Erol KATIRCIOĞLU
Yeni Türkiye sloganıyla dünkü sonuçları alkışlayanlar sanırım ortada olumlu anlamda yeni bir şey olacağıyla değil, daha çok, kendi pozisyonları ve imkanları bakımından yeni bir dönemin başlayacağıyla ilgililer. Çünkü Türkiye için “iyi” bir şey, ancak kutuplaşmalara ve çatışmalara çözüm getirecek bir anlayışın egemen olmasıyla mümkün, onların sürmesini sağlayacak bir anlayışın devam etmesiyle değil. Oysa Tayyip Erdoğan’ın “başarısı” olarak değerlendirilen sonuçlar, kutuplaştırıcı ve çatışmacı bir siyaset anlayışının bitişine değil aksine cumhurbaşkanlığı katına yükselişine işaret etmekte.
Ama yine de sonuçlara soğukkanlı bakınca, Tayyip Erdoğan’ın aldığı sonucun, onun için çok da başarılı bir sonuç olmadığı söylenebilir. Bunun bir nedeni katılımın düşüklüğüyse, bir nedeni de AKP’nin beklediği oyun altında kalması ve bu oy oranıyla da 2015 seçimlerinde Anayasa yapmayı mümkün kılacak bir çoğunluğu elde etmesinin mümkün olamayacağı...
AKP kurmaylarının biraz “buruk” olmaları da bu nedenle.
CHP-MHP kanadının aldığı sonuca gelince, Ekmeleddin İhsanoğlu projesinin tümüyle başarısız bir proje olduğu ortada. İhsanoğlu’nun, iki partinin (son seçimde aldıkları) toplam oylarının neredeyse sekiz puan altında kalması başka nasıl açıklanabilir ki? Kimileri alınan bu oyların yine de İhsanoğlu’ndan kaynaklı olmasından dolayı bir başarı öyküsü çıkarmaya çalışsa da bu oyların İhsanoğlu’ndan çok “anti-Erdoğan” oyları olduğu da açık. Siyasetin doğrudan bağlantılanmış olduğu Cumhurbaşkanlığı seçiminde “siyasetten uzak” bir söylemle yarışa girmesi tümüyle yanlış bir duruştu ve sonuçlar da bunu teyit etmiş oldu.
Bu seçimin gerçek galibinin Selahattin Demirtaş olduğu, seçim gecesinden bu yazının yazıldığı şu saate kadar yapılan her konuşmada teslim edilen bir durum. Gerçekten de HDP oylarını neredeyse yüzde 40 artırması bir yana, toplumun batısından, kuzeyinden ve güneyinden de oy alması çok önemli. Önemli, çünkü bu sonuçlar Kürt Özgürlük Mücadelesi’nin Türkiye’nin sol ve demokrat kesimleriyle birleşerek özgün yeni bir siyaset çizgisi yakalamış olması anlamına geliyor. Bir başka deyişle, yıllar yılı ceberrut devletin baskısı altında kalmış mağdur kimliklerin bir araya gelerek seslerini yükseltmiş olmaları, biz de varız demeleri toplumda bir karşılık bulmuş gibi görünüyor.
Unutmamak gerekir ki kutuplaşmış kimliklerin olduğu bir toplumda demokrasi demokrasi değildir, devlet de toplumun devleti değildir. Bir başka deyişle Erdoğan’ın Köşk’e seçilmesi, balkon konuşmasına rağmen kutuplaştırıcı bir siyasetin etkisinin daha da artacağına işaret ediyor. Bu tür bir siyasetin yaygın olduğu toplumlarda demokrasinin olmazsa olmazları olan “tartışma da uzlaşma da, taviz verip taviz almak da” ortadan kalkar. Çünkü, kimliksel çıkarlar ve benimsenen değerler konusunda tartışma, uzlaşma ve taviz söz konusu değildir.
Oysa Demirtaş topluma, kutuplaştırıcı değil, tam aksine bütün kimliklerin taleplerini ifade edeceği bir siyaset öneriyor. Bunun da yeterince “yeni” olduğu ortada değil mi?
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025