Cem SANCAR
İnsanın devlet kurma, hükümet yapma, iktidarı paylaşma, savaş ilan etme, maddi zenginliklerin paylaşımını yeniden düzenleme, manevi değerler âleminde hiyerarşiler kurma arzu isteğiyle geçen günlerde Hüthüt Kuşu hiç gelmedi benim balkona! Hiç uğramadı semtime.
Hâlbuki her sabah gelir, dış dünyada Müslümanlara karşı ilan edilen 3. Dünya Savaşının acısını içimdeki benlik savaşlarına yönelterek hafifletirdi. Dışardaki düşmanın içerdeki düşmanla ikiz olduğunu ilham ederdi bana. İçimizdekini yenmeden dışarıya karşı hep yenik kalacağımızı da...
Siyasetten daha mühim akıl seviyelerinin olduğunu, farkındalık denen hasletin üst menzillerini hatırlatırdı bana.
Ya da kavlimce gezer-düşünürken daima başını kaldıran o simanın, Feridüddin Attar'ın, onun Mantık al Tayr'ının "kuşdilinde" konuşurdu zatımla...
Feridüddin Attar bir 12. yüzyıl bilgesi. O aynı zamanda bir tabip, doktor, şifacı. Attar oradan gelmekte. O yılların bilgeleri hikmet ile birlikte şifa da dağıtmakta.
Bizim medeniyetimizin büyük irfani yükselişinin, hadi kelimenin Batı anlamında konuşmaktan korkmayalım, insanlığın ilk Rönesans'ı da denen o yüzyılların görkemli düşünürlerinden biri. Bir akıl piri, bir tamamlanmış insan kutbu.
Tıpkı İbni Arabi gibi, Şemsi Tebrizi, Mevlana, Hacı Bektaş, Hoca Nasreddin, Sarı Saltuk, Yunus Emre gibi, tıpkı 11-14. yüzyıllarda bu topraklarda gezinen beyinleri ışıktan, kalpleri nurdan, diğer büyük gönül erleri gibi.
İnsan düşüncesinin zirveleri, hakikat yolcuları, aşılmamış, aşılması da pek mümkün görünmeyen bilgi abideleri.
Ferüdüddin Attar'ın eserinde Hüthüt kuşu mühim bir karakter! Hakikati arayan kuşların uzaklardan gönderilmiş postacısı. Kılavuzu, habercisi, müjdecisi...
Bir kuş bir gün Hüthüte sordu: "Köpek nefis asla hükmüme girmedi. Kurt bile ovada bana aşina kesildi de bu besleyip büyüttüğüm köpek bir türlü aşina olmadı."
Hüthüt dedi ki: "Sen bu köpekle bir çuvala girmişsin. Senin nefsin hem şaşı, hem kör. Hem tembel, hem köpek. Birisi seni yalandan bile övse o nefis hoşlanır, kabarır.
Önceden çocuktuk. Akıl etmemek, gafil olmak. İlk demimiz buydu.
Orta çağımızda gençtik. Deliliğin bir çeşidi!
Son demlerimizde can yıpranırken aciz olur, zayıflar.
Bilgisizlikle bezenmiş, cahil bir ömürde şu köpek nefis nasıl ıslah olur? Böylesi insan "köpek nefse" kulluk eder, kendini unutur. Gönlünü, insanlığını kurutur..."
Nefis -nefs- bir vahşi köpek. Buradaki mecaz o anlamda bir mecaz. Saldırgan bir hayvan! Bir ayı. Sırtımızda geziyor, yular takmış insani kimliğimize, bizi yönetiyor. İhtirası, hırsı, doymak bilmemeyi temsil ediyor. Bencilliği. Nihayetinde egoyu.
Ondandı ki egoları bırakmak, bir kenara koymak o kadar kolay olmuyor. Tipimiz göstermiyor ama kim kimin sırtında belli değil!
Aşka, merhamete, şefkate, iyilikte yarışmaya kurgulanmış "insan" mı yukarda olacak, yoksa kazma dişli bir canavar mı? Orası mühim.
Eskilerde bilge bir insan yanında her tarafa saldıran, pislik, kan içinde bir köpekle gezerdi. "Ey temiz, ulu kişi neden bu köpekle gezersin?" dediler. Dedi ki, "bu köpeğin dışı pis hâlbuki benim içimdeki pislik görünmüyor!" Egolar; bencil ol, saldır, parala diye bağıran bir dizginsiz hayvanlar âlemi.
Nefsini, bağrındaki saldırganı ehlileştiren, ona kul olmayan insana ne mutlu! Ama kolay değil. Öyle insanlar var ki bir ömür boyu kör nefislerine mezar kazarlar da sonunda bir bakmışsın o mezara kendileri girmiş.
Velhasıl en büyük cihat bu, en şiddetli dünya savaşı içimizdeki!
O gece dua ettim. "Bizi; İsrail'le, Sisi'yle, 'demokrasi sadece bize demokrasi, ötekilere, Batıcıllaşmamış Müslümanlara hayat hakkı yok, onlar barbar!' diyenlerle göbek atanlardan etme yarabbi!
Bilgeliğimizi yükselt, irfanımızı hatırlat, içimizdeki beyinsizlerin maskelerini düşür. Bizi Doğuda ve Batıdaki tüm vicdanlarla, beyni açıklarla, kalbi olanlarla, mazlumlarla, dünyanın bütün zencileriyle birleştir..."
Ramazan gelmişti. İnsanla egosu arasındaki mücadelede ibretlik bir zaman! Bir yanda etin arzuları diğer yanda gönlün erdemleri.
Dışarda büyük bir savaş ilan etmişti insanın ego hayvanı. O hayvana direnecek olan gönül, iç savaşından galip çıkmalıydı.
Ardından sabah, gecenin karnından kirpiğinin mor ışığını gösterirken, gelip balkon demirine kondu nihayet Hüthüt kuşu! Yüzüme baktı. Gökkuşağı rengindeydi, kuyruğu güneş alacasında. Ve sordu: "Nefsinin vahşi köpeğinle ne haldesin?" diye.
"Terbiyeyle meşgulüm lakin zor bunu ehlileştirmek" dedim. "Bana bir yol yordam söylesene!"
"Sen kalbindeki rahmani menekşeyi her fırsatta sulamaya aksatma" dedi.
"Bütün cevaplar sende, içinde..."
Yazarlar
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019