Erol KATIRCIOĞLU
Başbakan yaşadığı gerilimi kaldıramadığından bütün dünyaya meydan okuyarak “twitter”ı kapattı. Twitter’ı kapatmakla kalmadı diğer Facebook, Youtube gibi iletişim kanallarına da gözdağı verdi. “Dünya karşıma dikilse kapatırım” dedi.
Böyle bir ruh halinin “normal” bir ruh hali olmadığı açık. Ama açık olmayan, ya da benim anlamakta zorlandığım, neden böyle bir adım atmış olduğu. Haberleşme Bakanı Lütfü Elvan, bir yayına katılarak sunucuya “Eşin, kızkardeşin adına Twitter hesabı açılsa ve porno görüntüleri konulsa ne yaparsın?” demesi de benim kafamı karıştırdı. Böyle bir durum var da Twitter yöneticileri buna rağmen bu görüntüleri kaldırmak mı istemiyorlar? TİB ile Twitter yöneticileri arasındaki tartışma ne? Konulan görüntüler, porno vs değil de siyasi içerikli olduğundan dolayı mı kaldırılmak isteniyor? Eğer konu, bir başka bakanın (Mehmet Müezzinoğlu) iddia ettiği gibi, Twitter, “Türkiye mahkemelerinin verdiği kararları mı takmıyor”? Eğer böyle bir durum varsa bu durumu dünya aleme anlatıp Twitteríı dize getirmek varken, bir gecede onu kapatarak dize getirmek (!) daha mı doğru bir adım olmuştur? Doğrusu bütün bunları bilmiyorum ve bu nedenle de biliyormuş gibi yaparak yorum yapmak da istemiyorum. Ama bu tartışmada Başbakan’ın ruh halinin sertliğinden giderek seçim sonrasıyla ilgili ve tabii “çözüm süreciyle” ilgili endişelenmeden de edemiyorum. Çünkü bu ruh halinin, yani “Dünya karşıma dikilse yine de kapatırım!” cümlesinde ifadesini bulan bu ruh halinin nelere gebe olduğunu düşünmek bile istemiyorum.
Cuma günü Diyarbakır Newroz’unda okunan Abdullah Öcalan’ın mektubu her ne kadar hükümete karşı yumuşak bir tonda yazılmış bir mektup olsa da aynı zamanda Öcalan’ın seçim sonrasında çıtayı yükseltmek istediği mesajını da taşıyan bir mektuptu. Diyalog sürecinin bittiğinin, artık amacı “demokratik bir anayasa” olan müzakerelere başlamak gerektiğinin altını çizen bir mektuptu. Doğrusu seçimler sonrasında Öcalan’ın ifade ettiği ve neredeyse bütün Kürtlerin beklediği bu adımları atmakta zorlanabilecek bir AKP hükümeti varsayarsak, Başbakan’ın bu yeni gerilimde nerelere sıçrayabileceği bence şimdiden düşünülmesi gereken bir durumdur. Twitter karşısında “Dünya karşıma dikilse kapatırım” diye diklenebilen bir siyasi liderin Kürt kimliğinin talepleri karşısında bugüne dek gösterdiği pragmatizmini kaybedip savrulması da mümkündür. Seçim sürecinde Türk bayraklı propaganda malzemelerini kullanmaktan kaçınmayan bir AKP’nin Kürt kimliğinin talepleri karşısında yeniden bir milliyetçi hezeyan içine girmemesinin görebildiğim hiç bir garantisi yok. Hele hele, (ne ilgisi var diyebilirsiniz ama) dünkü Hürriyet’in İstanbul Newroz’unu veriş biçiminden rahatsız olmamak mümkün değil. “İstanbul’un göbeğinde Nevruz’lu Tehdit” başlığı atarak “Ya müzakere ya savaş” sloganına takılan Hürriyet’in bu tavrı, seçim sonrasında AKP’lilerin de içinde olacağı muhtemel bir milliyetçi kabarışın işareti neden olmasın ki? Çünkü Cemaatin saldırısı altında bunalan bir liderin, kimyası bozulmuş ve haklı sebepleri de olsa siyasi duruşu bir yol ayrımına gelmiş görünüyor. Şimdiye dek “reformcu” niteliği ve bütün gel-gitlerine rağmen Kürt meselesini önemsiyor oluşu, bu son gelişmeler karşısında çarpılıp yön değiştirebilir. Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının önündeki iki yoldan biri ülkeyi daha ileri bir demokrasiye yöneltmek için başta Kürt halkının özgürlükleri olmak üzere bütün mağdurlara özgürlüklerini sağlayan yeni bir inşa sürecine girecek ya da twitter yasaklarından başlayarak bütün özgürlük alanlarına sınırlamalar getiren, Kürt kimliğinin taleplerine yalnızca kendi İslami söylemi içinde cevap veren, başta Gülen cemaati olmak üzere çeşitli operasyonlarla güç gösterilerinde bulunan otoriter bir yönetime doğru evrilecek. Tabii seçim sonrasında ortaya çıkacak olan gerçek durum bu iki uç olasılık arasında bir yerlerde olacaktır ama bugünden görünen bu durumun ikinci yola daha yakın olacağıdır. Ülkedeki demokrat güçlerinin önünde de benzer biçimde iki olasılık vardır: Ya, seçimin yarattığı gerilim ortamında denize düşmüş gibi gidip yılana sarılacak ve CHP gibi bir partiye destek vereceklerdir ya da Kürt siyasetiyle dayanışma içinde yeni bir sıçrayışa, yeni bir mücadeleye kendilerini hazırlayacaklardır. Ülkedeki Newroz kutlamalarında gördüğüm mağdur kesimlerin ikinci yola daha yakın yürüdükleri.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025