Erol KATIRCIOĞLU
Ben derim ki; bir seçim oldu, hayat nasıl kaldığı yerden devam ediyorsa, siyaset de kaldığı yerden devam ediyor diye düşünmek doğru değil. Aksine, zaman, “Bir seçim oldu ve bütün siyaset değişti” demenin zamanı.
Geçen yazımda AKP bu seçimde toplumdan yalnızca yüzde 50 oy almadı aynı zamanda bu oyla birlikte toplum katında kesin bir fikrî hegemonya da kazandı demiştim.Hele heleana muhalefet partisi CHP’nin –her nedense– kendini birden bire yere atmasını ( O programda uçma deneyimi yapan meczup misali) gözönüne getirin ve “Yeni Anayasa” konusunu, seçimin hemen sonrasında devreye sokulduğu anlaşılan “Futbolda Şike” ve “Deniz Feneri” soruşturmaları gibi gelişmeleri de bu cümlenin içine yedirin, bu hegemonyanın önümüzdeki günlerde daha da pekişeceği açık değil mi?
Bundan dolayı da bu hegemonya karşısında siyasetin, yalnızca CHP’nin değil bence AKP dışındaki diğer bütün siyasetlerin de (BDP dahil) durdukları yere bir kere daha bakmaları, söylemlerini, pozisyonlarını ve toplumla ilgili hayallerini bir kere daha gözden geçirmeleri gerekiyor.
Yanılmıyorsam ilk defa Nabi Yağcı yazmıştı günümüzün siyasetinin “Anti değil Alternatif siyaset” olması gerektiği üzerine. Benim de “Çatışmacı değil Çekişmeci demokrasi” demekten muradım da benzerdi.
Nitekim seçim sonrası oluşan yeni siyaset ikliminde AKP dışında anlamlı bir siyaset, dünden daha da kesin bir biçimde AKP’nin varlığını reddederek yapılan bir siyaset olamaz. Çünkü böyle bir siyaset olsa olsa AKP’ye alternatif üretmenin de önünü tıkayan, ya da tersten söylersek, AKP’yi daha da güçlendiren bir siyaset olur.
Öte yandan AKP her ne kadar yeni bir fikrî hegemonya oluşturmuşsa da bu hegemonyanın çok da “yeni” olduğunu söylemek mümkün değildir.
Yenidir, eğer bir önceki ve hâlâ debelenen “kemalist hegemonya” ile karşılaştırıldığında yenidir.
Eskidir, çünkü fikrî yapısı siyaseten “temsili demokrasiyle”, ekonomik anlayışları ise yaşadığımız son krizle birlikte batmakta olan “ekonomik liberalizmle” sınırlı olduğu için eskidir.
Yenidir, çünkü sol siyasetin “sosyal politikalarına” benzer politikalara sahip olduğu ve “kimliklere” referans vermekten kaçınmadığı için yenidir.
Eskidir çünkü bunları “dinî gelenek” üzerinden “haklara ve hukuka” değil yalnızca “kardeşliğe” vurgu yaparak biçimlemiş olmasından dolayı eskidir.
Yenidir, sağ siyaset kulvarında halk dalkavukuğu tadında “Demirelvari projecilikten” topluma hizmet etmeyi önüne koymuş bir “projeciliğe” geçmiş olmak bağlamında yenidir.
Eskidir, çünkü bu projelerin yapımında toplumun “katılımını” değil kendi hizmet anlayışı çerçevesinde bildiği yoldan ve yukarıdan bir anlayışla bunları yaptığı ya da yapmayı planladığı için eskidir.
AKP bu özellikleriyle tek bir boyuta indirgenmesi zor ve ilginç bir siyasi partidir ama alternatifi olamayacak bir parti değildir. Aksine bugünün siyasi iklimi “Daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük ve daha fazla eşitlik” temelinde bir siyaset iklimidir ve AKP’ye alternatif bir siyaset ancak bu ilkeler temelinde bulunabilir.
Bu seçim bundan öncekinden farklı bir seçim oldu ve siyaset değişti. Ya da değişmek zorunda. Değişimin yönü AKP’ye karşı olmaktan değil onun kapladığı siyaset alanının sınırlarını aşmak, ona alternatif politikalar, alternatif düşünceler ve alternatif hayaller oluşturmaktan geçiyor.
İçinde toplumun olduğu politikalar, düşünceler ve hayaller...
Bütün mesele de bu değil mi?
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025