Erol KATIRCIOĞLU
‘Kanlı Cumartesi Katliamı’, anlaşılan 100’den fazla insanımızın ölümüne, onlarcasının sakat kalmasına yol açmış kara bir eylem olarak tarihe geçti. Türkiye tarihinin bu en canice eyleminin kimler tarafından yapıldığı, ne amaçla yapıldığı, cevaplanması gereken sorular. Tabii ki doğal olarak herkesin kendi bakış açısına göre bu sorulara cevapları ya da en azından tahminleri var. Bu tahminler zaman içinde doğru çıkar yanlış çıkar ya da cevapsız kalır belki de. Ama yine de insanlar, özellikle de siyasetle ilgili olanlar kendi bakış açıları içinde bir analiz ve bir yorum yaparlar.
Nitekim bu olayda da böyle oldu ve bu kanlı eylemin failleriyle ilgili tahminler, iddialar ilk saatlerden itibaren havalarda uçuşmaya başladı. Ülkedeki kutuplaşmayı göz önüne aldığımızda bu tahmin ve iddiaların da bu kutuplaşmaya göre oluştuğu görülüyor. ‘Sol ve demokrat’ kesimler ‘fail’ olarak ‘devlete’ işaret ederlerken, ‘İslamcı ve iktidar yanlısı’ kesimler de PKK’ye işaret ettiler. Fakat burada göze batan ve doğrusu benim tuhafıma giden durum, iktidar yanlıları ve özellikle de onların içindeki, ideolojik olarak da devlete mesafeli olmaları gereken ‘liberal’ kalemlerin ve aydınların, failin ‘devlet’ olarak işaretlenmesinden rahatsız olmaları.
Özellikle de HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın, “Bu, devletimize ve milletimizin birliğine yapılmış bir saldırı değil. Devletimiz tarafından halkımıza yapılmış bir saldırıdır” cümlesi bu kesimleri en çok rahatsız eden cümle oldu. Bu rahatsızlıktan da anlaşılıyor ki AKP ve ona destek verenler, bir zamanlar AKP’nin ‘hükümet’ olmasıyla ‘devlet’ olmuş olmadığını ve bu nedenle de hala ‘ittihatçı’ güçlerin AKP’nin önüne zorluklar çıkardığı söyleminden vazgeçmişler ve AKP’nin devleti temsil ediyor olduklarından eminler.
Oysa olaylar, onların da en azından ‘sol ve demokrat’ kesimler kadar devlet konusunda emin olmamaları gerektiğini söylemiyor mu?
13 yıllık iktidarlarının neredeyse on yılında devleti AKP’nin değil de ‘paralel’ denilen ‘cemaat’in yönettiği daha yeni ortaya çıkmadı mı? Devlet kurumlarının çoğunda, emniyetin, yargının, MİT’in önemli yerlerinde cemaatin adamları olduğunu AKP’liler ancak on yıl sonra yeni anlamadılar mı?
O zaman bu kadar emin olmak niye?
Ergenekon davasının da AKP hükümetine karşı komplonun bir parçası olduğu düşüncesiyle aklandığı şu günlerde devletten bu kadar nasıl emin olabiliyorsunuz ki? Gerçekten de Ergenekon diye bir şey yok muydu? Velev ki yoktu ama bu durumda da cemaat ya da her kimlerse onlar yine de ‘devletin’ gücünü kullanarak bunca kişiyi, bunca askeri hapislere koyduklarında, siz AKP’nin devleti yönettiğinden emin değil miydiniz? Ve şimdi de Ergenekon meğerse düzmeceymiş diye içinizi nasıl ferahlatabiliyorsunuz?
Dolayısıyla bunları düşünerek sizin de en azından bu olayda ‘devlet’ten kuşku duymanız gerekirken siz bütün mantık kurallarını zorlayarak, üstelik de tek taraflı ateşkes ilan etmiş olan PKK’den ve neredeyse HDP’den kuşku duyar hale geldiniz.
Devlet, bu yazıyı yazmakta olduğum şu saate kadar IŞİD’e işaret eden bazı imalarda bulundu. Tıpkı, Suruç ve Diyarbakır olaylarında olduğu gibi bu olayın da IŞİD tarafından yapılmış olabileceği kuşkusunu dile getiriliyor.
Oysa ben önceki olaylarda da bu olayda da IŞİD’den çok devletle şu ya da bu biçimde ilişkili insanlardan oluşan bir Ergenekon ya da buna benzer bir teşkilatın parmağı olduğuna inanıyorum. Benim böyle inanmış olmam, bu kanlı eylemi AKP hükümetinin planladığına inandığım anlamına değil ama, AKP hükümetinin politikalarının bu tür bir eylemin ortamını hazırlayan etkiler ürettiğine inandığım şeklinde alınmalı. Anlayacağınız bu tür olayları IŞİD yaptı, hikayesi de artık kabak tadı verdi. Gözümüzü yeniden devlete, devletle şu ya da bu biçimde ilişkili olan yapılanmalara çevirmemizde yarar var.
Not: Gürbüz Özaltınlı’nın Serbestiyet.com’da başlatmış olduğu bir tartışmaya icabet edip bir yazı yazmıştım. Ama sanırım bu Kanlı Cumartesi’nden sonra o yazıyı başka bir mecrada (Ortakhaber.com) yayınlamak daha doğru olacak. Okuyucularıma duyururum.
http://www.ozgur-gundem.org/yazi/134155/isid-cevabi-da-kabak-adi-vermedi-mi
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025