Feridüddin Attar biliyorsunuz medeniyetimizin kültürel zirvelerinden. 12. Yüzyıl büyük yükselişimizin kurucularından. Oralardan geçmeden Yeni Türkiye mümkün değil kavlimizce.
Rivayet edilir ki Attar, şehrin çarşısında esnaf, alim bir şifacıymış. Bir gün dükkanın önünde durup "Al-lah!" çekip duran bir fakir görmüş.
"Ey derviş! Dükkânın önünde ne ah çekip durursun? Senin için iyisi buradan bir an önce geçip gitmendir. Tezgahın önünü kapıyorsun!" demiş.
Yoksul, divane kişi, "Efendi, efendi! Ben sırtında yükü gayet hafif olan bir kimseyim,sırtımdaki hırkamdan başka bir şeyim yok. Geçip gitmek benim için mesele değil. Şu çarşıdan istediğim an geçip giderim. Sen asıl üzerindeki yüke ve ağırlığa bak, sen nasıl geçip gidebileceksin, onu düşün!" diye cevaplayınca...
Attar, "Ben geçip giderim diyorsun ha? Nasıl gidiyorsun görelim biz de" deyivermiş.
Bizim gariban, üstündeki hırkayı çıkarıp yere sermiş, hırkanın üzerine uzanıp başını koymuş ve derhal ruhunu teslim etmiş!
Bu hadiseden sonra Attar değişmiş... Ağırlıkları atmış, dükkanı satmış. Tasavvuf yoluna girip hakikatin peşine düşmüş. Yola çıkmış, az yemiş, az konuşmuş, az uyumuş öyküler toplamış, yazmış. Öykülerinde içimizdeki sırra, insanın özüne dokunmuş, büyük aşka ram olmuş.
Bugün kazılıp çıkarılası bir hazine gömmüş bu topraklara... İşte böyle bir Allah dostu olan Feridüddin Attar en ilham verici eserlerinden biri olan İlâhiname'de şöyle bir hikaye anlatır:
Ham Sofu'nun biri, bir yere giderken yoluna çıkan bir köpeğe ansızın sopasıyla vurmuş.
Köpeğin ön ayaklarından biri kırılmış. Zavallı hayvan bağırıp sızlanmaya başlamış.
Acı içinde dile gelmiş, o zamanın ittifakla hürmet edilen bilgesinin, Şeyh Ebû Saîd'in huzuruna varmış, intizar etmiş.
Şeyhe yaralanan ayağını gösterip gaflet erbabı sofuya kısas tatbik edilmesini, ona da ceza verilmesini istemiş.
Köpeğin ayağındaki yarasını, içindeki acısını gören şeyh, sofuyu:
"Ey vefa nedir bilmez! Bu ağzı var, dili yok hayvana bu cefayı niye ettin. Bak, ayağını kırdın. Aciz bir hale geldi, ayaktan oldu!" diye tenkit etmiş.
Sofu: "Ey pir, suç ve kusur bende değil, köpekte! O, gelip elbiseme süründü. Artık o elbisemle namaz kılamam. O elbiseme süründüğü için benden sopa yedi" demez mi?
Köpek orada duruyor, feryat edip dolanıyormuş. Şeyh Ebû Said, köpeğe:
"Sen aldırma! Ne dilersen hükmet. Senin isteğine göre onun cezasını ben vereyim. Yalnız verilecek cezayı kıyamete bırakma!" demiş.
Onun bu sözleri üzerine köpek, "Ey bu diyarda eşi bulunmayan şeyh!
Ben, onun sırtındaki derviş elbisesini gördüm de bana bir zarar vermeyeceğini sandım. Ne bilirdim böyle olacağını? Burnu yukarda, pahalı ve süslü elbiseler giyen birini görseydim, ondan çekinir yanına bile yaklaşmazdım. Fakat bunun üstünde selâmet ehlinin, irfan ehlinin elbisesi vardı. Zarar vermez, yaratılmışa yaratandan ötürü vefalıdır diye yanaştım.
Ceza vereceksen, ondan derviş elbisesini soy! Soy ki, herkes şerrinden kurtulsun! Aldanmasın. Çünkü ben ondan gördüğüm ziyanı değil dervişlerden, ne yaptığını bilmeyen sarhoşlardan bile görmedim.
Onun giydiği şefkat ehli hırkasını çıkar. Bu ceza kıyamete kadar yeter ona..."
Şahsi âdetimiz üzere yine serbest konuşursak, Attar son noktayı şöyle kor:
Burada, dünyada, toprak gibi alçak gönüllü ol. Afrayı tafrayı bırak. Bir hâlin kıyafetini kuşanmışsan öyle davran. Unutma, fakirin, münzevinin, meczubun da bir izzeti nefsi, birsahibi vardır!
Bu yolun büyükleri büyüklenmeyi bıraktılar da, o yüzden yüceldiler...
Mevlâna'nın yorumu ise şudur. "Ey yoksulluktan korkan ve ihtiraslarına kapılan kişi; gözünü aç da hakikati gör!"
Onu diyorum, kimden kaçıyoruz?
Kendimizden mi?
Cem SANCAR
Dükkanın önünü kapatan fakir
24.04.2016
2182
Aslında önyargılarımızın toplamıyız. İnsanda ve düşüncede şekle şemaile fazla bakıyoruz. Biçimci bakış dindarımızda, din dışımızda ortak özellik. Bir cumhuriyet projesi olarak hepimiz bilgelik geleneğinden kopmuşuz...
Yazarlar
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019