Erol KATIRCIOĞLU
AKP kadroları başarısız oldular. 15 yıldır süren iktidar dönemlerinin sonuna yaklaşırken başarısız oldukları kesin. Bakmayın siz o köprülere, yollara, hanlara, hamamlara, saraylara. Değil mi ki referandum konusunda her türlü adaletsizliği göze alıyorlar, bu zaten onların kaybettiklerinin işareti. Demiyorlar ki “Yahu biz her gün her saat televizyonlardayız, onlar ise neredeyse yoklar. Bu nasıl eşitlik, bu nasıl adalet?” Diyemiyorlar. O nedenle de kaybettikleri kesin.
Oysa başarabilirlerdi. Bu toplum başlangıçta, bütün çekingenliğine rağmen onlara büyük destek vermişti. Bu destek belki oy vermek biçiminde olmamıştı ama onların taleplerinin “demokratik” olduğunu teyit eden, onlara “moral üstünlük” sağlayan bir destek olmuştu. Nitekim bu desteğin en görünen hali olan başörtüsü meselesi, liberallerin, demokratların, sosyal demokratların ve hatta sosyalistlerin çok kimlikli demokrasi özlemleri ve bu yöndeki talepleri olmasaydı çözülemezdi.
Başarabilirlerdi. Yalnızca kendi mağduriyetleri üzerinden değil de diğer kesimlerin de mağduriyetlerini dikkate alan bir yerden bir siyaset kurgulayabilselerdi başarılı olabilirlerdi. Örneğin Alevi meselesi, Kürt meselesi gibi meseleleri “ayar veren” değil “anlamaya çalışan” bir yerden çözmeye çalışsalardı bu meseleleri çözebilirlerdi. Tabii bunun için demokrasinin çıtasını biraz daha yükseltmek gerekirdi ki bunu anlamadılar bile. Oysa azınlıkların kimlik taleplerini kapsama alan bir demokrasi, kimlik sorunlarından kaynaklanan gerginlik ve çatışmaları da ortadan kaldıran bir demokrasidir.
“Hepimiz özgür olmadıkça hiç birimiz özgür olamayız” sloganı etrafında toplumu mobilize edebilselerdi, doksan yıldır bir türlü gerçekleştiremediğimiz “ortak bir kimliği” belki de ilk defa kurmuş olabilirlerdi. İslamın da vurguladığı farklılıkların bir arada yaşaması gerektiği mantığını çağın evrensel hukuk kurallarıyla güvence altına almış olacaklar, herkesin eşit bir biçimde yaşayabildiği yeni bir demokrasi ve toplum hayalini gerçekleştirmiş olacaklardı.
Ama olmadı.
Başaramadılar.
Çünkü AKP’nin kadroları böyle bir vizyonu taşıyabilecek kadrolar değildi. Başta önderleri olmak üzere “İslami kimliğin” dışına çıkarak diğer kesimleri de kapsayacak demokrat bir duruş sergilemek yerine “İslami kimliğin” içinde yalnızca Müslümanlara konuşmayı, diğerlerine ise öfke kusmayı yeğlediler. Onun için de haklılıkları dünyadan duyulmadı. Her ne kadar haklı bazı şeyler söylemiş olsalar da…
Bunu böyle bilin.
AKP kadroları başaramadılar.
İktidardan düşmeleri uzun sürmeyecek bir zaman meselesi. Kazanabilecekleri oranın yüzde 50’ler civarında olması da kaybetmiş olduklarının bir işareti olacak. Çünkü İslami kimliğin toplumda yüzde 50 civarında olduğunu düşünürsek, başarılı olmak referandumda yüzde 70-80 gibi bir destek ortaya koymakla mümkün. O zaman yukarıdaki paragrafta söylediklerimin yanlışlığını kabul eder, yanılmışım derim. Ama böyle bir sonuç alacaklar gibi de görünmüyor. En azından şimdilik…
Dünyada da kimliklerin içe kapanmalarının yeniden moda olmaya başladığı şu günlerde, bizim, bütün kimliklerin taleplerini içeren yeni bir demokrasiyi ortaya koymamız gerek. Bu en çok da Osmanlı bakiyesi çok kimlikli bir ülke olarak bize düşer. İslami kimliğin giderek baskıcı bir hal aldığı yaşadığımız bu 15 yılda toplumumuzun böyle bir demokrasiye yönelmiş olma olasılığı bence az değil. Referandumda bunu göreceğiz…
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025