Erol KATIRCIOĞLU
Bu ülkede kendisini “Türk” olarak tanımlayan ister “Müslüman” olsun ister “laik” olsun insanlarımız ülkenin nereye doğru gittiği konusunda ne düşünüyorlar acaba? Eğer bu gidişe dur denilemezse yüz yıldır kurmaya çalışılan “ulus-devletin” tam anlamıyla “demokrasiden” uzaklaşan bir “imparatorluğa” dönüşeceğini öngörüyor olabilirler mi?
Mesela şöyle bir haberle karşılaştıklarında ne düşünüyor olabilirler sizce? “Tarım ve Orman Bakanlığı ve İBB arasında çekişmeye konu olan Belgrad Ormanı'na bu sabah çevik kuvvet polisleriyle baskın yapıldı. Parkta İBB’ye ait tabelalar söküldü”.
İBB bir kamu kurumu, Tarım ve Ormancılık Bakanlığı da bir kamu kurumu. Bu durumda bu ülkede nasıl bir kamu yönetimi var ki bu iki kamu kurumu “çekişiyor” diye sormaz mı insan? Tarafların gerekçeleri ne olursa olsun bu onlara normal geliyor olabilir mi? Ya “baskın” ifadesine ne demeli? Bir kamu kurumu bir diğer kamu kurumuna “baskın” yapar mı? Hele hele “çevik kuvvet” de ne ola ki demezler mi? Bu kurum haydutlar ya da iktidarın hoşlandığı terimle “terörist” midirler ki çevik kuvvet silah ve diğer teçhizatlarıyla olaya dahil edilmişlerdir?
Velhasıl bu olay dün olmuş bir olay ama bir zamandan beri bu türden olayların oluyor olması bence çok düşündürücü.
Üstelik de bu demokrasi sınırlarını daraltan olaylar Suriye meselesiyle de ilgili. En azından şimdilik. Ama bu davranışın gelecekle ilgili başka konulara da yayılabileceği rahatlıkla öngörülebilir. Suriye meselesi HTŞ’nin ilerlemesi ve Şam’ın ele geçirilmesi sonrasında MİT Başkanının ve son olarak da Dışişleri Bakanının Ahmet al Şara’yı ziyaret etmesiyle Esad sonrası Suriye ile ilişkiler ortak bir anlayışa doğru evrilirken hükümet de hem temkinli ve hem de aşırı hassas bir biçimde davranıyor. O nedenle de bu konularda yazan çizen herkese haddini de bildiriyor.
Hükümet, Suriye ilişkilerine de böyle kutuplaştırıcı bir kafayla baktığı için orada da doğru işler yapması oldukça zor. Zor çünkü bugüne dek yetkililerin ağzından çıkan sözlerden, Hükümetin Suriye Kürtlerinin siyasi iradelerine mesafeli tutumunu sürdüreceği anlaşılıyor.
KUTUPLAŞTIRICI KAFAYLA DOĞRU İŞ YAPMAK ZOR
Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in insanlık açısından kabul edilemez bir biçimde öldürülmeleri sonrasında, Nevşin Mengü ve Özlem Gürses’in gözaltına alınmaları, İstanbul Barosu, T24 ve gazeteci Seyhan Avşar’a soruşturma açılması sözünü etmeye çalıştığım süreçte çok düşündürücü olaylar.
Böyle diyorum çünkü Hükümet, Suriye ilişkilerine de böyle kutuplaştırıcı bir kafayla baktığı için orada da doğru işler yapması oldukça zor. Zor çünkü bugüne dek yetkililerin ağzından çıkan sözlerden, Hükümetin Suriye Kürtlerinin siyasi iradelerine mesafeli tutumunu sürdüreceği anlaşılıyor. Üstelik Hükümetin bu tutumu normalleşme adımları konuşulan bir ülkede iktidarda bulunan HTŞ’nin de etkilenerek Kürtleri etkisiz kılacak bir politika oluşturmaya yönelik.
Burada ve orada Hükümetin yaklaşımı çok benzer. İBB’nin on yıldır yönettiği Belgrad Ormanına, sanki İBB bir düşman kuruluşmuş gibi çevik kuvvetle baskın düzenle ve Belediyenin tabelalarını sök ve orayı öyle yönet. Tıpkı bunun gibi Suriye’de de Kürtler sanki bizim düşmanlarımızmış gibi onların iradelerini kır, mümkünse dağıt ve böylelikle Suriye’nin iyi yönetileceğini iddia et.
Bence bu kafayla ancak bir imparatorluk yönetilir demokratik bir ülke değil!
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025