Erol KATIRCIOĞLU
AKP’nin “Muhafazakar Demokrat” bir ideolojiye sahip olduğu siyaset sahnesinde belirdiğinden beri söylenir. Yalçın Akdoğan’ın çabaları ve bir takım liberal yazarlarca çerçevesi çizilmeye çalışılan bu kavram, biraz “Yeni Muhafazakarlık” (Neocon) kavramına benzese de aslında bize özgü bir kavram olarak önerildi. Hem bir yandan geleneksel olana sahip çıkan ve hem de toplumun önündeki özgürlük sorunlarını aşmaya çalışan bir siyasi duruş olarak. Ama ne var ki şu son günlerde, AKP hükümetinin tavrı, dili ve benimsediği politikalarda “demokratlıktan” eser kalmamış durumda. Bu nedenle de öyle veya böyle, şu zamanda ya da bu zamanda bu partinin kendi çıkış noktasıyla hesaplaşması gerekiyor. Bülent Arınç’ın, Hüseyin Çelik’in, Sadettin Ergin’in ve diğerlerinin açtığı yol da bence bu.
Maalesef, sanırım artık herkes görüyordur ki “Milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım” cümlesini toplum önünde etmiş olan Cumhurbaşkanı’nın bugün geldiği yer sanırım öyle eklektik bir “Muhafazkar” ve “Demokrat” terimleriyle değil doğrudan doğruya “Faşist” bir “Milliyetçilik” ideolojisiyle tanımlanabilecek duruma gelmiş durumda. Cumhurbaşkanı, hemen her gün bir devleti ya da devlet başkanını eleştirirken “Türkün Türkten başka dostu yoktur” milliyetçi fikrini yeniden yaygınlaştırmak ve popülize etmeye çalışmakta. “Kürtler kardeşimizdir” sözü ise, aslında “Bizim irademizi tanıyan Kürtler kardeşimizdir diğerleri ise teröristtir” anlamına gelmekte. Bunun da ötesinde bir zamanlar MHP’nin sloganı olan “Ya sev, ya terk et” sloganını “Ya bizdensin, ya onlardansın” şekline getirerek milliyetçi duygulara seslenmekte.
Böylelikle rahatlıkla söyleyebiliriz ki, şu ya da bu nedenle, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere AKP hükümetinin duruşu, her ne kadar “demokratmış” gibi bir izlenim verilmeye çalışılsa da özünde milliyetçi bir yere doğru evrilmiş bulunmaktadır. “Muhafazakar demokratlık” iddialarından sonra gelinen yeni durum budur.
Cumhurbaşkanı danışmanı Yiğit Bulut’un yazdığı yazılar ya da yaptığı televizyon konuşmaları ne ölçüde Cumhurbaşkanı’nın görüşlerini yansıtıyor bilemiyorum ama, orada “yerele” de “kendi kendine yeten ülke olma hedefine” de “bağımsızlığa” da yapılan vurguların aşırı olduğu çok açıktır. Örneğin son yazısında Bulut, Cumhurbaşkanı’nın “Artık biz bize yetmek zorundayız. Biz bize yetemediğimiz durumda bağımsız bir Türkiye’den bahsedemeyiz” cümlesine yer vererek eğer içeriden ve dışarıdan engellemeler olmazsa mesela “Savunma” ve “Telekomünikasyon” sektörlerinde ve bunlar arasında kurulması gereken denklemde çok başarılı oluruz, hatta olacağız iddiasını seslendirmekte.
Bu düşüncelerin “büyük ve güçlü devlet” olmak gibi bir arayışın ifadeleri olduğu açık. Büyük ve güçlü devlet arayışı içinde olmak meşru olmayan bir arayış değildir kuşkusuz. Ama bu amacın kendisinden çok bu amaca varmanın yolları önemlidir. Eğer siz bu arayışınızı tamamen kapalı devre bir “elit” içinde yapmaya kalkıyorsanız, tersten ifade edersek eğer bu arayışınızı toplumla paylaşıp toplumu bu arayışın parçası yapmıyorsanız, yapamıyorsanız, bu yolun kaçınılmaz olarak “otoriter” bir yol olacağı açıktır. Erdoğan ve AKP hükümetinin gittiği yol budur ve bu yol çıkmaz bir yoldur, bütün otoriter yönetimlerin yolu olduğu gibi.
Özetleyecek olursak demem o dur ki AKP, AKP siyasi elitlerinin çoğunluğunun henüz fark edemediği bir biçimde, ırkçı, anti-demokratik ve İslamcı bir kimlik siyaseti içinde hızla bir duvara doğru ilerlemektedir. Duvara ne zaman ve nasıl çarpacağı ise henüz net değildir. Ama duvarda, yapmış olduğu bütün haksızlık ve hukuksuzlukların, bütün sebep olduğu ölümlerin (askerler, polisler ve gerillalar olmak üzere) izleri olacağı açıktır.
O nedenle de AKP’ye gönül vermiş, oy vermiş, müteddeyyin kitlelerin, gerçek Müslümanların bir an önce bu gidişi görmeleri ve dur demeleri gerekir.
Bu suçların ortağı olmamak için...
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025