Erol KATIRCIOĞLU
“Hakkâri’de bir mevsim” bile değil yalnızca iki gün geçirdim. Van’dan üç saat gittikten sonra, bir süre karlı dağlara değecek kadar yaklaşan, oradan neredeyse bir ova kıvamında topraklara geçen yolları aştıktan sonra etrafı yüksek dağlarla çevrili bir çanak gibi duran Hakkâri’ye vardım. Küçük bir Anadolu kasabası havasındaki Hakkâri’nin en etkili yanı kuşkusuz Sümbül Dağı. Tepesindeki karlarla muhteşem bir görünüşü var. Onun ötesinde bu yerleşime “şehir” demek bile imkânsız. Halkın“Mecburiyet Caddesi” adını uygun bulduğu tek bir ana caddesi var. Adı üzerinde herkes mecburi olarak günde en az bir kere bu yoldan geçmek zorunda gibi.
Anladığım kadarıyla tüm yerli nüfus Kürt. On bin civarında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin memurlarını saymazsanız bu böyle. Ben hiçbir doğu ilimizde devletin bu kadar “eğreti” durduğu başka bir yer görmedim. Kaldığım otelin penceresinden Mecburiyet Caddesi’ne bakarken, “Türkiye Cumhuriyeti İş ve İşçi Bulma Kurumu” yazan, yan yatmış tabelaya bakarken geldi aklıma bu. Buradaki devletin varlığı, “Tıpkı bu tabela gibi” diye geçirdim içimden “ eğreti!”.
Doğrusu bu şehre şehir demenin zor olduğunu söylerken bu, yalnızca yerleşimin mekânsal boyutlarının küçük olmasından dolayı değil. Şehrin her bakımdan bakımsız, estetikten yoksun ve terkedilmiş bir görüntü vermesinden. O zaman insan kendi kendine söyleniyor, Ekonomik başarılarının verdiği özgüvenle kendini Ortadoğu başta olmak üzere neredeyse bütün dünyaya nizamat vermeye çalışan bir Türkiye’nin Hakkâri’si böyle olabilir mi diye. Eğer tersten söylersek, kim inanır Hakkâri’si böyle olan bir Türkiye’nin Ortadoğu’da model olabilecek bir ülke olduğuna, ya da Birleşmiş Milletler gibi “hakem kuruluşlara” ilişkin eleştirilerin haklılığına. Demezler mi ki “Önce sen kendi ülkene bak!” diye.
Bütün bunlara rağmen Hakkâri, Türkiye’nin Kürtlerle neden barışması gerektiğini iyi anlatan da bir şehir. Bu barışmak yalnızca onların temel talepleri olan “anadilde” eğitimden çok, aynı zamanda onların kendi kendilerini “yönetme” talebini de kapsıyor. Çünkü orada yaşayanlar onlar ve kendi hayatlarıyla ilgili kararlarda en fazla dahli olması gerekenler de onlar.
Ticaret Odası yetkilisiyle konuşurken Hakkâri’nin geliri nereden gelir, diye sorduğumda aldığım cevap, devlet buradaki memurlarına ve korucularına aylık olarak ne verirse odur buradaki ticaret, oldu. Bir şehrin bu kadar devlete bağımlı olması ve devletin de muhtemelen yalnızca güvenlik çerçevesinde Hakkâri’yi algılaması, bu resmi biraz terkedilmiş, bakımsız ve Sümbül Dağı hariç renksiz kılmış durumda.
Bu nedenle de insan Hakkârililerin bir tür beklemede olan bir halk olduğu duygusuna kapılıyor. Hakkârililerin beklemede olduğu şey de sanırım bu yukarıda altını çizmeye çalıştığım yönetim konusuyla ilgili. Hakkârililerin çoğu devletin buradaki bu biçimde varlığından rahatsız. Paylaşmayan, yalnızca kendi çıkarları doğrultusunda karar alan bir devlete güvenmemek aslında yalnızca burada yaşayanlara değil devlete de ait bir duygu. Devletin de buraya güvenmediği çok açık.
İşte alın size Kürt sorunu!
Birbirine güvenmeyen (her birinin kendine göre haklı nedenleri de olabilir), o nedenle de adım atamayan iki toplum. Bana Hakkârililerin beklemede olduğu duygusunu veren de bu durum sanırım. Adım atılacakmış gibi, sorun çözülecekmiş gibi bir hava. Gergin ve belirsiz.
Hakkâri bu nedenle de sanırım Kürt sorununun da aynası olan bir şehir. Bir mevsimde değil iki günde yaşadığım Hakkâri’den edindiğim izlenimler bunlar.
Umarım Hakkârililer çok beklemezler...
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025