Fehim TAŞTEKİN
PKK sembolik silah bırakma törenini Irak Kürdistan’ında silahlı mücadelenin simgesel mekanlarından biri olan Casene Mağarası’nın yanında yaparak tarihsel devamlılığa bir gönderme yaptı. 1920’lerde Şeyh Mahmud Berzenci’den Saddam rejimine karşı peşmerge mücadelesine uzanan bir yola selam durdu. Buradan silah bırakırken başka bir kulvarda mücadeleye sarılma metaforu çıkıyor. Fesih ve silah bırakma kararının temelindeki yönelim zaten Abdullah Öcalan’ın çağrılarında başından sonuna yer alıyor. Silahları yakma merasiminde ‘Barış ve Demokratik Toplum Grubu’ imzasıyla yapılan açıklamada demokratik entegrasyon yasalarının çıkarılması temelinde mücadelenin süreceği vurgulandı. Daha önce de Kandil’den gelen açıklamalarda bu merasimin Öcalan’ı açığa düşürmemek ve demokratik dönüşüme fırsat tanımak için bu adımın atılacağı açıklanmıştı. Evet silah bırakmaya başlangıç adımının devamı için yasal düzenlemelerin bir şart olduğu vurgulanıyor. Yani otomatik olarak silsileler halinde bir silah bırakma beklenemez. Bundan sonra top devletin sahasına geçiyor.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in “Meclisin sürece dayanak sağlayacak iradesinin devreye girmesiyle tüm siyasi partilerin katkıları somutlaşacaktır” açıklaması adım atma sırasının iktidar kanadında olduğu gerçeğini teslim ediyor. Komitelerin kurulup yasal düzenlemelerin yapılması bu törenlerin tekrarını garantileyebilir. Aksi halde tarihi adım heba edilmiş olur.
Yine Çelik’in “Cumhurbaşkanımızın iradesiyle bir devlet projesi olarak yürüyen bu sürecin amaçlarına ulaşması için her türlü provokasyona karşı teyakkuz hali devam etmektedir” sözü de bundan böyle iktidarın süreci kenarından tutamayacağına işaret ediyor. Başından beri iktidar cenahı süreci sahiplenmiyormuş izlenimi veren bir strateji izledi. Bu tutum ister istemez süreci samimiyet testine sokuyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “PKK’nın kurucu önderliği sözünü tutmuş, taahhüdünün ardında durmuştur” açıklaması, sözünü tutması gereken diğer tarafa bakılmasına imkan veriyor. Silahların tamamen susmasını sağlayacak adımları atma sırası iktidarda. Bu adımlar her ne ise açılım diye önümüze getirilecek olanlar Türkiye’nin ihtiyacı olan demokratikleşmeyi karşılamayabilir. Erdoğan her zaman meselelere sandık hesabıyla yaklaşan bir lider profili çizdi. Atacağı adımlar iktidarını tahkim etmeye dönük olabilir; seçmece bir yoldan gidebilir. Bu Erdoğan’ın sicilinde olan bir şey. Fakat demokratik düzene geçişi temin etmese bile silahlı çatışma dönemini kapatmaya yetecek düzeyde bir açılım bundan sonra verilecek mücadelenin sağlıklı bir temele kavuşmasına hizmet edebilir. Silahların devreden çıkması çok yönlü olarak siyasal sisteme hükmeden denklemi değiştirebilir.
Bagajında silah olan bir hareket, bir yanıyla demokratik zeminde varlık gösterse bile hem kendisini tıkıyor hem de başkalarının demokratik mücadele alanını yok ediyor. Silahlar siyaseti rehine alıyor. Ayrıca çatışma faşizm inşasının en büyük istismar ve beslenme kaynağı. Bu çarkı döndüren gerekçelerin yakılması demokratik mücadeleyi büyütmeye hizmet edebilir. PKK’nin silahsızlanma kararı kısa vadede iktidara nefes aldıracak olsa bile uzun vadede faşizan ve otoriter gidişata daha örgütlü ve kitlesel mücadele zeminini hazırlayabilir.
Bundan sonra başka önemli bir soru, bu adımların bölgedeki diğer denklemlere nasıl yansıyacağıdır. Özellikle Suriye’de SDG’nin yeni sisteme nasıl entegre edileceği PKK’nin silah bırakma ve fesih süreciyle birlikte ele alınıyor. İktidar PKK’nin silah bırakmasından hareketle SDG ve demokratik özerklik projesinin geleceğini Suriye’nin kendi iç meselesi olarak görme eğilimine girebilir mi? Kürtlerin Suriye’deki özerkliği silah bırakmaya bir karşılık olarak görmesine anlayış gösterilir mi? Yoksa PKK tüm uzantılarıyla birlikte tarih olmalıdır diyen tutum korunur mu? İmralı’da müzakerelerin başlaması, çatışmanın Türkiye’nin önüne bir beka sorunu çıkardığı değerlendirmesine dayanıyordu. Peki çatışma Suriye’de SDG’ye karşı dayatılan bir seçenek olursa, aynı beka sorunu komşu için geçerli olmayacak mıdır? İktidar esnedi ama güvenlikçi eski alışkanlıklardan da vazgeçemiyor.
Bu meselenin hiç konuşulmayan tarafı İran ayağı. PJAK, İran’da rejimin türbülansa girme ihtimalini dikkate alan senaryolara hazırlanırken herhangi bir şekilde silah bırakmayı düşünmüyor. Türkiye’nin İran’la hesaplaşmaları da dikkate alındığında PJAK faslının gündem dışı tutulması anlaşılır hale gelebilir. Ayrıca örgüt içindeki direnç kanallarının İran’a kanalize edilmesi de bir çıkış ya da gerilimi başka yere yansıtma stratejisi olabilir.
evrensel gazetesi
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2025
23.06.2025
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025