Erol KATIRCIOĞLU
Şunu açıkça ortaya koyalım. Türkiye bugüne dek yaşamadığı bir şeyi yaşıyor. 60’ı ucundan, 70’i ve 80’i oldukça içinden yaşamış biri olarak bugün Türkiye’de olanlar bana şaşkınlık veriyor. Şaşkınlık vermesinin nedeni “barış” diyenlerin bile tutuklanıyor olması değil tabii ki. Çünkü 1980 askeri darbesi altında da “barışı” savunmak suçtu. Bunu biliyorum. Barışı savunanlar, o günkü Barış Derneği davasında üç yıl hapis yatmışlardı. Bugün barışı savunanların başlarına gelenlerden gidersek, en az 80 askeri darbesi kadar kötü bir durumda olduğumuz anlaşılır. En az diyorum, lafın gelişi, bugün kötülüğün çok daha yaygın olduğu ortada.
Benim en çok şaştığım konu ise iktidar partisi dışındakilerin gelen karanlık bulutları göremiyor olmaları. Sayın Cumhurbaşkanı “Ben bildiğiniz gibi bir Cumhurbaşkanı olmayacağım” dediği gün parlamentoyu da lağvetmişti aslında. Çünkü şimdi çok daha iyi anlaşılıyor ki Cumhurbaşkanı ve onun etrafındaki dar bir çevrenin gündemleri çok farklıymış. Her neyse bu konuya girmeyeceğim.
Geçenlerde CHP milletvekilleri Selin Sayek Böke ve İlhan Cihaner’in CHP’ye, Kurultay’a giderken yeni bir vizyon önermeleri çok isabetli olmuştur. Tabii biliyoruz ki CHP, ara sıra “sosyal demokrat” olduğunu söylüyor ve ülkeyi çok da bilmeyen Avrupalı siyasetçilerce de öyle zannediliyor olsa da, CHP sadece ve sadece “Batılı değerleri” paylaşan insanların partisidir ki sosyal demokrasi bu değerlerin yalnızca bir tanesidir. O nedenle de CHP içinde çok farklı görüşlere rastlamak şaşırtıcı olmamalı.
Peki CHP’nin “Batılı değerleri” paylaşan bir parti olmasının siyaseten herhangi bir kıymet-i harbiyesi var mıdır? Ben bu soruya evet cevabı veriyorum ama sanırım, deyim yerindeyse CHP küpünün şöyle bir sallanması kaydıyla. Yani gerçekten de CHP’lilerin ya da CHP’ye oy verenlerin paylaştıklarını düşündükleri “Batılı değerlerin” neler olduğunu onlara hatırlatmak kaydıyla. Örneğin “biat” yerine “özgürlük” kavramı Batılı bir değer olarak okunabilir. Ama “özgürlük”, “biat” kültürünün egemen olduğu bir toplumda kolayına savunulabilecek bir değer değildir. Tutuklarlar adamı (ya da kadını). Tıpkı daha dün doktorlara yaptıkları gibi. Ya da dün başörtüsüne isyan eden İranlı genç kıza yaptıkları gibi. Yani Batı dünyasında da “özgürlük” gibi değerler kolayına elde edilmedi. Arkasında milyonlarca insanın ölümüne verdikleri mücadeleler sonunda bu değer bir değer oldu. Bunları hatırlatmak gerek bu insanlara.
Onun için Böke’nin ve Cihaner’in (başkaları da var mı yanlarında bilmiyorum) çıkışları çok önemli. Parti içinde ya da parti tabanında demokrat insanlara ulaşmak ve onları yükselen kara bulutlara karşı örgütlemek gerekli. Çünkü bugün Türkiye gerçekten demokrasinin yeniden kurulması gerektiği bir yerde duruyor. Belki biraz aşırma olacak ama işte tam da “Yeni bir Türkiye’nin” kurulma zamanı. Önceki Türkiye’nin tartışmalarından dersler çıkararak, Osmanlı bakiyesi farklı kimliklerden oluşan bu topluma gerçekten “özgürlük”, “barış” ve “birlikte yaşama” değerleri üzerinden yeni bir siyaset önermek ve yeni bir hedef göstermek gerek.
Bütün bu yükü yalnızca Kürtlere ve bir avuç demokrata bırakmamak gerek.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025