Cem SANCAR
Baskı altında tutulan toplumlar, hakkı yenmiş ülkeler, ayağa haklı bir öfkeyle kalkarlar.
Ülkelerin, milletlerin psikolojileri insanlarınkini andırır. Birey ile millet arasında görünmez, manyetik kablolar vardır.
Bir insanın -imparatorluklar kurmuş bir nesebin mirasçısına meselâ- üstüne giderseniz, olgunluk seviyesine göre suhulet, sükûnet, fikir ve ikna ile karşılaşırsınız. Eğer onun terbiyesini, edebini zayıflık olarak kabul edip azgınlaşırsanız, ihtimal o tatlı insandan yeri göğü inleten bir nara duyar, iliğinize kadar titrer, şaşırıp kalırsınız.
Onun için atalar 'Uysal atın tekmesi pek olur' demiş. Ve onun için büyük bilgemiz İbn Arabi, "Küçük bir koruyu küçümseme içinde kim bilir ne kaplanlar uyuyordur" şeklinde nasihat etmiştir.
Bazen kendi halinde, rızkına boyun eğmiş toplumların içindeki kaplan uyanıverir!
Tıpkı burada, ülkemizde olduğu gibi...
İbn Haldun; "Lüks ve sefahat içinde yaşamak; üstünlük ve galibiyeti sağlayacak olan asabiyeti ortadan kaldırır. Asabiyet (ortak güç, milli duygu, ümmet dayanışması) yok olunca da, bir kabile (millet) ulaşmak istediği hedeflerine ulaşamaması bir yana, kendisini korumaktan da aciz kalır ve başkaları onu kendilerine tabi kılar" der Mukaddime 'de.
Aşağılık duygularıyla dertlenen kendini savunmaktan aciz kalır. Kendisini savunmaktan aciz olan ise ruhunu kaybeder.
İbn Haldun'u şahsi tarzımızca takip edersek: Kendini mağlup hissedenler her zaman hayat tarzlarında, alışkanlıklarında, düşünme biçimleri ve adetlerinde 'Galiplere' benzemeye çalışırlar. Kendilerini Batıcıl ve ecnebi görenlerin bugünkü hali melali budur. Onlara göre Batıcıl bir tehdit esnasında ülkenin yanında durmak gülünçtür, hamasettir!
Ama biz biliyoruz ki: Devlet saldırı altında kaldığında gerçek liderler, sertlik ve bahadırlıklarını kaybetmemiş ve bu yüzden savaşmaya, zor şartlara tahammül etmeye hazır yardımcıları devletin 'savunucuları' olarak görevlendirirler. Bu durum, diz çöktürülmeye çalışılan bir devlete şifa verir ve o devlet Allah'ın bileceği zamana kadar ayakta kalır.
Çünkü akıl defterine yazılmıştır: Devlet olmayı sağlayan kuvvet ve üstünlük, ancak milli öfkeyi teşvik eden korkusuzluk, cesaret ve kahramanlık ile olur
Eğer öfkelenme ve kızma hissi insandan tamamen çıkartılıp atılsa, zulme karşı hakkı savunmak ve kendini müdafaa etmek de ortadan kalkar.
Onun için medeniyetimizin derin sularında eleştirilen ve kınanan öfke; bencil şeytani amaçlar için olandır.
Bir devletin tahkim ve yeniden inşa çağında 'kılıcın', dolayısıyla siyasetin; kalemden, ilim ve irfanın sükûnetinden nispeten öncelikli ve kaçınılmaz olduğu da kabul edilmelidir.
Sükûnet, âlim ve ariflerin mezhebidir. Çünkü hikmet -yol açıcı bilgelik- ancak sükûnet ortamında yeşerir. Mesela Endülüs'teki medeniyet çok yüksek bir seviyeye ulaşmışsa bunun sebebi; uzun yıllar orada kaos ortamından uzak devletlerin hüküm sürmesi ve böylece o toprakların bayındır bir yer haline gelmesidir.
Eğer etrafa bakar ve derin düşünürsek, asabiyet ile sükûnet arasındaki gitgeli görür, siyaset erbabı ile ilim erbabı arasındaki ilişkiyi fark ederiz. Bir başka deyişle ülkenin babayiğit temsilcileri olmadan hikmet, hikmet ve felsefe olmadan da medeniyet ham hayaldir.
Buradan Amerika'nın tehditlerine, daha doğrusu 15 Temmuz'da yediği tokadın kuyruk acısına gelirsek.
Tehdidin nedeni, bu milletin bundan böyle izzetinefsini ayaklar altına aldırmayacağını kanıtlamasıdır. Burada Batı, evet Avrupai bir sınıf yaratmıştır! Fakat bu sınıf azınlıkta kalmış ve halk bu projeye manevi şifreleriyle direnmiş ve dirilmiştir.
Onun için sokaktaki celalli cengâverliğin ciddiye alınması ve doğru okunması gerekir. Devlet yerini dolduran sakin bir güç, millet istisnasız bir yiğitliktedir.
Ve cesaretin hamaset olduğunu sananlara, sadece sınırlarına değil coğrafyasına da sarılan bu köklü milletin tabiatını analiz etmeleri şiddetle tavsiye edilir...
Yazarlar
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019