Akif BEKİ
Vadi İstanbul'da Haluk Levent konserine gitmiştim.
Melek Mosso'yu ilk kez orada canlı dinledim. Repertuvarın ortalarında feryat figan "Keklik Gibi" türküsünü okumuştu. Erkek cinayetine kurban giden kadınlara adayarak...
Bağrı ezen bir Erzincan türküsüdür:
"Keklik gibi kanadımı süzmedim/Murat alıp doya doya gezmedim/Bu kara yazıyı kendim yazmadım/ Alnıma yazılmış bu kara yazı/Kader böyleymiş ağlarım bazı/Gönül ey sebebim ey..."
Öldürülen kadınlara ağıt için yakılmış dersiniz.
Melek Mosso'nun yanık hançeresinden avaz avaz havalanırken fırtınalar koparmaz mı!
"Uyma dedim uydun eller sözüne" diye, sancıyla kıvrandığında yangınlar tutuşturuyor.
Mosso'nun, bir gün yine böyle çığlıklar attığı için sahneden indirileceği hiç gelir miydi aklınıza?
Kırk yıl düşünsem benimkine gelmezdi.
Batman'da genç bir kızın hayatıyla oynayan, tecavüz ve canına kıymasına sebep olmakla suçlanan uzman çavuş serbest bırakılmıştı. Tutuksuz yargılanmak üzere.
Meğer o skandala da göndermeyle "İstanbul Sözleşmesi yaşatır" demiş, öyle geçmiş "Keklik Gibi"ye...
Sen misin 'ağır politik mesaj' veren!
Aqua Florya Hayal Kahvesi'ndeymiş konser. Türkü ayakta alkışlanmış. Ne anladılarsa birileri de rahatsız olmuş. İhbarla konser bastıracak kadar.
Polis gelmiş. 'Şikayet olduğuna göre kötü bir şey söyledi galiba' diye, mikrofonu Mosso'nun elinden almış, konseri yarıda kesmişler.
Bir Necip Fazıl şiirinin içine düşer gibi birden.
Ahmet Çiğdem, muhafazakar dünyanın aziz mertebesine çıkardığı şairlere esaslı eleştiriler getirdi. "Perspektif" sitesinde. "Peygamber ve Düşünür"dü başlığı. Karar'ın Yorum sayfasında da hafta içi yayınlandı.
Çiğdem, üstadın 'cahiliye dönemi'nden sonra yazdıklarına şiir denip denmeyeceğini de tartışmaya açıyordu.
Bal gibi şiirdir. Hatta kiminde fetihtir, zirveleri yoklar. Ama Yeşilçam melodramına benzer. Trajik olanı bile gülünçleştiren bir şablonu vardır. Parodiye dönüşmesi an, mimik meselesidir.
Çünkü şiiri ikili kodla çalışır, basit yazılım. Bir şey ya sıfırdır ya bir. Çeyrek, yarım gibi ara değerleri, az çok gibi küsuratları tanımaz. 'Ya hep ya hiç'çidir.
Sıkı bir mücadele ve kavga adamı oluşundan biraz da. Kalemini sertleştirir bu. Simyacı tılsımıyla kelimeleri kurşuna dönüştürür. Hakkını yemeyelim.
Siyahla beyazdan başka renk görmez üstadın gözü. Siyahı da tam siyah. Marsık gibi kararmış, şeytan kadar simsiyahtır. Beyazıysa nur saçar, bembeyaz. Melekler kadar temiz. Leke, günah ve kir tutmaz.
Ara, alaca tonlar yoktur üstadın şiirinde.
İyilerden yanadır ve iyiler, safi iyidir, baştan ayağa. Kötülerse safi kötü.
Necip Fazıl'ın iyisinde kötü, kötüsünde iyi bir taraf bulamazsınız.
Daha bu dünyadayken cennetle cehennem arasında geçer hadise. Arafı, ortası yoktur.
İnce ayrımlarla uğraşıp kafa karıştırmaz, suyu bulandırmaz. Hayatı kaba, sloganik karşıtlıklara indirgediğinden berrak ve keskin akar dili. Ama sığdır.
Edebiyatçı hayranı Rasim Özdenören onu şöyle anlatıyor:
"Bir tragedya kahramanı gibi konuşurdu. Emir kipiyle hitap ederdi. Komiği yakalamasını bilirdi. Konuşmasında mübalağa barizdi. Bu ‘ya ol ya öl’ fikrinin bir yansımasıydı. Devletin bireysel özgürlükleri kısıtlayabileceğini savunurdu. Bunu, ‘insan hür olmaz; eşek, köpek hür olur’ sözüyle ifade ederdi..."
Fakat Grek trajedilerinde, zaaflarıyla nim ilahlar dolaşır. Günaha bulaşan yarı insan-yarı tanrı kahramanlar vardır.
Necip Fazıl'ın 'tragedyası'nda ise hiçbir cinsten meleze rastlanmaz. Sadece zıtlaşan kaba ikilikler barınabilir düşüncesinde. Komedyaya yaklaşır o yüzden.
Üstadın şiiri, siyah-beyaz gösteren bir at gözlüğü takar gözünüze. Çok okur da özünü kavramaz, yanlış yorumlarsanız siz de bir gün sahnedeki şarkıcıyı polise gammazlarken bulabilirsiniz kendinizi. 'Galiba kötü bir şey söyledi, zaten hayır sadır olmaz, cinsi cibilliyeti böyle bunların' diye.
Ne de olsa artık önyargılarınız ayet kesinliğindedir. Ve hakkın, doğrunun yeryüzündeki tek yetkili bayisi sizsinizdir. Sizden olmayanlarsa şeytan soyu, kötülüğün ve karanlığın temsilcisi.
Zaten 'Allah yolunun divanesi ikiniz kalmış'sınız, 'bir siz bir de Sakarya'. Kalkmaz mısınız ayağa!
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025