Akif BEKİ
Reyting şirketi Moody’s, Türkiye’nin yatırım notunu tarihin en kötü seviyesine düşürmüştü.
AK Parti’nin 2002’de devraldığı batık ekonominin de gerisine...
Cumhurbaşkanı bunun üzerine konuşunca, “Erdoğan’dan Moody’s tepkisi” diye haber oldu.
Herkes öyle algıladı. Oysa tepkisi, Moody’s değil Standard&Poors adlı başka bir kuruluşaymış.
İsmini andığı, kime kızdığını açıkça söylediği halde benim de dikkatimden kaçmış, Moody’s sanmıştım.
KRT TV’de, Yavuz Oğhan ve İnan Demirel’le yaptığımız yayında İnan, o bölümü metinden okuyunca fark ettim.
Dil sürçmesi değilse, kızdığı Moody’s ama acısını S&P’den çıkarıyor Cumhurbaşkanı. Şöyle diyor:
“S&P açıklama yapıyor, Türkiye şu an ekonomide pik yapıyor, dibe değil tavana, onlar da kalkmışlar bizim puanımızı tekrar düşürme yoluna gidiyor. Sizin bu puanlamalarınızın kıymeti harbiyesi yok. Gerçek neyse o, bizim gerçeklerimiz çok daha farklı.”
Küçük de olsa önemli bir detay. S&P ile çalışmayı kesmişti Türkiye. “Madem kıymeti harbiyesi yok, ekonomimize puan verip yabancı yatırımcıya rapor etmesi için niye para ödüyoruz” denilemez.
Paramızla bizi puanlayıp notumuzu kıranlar Moody’s ile Fitch çünkü...
“S&P sana söylüyorum, Moody’s sen anla” mesajı yatıyor elbet altında.
Fakat içeriye sanki Moody’s raporu yırtılıp dış güçlerin yüzüne fırlatılmış gibi yansırken, dışarıya da Moody’s gözden çıkarılmış izlenimi verilmiyor.
Bu durumda “Gerçek neyse o, bizim gerçeklerimiz çok daha farklı” cümlesi de çift anlam kazanmıyor mu?
İçeriye “Moody’s maksatlı kötü gösteriyor, gerçeklerimizi çarpıtıyor, aldırmayın” mesajı... Dışarıya ise “Gerçek neyse o” mesajı gitmiş oluyor.
Aksi, dışardan Türkiye’de iktidar gerçeklerle kavga ediyor, realiteden kopuyor, durumunu inkar ediyor gibi görüneceği ve işleri daha da kötüleştireceği için mi?
Ondansa, içeride de sonucun değişmeyeceği bilinmeli.
Dünyanın bütün TÜİK’leri toplansa, aç olan birini aslında tok olduğuna inandırabilir mi? Bir işsizi, aslında dolgun ücretle çalıştığına ikna edebilir mi?
Moody’s, notumuzu dibe indirmeyip göklere çıkarsa halk yaşadığı gerçeğe mi bakacak, onların ne dediğine mi?
Milletin karnı, en az uyanık yabancı yatırımcılar kadar toktur boş lafa.
Rahmetli Demirel’e emekliliğinde sormuşlardı, iktidarların sonu ne zaman gelir diye. “Halkın gerçekleriyle Ankara’nın gerçekleri arasındaki makas açılmaya başladığında” demişti.
Cumhurbaşkanı, lafı ekonomide pik yaptığımıza getirirken Batı’ya sitem ediyordu. Dün AK Parti’nin ‘tarihi devrimleri’ni övüyorlardı, ne oldu da şimdi ağız değiştirdiler diye.
İhtimal iki; ya AK Parti değişti ya da Batı’nın bakışı. Ama hangisi olursa olsun, sizden benden kaçsa bile halkın gözünden kaçmaz o detay.
SOYLU BUNU NİYE YAPTI?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, S&P’ye çıkıştığı konuşmasında, AK Parti iktidarını şöyle övüyordu:
“Hamdolsun 18 yıl öncesine göre daha özgür ve güvenli bir Türkiye’yi inşa etmeyi başardık...”
İçişleri Bakanı Soylu, iki gün sonra tam tersini söyledi. Anayasa Mahkemesi’nin bir gösteri ve yürüyüş yasağını iptal etmesine köpürüyordu. Başkan Zühtü Arslan’ı, sıkıysa işe bisikletle gidip gelmeye, arabasıyla korumasız dolaşmaya çağırdı.
Soylu gibi deneyimli bir siyasetçi, ucunun nereye gideceğini, zülfüyare de dokunacağını bilmez mi? Sokakların güvenli, ortamın özgür olmadığı anlamına geleceğini... Başarısızlık itirafı gibi anlaşılacağını...”Bu ne yaman çelişki” dedirteceğini...İstifa çağrıları ve kınamaları beraberinde getireceğini...
Bana sorarsanız; öngörmemiş, ölçüyü kazara kaçırmış olamaz.
Öyleyse niye yaptı?
Yoksa...
Muhalefet istifasını istiyorken bir bakanın değiştirilmeyeceğini, yerinin inadına daha da sağlamlaşacağını düşündüğü için mi?
İktidarın, muhalefet istedi diye bakan harcadığı, zafer duygusu tattırdığı görülmüş değil.
Ayrıca...Varlık sebebi Anayasal hak ve özgürlükleri yasakçı düzenlemelerden korumak, iktidarı bu açıdan denetleyip sınırlandırmak ve yetkinin kötüye kullanımını önlemekmiş gibi davranıyor AYM. Ayrı bir kuvvetmiş gibi hareket etmesi, kararlarını iktidara beğendirmeye çalışmaması da rahatsız ediyor. AYM’yle zıtlaşmanın, siyaseten banko getirisi var o yüzden. ‘Halka hesabını biz veriyoruz’ coşkusunu, bu motive etmiş olabilir mi?
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025