Cem SANCAR
"Tanrım, beni yavaşlat. Aklımı sakinleştir, kalbimi dinlendir..." Şehir karla yıkandı. Kar, 'ölsün mikroplar ölsün mikroplar!' diye gülümseyen müşfik bir kadının elleriyle kenti pakladı.
Benim içimdeyse sanki bir filmin fragmanları.
İspanyollar gelmeden evvel bir Kızılderili çadırının önünde mutmain oturuyorum.
Bir anda kendimi Hitit şehrinde buluyorum. Bir taşa oyarak kelimeleri, kendimi arıyorum.
"Acizliğimi göstererek bu telaşlı hızımı dengele.
Günün karmaşası içinde benden sonra da var olacak vadilerin sükûnetini ver.
Alnımdaki hüsranı ve kaşlarımdaki çatık gerginliği, hafızamda akan nehirlerin melodisiyle yıka, götür..." Önümdeki tablete çaka çak çak yazmaya devam ediyorum:
Binlerce yıldır söylediğin hakikati anlamak için idrak, anlık güzellikleri yaşayabilmek için sanat öğret bana. Bir çiçeğe ihtimam göstermek için, bir kediyi okşamak için durmayı, kitabından birkaç satır okumayı, balık avlayabilmeyi, paylaşmayı, âşık olmayı, düş kurmayı öğret...
Yaşlı bir yazarı düşünüyorum. Çocukları hendeklere gömen bir örgütün yanında, fanatizme lejyoner, iblisleriyle kol kola. Dev bir heykel yapıyor pıhtılaşmış egoizminden.
Heykelinin altında bir gölge. Gayrimeşru bir iktidar hayalinin peşinde.
Bir cenderede sanki, omuzlarını sıkıyor.
Kendine bir tanrı süsü veriyor. Nasıl bir tanrı ki bu Olympos'a tırmanmaya gücü yok. İnsan, çünkü rotayı kaybetti mi yanıyor. Mağlubiyetin öfkesi bir sel gibi sinir uçlarında.
Darbeleri çağırmış, tehdit etmiş, darbeyi müjdelemiş, darbeyle birlikte yenilmiş ama hezimeti kabul etmiyor. Bir özür dileyemiyor.
Kolay mı? Tanrı o!
Benlik çeşmeleri açık kalmış, zehirli sular taşmış, beter bir Narsizm tanrı psikopatolojisiyle çökmüş üstüne. Bir Caddebostan derebeyi gibi fırçalıyor önüne geleni:
"Tanrıyım ben, diz çökün önümde!" Kalbim; ne gerek var bu yazarları böyle cezalarla daha da 'hasta' etmeye, diyor. Halkın vicdanı verdi zaten kararını!
Diğer yandan, maraz sürüyor. Hapisten, New York Times'a yazıyor:
"Kâhin de benim, kehanet de benim, kurban da benim.
Cümlelerimle yaşayanları öldürebilir, ölüleri diriltebilirim.
...Bütün yazarların sahip olduğu bu güce sahip olduğum için mi tanrıların gazabına uğradım, bunun için mi lanetlendim, bunun için mi bana kendi kaderimi yazdırdılar?
Hades'e gidiyorum.
Kendi kaderini yazan bir kader tanrısı gibi yürüyorum karanlığın içine doğru." Dokunaklı bir hezeyan. İnsan üzülüyor. Üzülmemek betonarme bir vurdumduymazlık.
Fakat şu aristokrat hınç kişiyi ne hallere sokuyor, 'ben bilirim' böbürtüsü nasıl da sakatlayıcı bir kırbaç!
"Türkiye'yi yöneten adam, yönettiği ülkede iç savaş çıkmasını göze alıyor, ezer geçeriz diyor. Sarayının duvarları top mermileriyle çöktüğünde, eli silahlı insanlar koridorlarda birbirlerini öldürdüğünde iç savaşın ne olduğunu anlar ama geç kalmış olur.
Ülke parçalanır, milyonlarca insan ölür, açlık, sefalet kol gezer, insanlar ülkeden kaçabilmek için birbirini paralar. Sonunda da Erdoğan'ın sarayını yerle bir ederler..." Ama olmuyor! Küçümsenenler iktidarı ele alıyor.
Evet darbe oluyor, meclis bombalanıyor.
Ne var ki Türkiye halkı ezip geçiyor kötülüğü.
Yani tam tersi oluyor. Ama yaşlı yazar yanılamaz! Çılgın bir hiddet, nasıl benim dediğim gibi olmaz!
"Geriye paramparça kanlı bir çöl kalır" demişti. İşte öyle, çağırdığı çöl içine doluyor.
"Kaçmaları da bir işe yaramayacak, 'savaş suçlusu' olarak yargılanacaklar!" demişti.
Şimdi o, daha da fenası, millete düşman bir darbeci olarak yargılanıyor...
'Kini olanın dini olmaz' diye geçirirken içimden, bir ispinoz kuşu görüyorum yolun kenarındaki çitte. Göğsünde adeta kavuniçi bir güneş. Nerede incitilmiş bir çocuk varsa onlarla birlikte başımı oraya yaslıyorum.
Allah'ım bana kendimi bulacak feraset, cahilliğimle yüzleşecek kudret, nefsimi yenecek basiret ver, diyen bir mırıldanma dudaklarımda.
Huysuz yazarın homurtusu mazide kalıyor.
Solmuş bir kış, arkamda...
Yazarlar
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019