Erol KATIRCIOĞLU
Geçen haftaki yazımda Avrupa’da sağ siyasetlerin yükselişi konusunu değerlendirirken: “Bazı kalkınma iktisatçılarının geri kalmışlığın ekonomik kalkınmada bir avantaj olabileceğine işaret ettikleri gibi, ben de demokrasisi yeterince gelişmemiş ve fakat farklı toplumsal kesimlerin farklı taleplerinin hızla yükselişinin yeni bir demokrasi yaratmak için önemli bir avantaj sağlayabileceğini söylemeye” çalıştım.
Bir de “Türkiye toplumundaki arkaik sorunların çözülmesi yönünde güçlü kimliksel taleplerin varlığı yeni bir demokrasiye işaret ederken Avrupa ülkeleri daha henüz böyle bir demokrasi gerekliliğini görebilmiş değiller. O nedenle de bugün onların sorunları sağ siyasetler ile Avrupa Birliği’nin varlığı arasında yaşanan sorunlardır” demiştim.
Seçimlerden aldığı sonuçlardan memnun kalmayan Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un, parlamentoyu feshederek seçimlere gitme kararı vermiş olması Avrupa siyaseti açısından çok önemli bir karar. İnsan bizde de böyle siyasetçiler olsa da aldığı yenilgiyi hazmederek madem öyle alın size bir seçim imkanı diyerek benzer adımlar atabilse! Nerdeee! Bizimkiler koltuklarına çivi çakmakla meşguller.
Çünkü bence, Avrupa siyasetinde sağ siyasetlerin yükselişinin arkasında Avrupa ulus-devletleri içindeki “hakim kimliklerin” göçlerle gelmiş ve çoğu yoksul olan “ötekilerin” taleplerini dikkate alabilecek yeni bir demokrasi ihtiyacına kulak asmamaları yatıyor.
YENİ BİR DEMOKRASİ İHTİYACINA KULAK ASILMADI
Her neyse Eski Avrupa Birliği (AB) Brexit Başmüzakerecisi Michel Barnier’in, İngiliz The Telegraph gazetesine, Macron’un Fransa’da aşırı sağın Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde açık ara farkla birinci çıkması üzerine parlamentoyu feshederek erken seçime gitme kararına ilişkin yaptığı açıklamalarda Macron’nun Fransa’yı Avrupa Birliğinden çıkarabileceğini yani Brexit benzeri bir Frexit’in olma olasılığına dikkatleri çekmesi yazdığım bu yazının da konusu oldu.
Çünkü bence, Avrupa siyasetinde sağ siyasetlerin yükselişinin arkasında Avrupa ulus-devletleri içindeki “hakim kimliklerin” göçlerle gelmiş ve çoğu yoksul olan “ötekilerin” taleplerini dikkate alabilecek yeni bir demokrasi ihtiyacına kulak asmamaları yatıyor. Bu talepleri dikkate almayarak yapılmak istenen de aslında Avrupa Birliği’nden ayrılmak ve yine eskiden olduğu gibi “milliyetçi” bir ideolojiye dönmek. Nitekim Barnier, İngiltere’deki referandum (yani Brexit referandumu) sonrası Le Pen’in (Fransa’nın milliyetçi partisi), İngiliz seçmenleri “Avrupa köleliğinden” kurtuldukları için övdüğünü ve referandum sonucunu “Berlin Duvarı’nın yıkılmasından bu yana yaşanan en önemli an” olarak nitelendirdiğini hatırlatıyor.
Oysa kimi yazar, Avrupa’daki “ötekilerin” sorunları artarken, sol partilerin bu sorunlara olan duyarsızlıkları “ötekilerin” de umutlarını sağ siyasetlere kaydırmalarına sebep olduğunu yazıyor. Nitekim Barnier “Ülkesindeki göç, güvenlik durumu, devlet otoritesi ve ülkenin en yoksul kesimlerine saygı ve kalkınmalarına yönelik bu uyarıya kulak verilmemiş olmasından üzüntü duyduğunu” belirterek “Çok yoksul bölgelerdeki” insanların ne düşündüğünün önemsenmesi gerektiğini vurguluyor.
Sonuç olarak bugün Avrupa’da “sağ”ın seçimlerden başarıyla çıkmış olmasının arkasında Avrupalı “sol siyasetlerin” “öteki” kimliklerin taleplerine ilişkin bir duyarlılık geliştirememiş olmalarından kaynaklanıyor. Türkiye’deki başarı ise “sol”un hızla yükselen kimlik taleplerini görüp ona göre tavır almasından kaynaklandı.
Avrupa’da çoğu göçmen “ötekileştirilmiş” ve “yoksul” kimlikler kendi taleplerinin yönetimlere yansımadığını gördüklerinden var olan yönetimlere karşı tepkililer. Neredeyse her hafta sonu Paris’in arka sokaklarında çoğu Afrika’lı göçmen ailelerden gelmiş gençlerin araba yakmaları bu tepkinin ortaya konuş biçimi değilse nedir ki?
Yine Fransa’da yayınlanmış bir yazıda, sol bir geçmişi olduğu halde Le Pen’i desteklemiş bir kadının öyküsü bu bakımdan çok ilginç ( @YasarAltundag çevirmiş). Kadın, “Kendisinde kayışın François Hollande (eski sosyalist cumhurbaşkanı) ile koptuğunu söylüyor. 2017’ye kadar sola oy vermiş. Ama Hollande’in resmen kendisiyle dalga geçtiğini hissetmiş. Gururuna yedirememiş bunu. Asla anlaşılmadığını, dinlenmediğini düşünmüş. Oyu ilk kez 2017’de Le Pen’e gittiğinde biraz pişmanlık yaşamış. Akabinde ise alışmış. Kendisi için doğru olanın bu olduğuna kanaat getirmiş.”
Sonuç olarak bugün Avrupa’da “sağ”ın seçimlerden başarıyla çıkmış olmasının arkasında Avrupalı “sol siyasetlerin” “öteki” kimliklerin taleplerine ilişkin bir duyarlılık geliştirememiş olmalarından kaynaklanıyor. Türkiye’deki başarı ise “sol”un hızla yükselen kimlik taleplerini görüp ona göre tavır almasından kaynaklandı. Kaynaklandı diyorum ama siz onu “kaynaklanmakta” olarak anlayın ve demokrasisi “eksik” olan bir ülkede farklı kimliklerin farklı taleplerini içeren yeni bir demokrasi için çaba çıkaralım.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025