yüksek takipçi sayısını delil göstermiş, "Nefret etsek etkin ve yaygın kullanır mıydık" demişti.
Ne oldu da fikri değişti ve dün YouTube, Twitter, Netflix gibi mecralara neden karşı olduğunu anlatmaya başladı?
Bu mecraları "tamamen ortadan kaldırmak ve düzene sokup kontrol etmek" için bir an önce düzenleme talimatı verdi.
Torunu Hamza Salih'in doğumunu, damadı Twitter'dan müjdelemişti. Sebep, o sevinç paylaşımının altına yazılan ahlaksız yorumlara kızması mı?
Bakan Albayrak ve eşi Esra Albayrak'a cinsiyetçi saldırı ve sataşmalar mı Cumhurbaşkanı'nın fikrini değiştirdi?
Öyle olsa, "on binlerce tebrikin yanında insanlıktan çıkmış sayıca az ahlaksızın hakareti" demezdi. Polis ve savcı marifetiyle zaten yakalayıp işledikleri suçtan hesap soracaklarını da eklemezdi.
Birkaç densiz alçağın kötüye kullanımı yüzünden iyiye kullanan milyonlar mı cezalandırılacak? Hakları engellenecek, özgürlükleri mi kısıtlanacak?
Hem polis ve savcı gereğini yapabiliyorsa mevcut düzenlemelerde imkan ve yetki var demektir.
Küfür, hakaret, karalama, ayrımcı saldırı ve nefret söylemleri kanunen tanımlanmamış olsa hangi suçtan işlem yapılabilirdi?
Halihazırda yetersiz kalan nedir ki hukuken mücadele için yeni düzenlemeye ihtiyaç duyuluyor?
Kaldı ki Esra-Berat Albayrak çiftinin uğradığı saldırıyı nefretle kınamayan kalmadı.
En rijit muhalifler bile fanfin etmedi, dümdüz kabul edilemez buldu, dayanışmasını gür sesle ortaya koydu.
Sabah akşam kutuplaşmaktan canı çıkmış Twitter alemi, bu alçaklığa karşı teklemeden birleşti. En uçtakiler bile bu ahlaksızlığı dışladı, marjinalleştirdi.
O kadar ki...
İktidarın kimi sosyal medya cengaverleriyle gazeteleri hazırlıksız bile yakalandı. Belli ki bunu beklemiyorlardı.
Muhalefetten gelen destek ve kınamaları nasıl geri çevireceklerini bilemediler.
'Geç kaldılar, saymayız' diyen mi istersiniz! 'Samimi değil göstermelik' diye yok farz eden mi!...
Hala 'senin küfürbazın benim küfürbazım' ayrımı yapmış gibi, olmayan bir tepkisizlik üzerinden muhalefete yüklenme gülünçlükleri dahi sergilendi.
Tepkilere memnun olacağı yerde rahatsızlığını saklayamayanlar...Utanmasa, 'ne demeye kınama yarışına girdiniz, kutuplaşma ezberimizi bozmasanız olmaz mıydı' diyecekler...
Gerçek şu ki...Sosyal medyaya karşıtlığı haklılaştırmakta kullanılacak bir mazeret, bir falso vermedi muhalefet.
Bilakis, kolladıkları bahane fırsatı ellerinden alınmış gibi mızmızlananlar görüldü.
Ayrıca Netflix gibi isteğe bağlı platformların konuyla alakası ne?
Geriye şu kalıyor: Cumhurbaşkanı, gençlerle YouTube yayınında aradığını bulamadığından mı?
‘Kızacaksanız oynamayalım’ demezler mi?
‘Oy moy yok’ yorumları ve ‘dislike’ların intikamı mı alınacak yani?
‘Ne yapsak olmuyor, en iyisi kapatmak, yasaklayalım gitsin’ noktasına gelmiş olabilir mi iktidar?
Cumhurbaşkanlığından Fahrettin Altun, bu tür çıkarsamaları reddetti gerçi. Düzeltici bir açıklamayla, o sözlerin baskıcı ve yasakçı gibi anlaşılmamasını istedi.
Ama eğer öyleyse, kötü bir haberim var.
Bu, yeni seçmenin gönlünü kazandırmaz, daha da iter. İktidarı, zamanın ve yeni kuşakların daha da gerisine atar.
Rüzgarın önüne düşemiyorum diye rüzgarla kavga mı edilir?
Eski usul siyasi iletişim dünyası geride kaldı.
Etkileşim çağının doğasını anlamayan, gençlerin dilinden de anlayamaz. Anlayamadığı dili konuşabilir mi ki yaranmanın yolunu bulsun?
Bıkmadan, yılmadan, pes etmeden denemeye devam etmek, tek çaresi.
‘Dislike’ı hazmedememek, hamama girip terlemekten şikayet etmek gibidir.
Etkileşimin fıtratında, YouTuber olmanın kaderinde ‘like’ almak kadar ‘dislike’ almak da var.
‘Çalım yiyince topu patlatan mızıkçı gibi kızacak, ağlaşacaksanız oynamayalım’ dedirtmez mi?
Beğenilmemeye bozulmak, ‘olmuyor usandım’ deyip havlu atmak, rüzgara küsüp oyunu dağıtmaya kalkışmak daha da kaybettirir.
Siz karşısına geçtiniz diye rüzgar dinecek değil. Şişirecek bir yelken bulur.
Gözünü kapatan ancak kendine gece yapar. Ben demiş olayım.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025