Erol KATIRCIOĞLU
AKP iktidarının Cumhurbaşkanı ile birlikte Türkiye’yi soktuğu yol, Türkiye tarihinde oldukça radikal bir kopuşa işaret ediyor. Nereye doğru gittiğimizi şimdiden söylemek zor olsa da bence özellikle kendine Kemalist diyenlerin, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye sokaklara dökülenlerin bu gidişe bakıp da idrak etmeleri gereken sayısız konu var.
Şu anda devlet kurumlarının durumuna baktığımızda Kemalistlerin, “Yahu bu kurduğumuz devlet, meğer gerçek bir devlet değilmiş, bir çadır devletiymiş” demeleri gerekmez mi?
Alın orduyu! Devletin bekası için en güvenilen Ordu, başta Feto’cular olmak üzere çeşitli dini tarikatların at oynattığı bir kuruma dönüşmüş ve bu durumu kimse görmemiş. Peki ya Kemalist askerler?
Ya da alın yargıyı! Adaleti gerçekleştireceğine inanılan yargı bugün tarafsızlığını yitirmiş ve güçlü siyasetçilerin bir dediğini iki etmeyen bir mekanizmaya dönüşmüş, mahkemelerin hiyerarşisi bozulmuş, Anayasa mahkemesi kredibilitesini yitirmiş ve sıradan insanlar için mahkemelerde hak aramak kaçınılması gereken bir eyleme dönüşmüş. Peki hiçbir Kemalist yargı mensubu bunu nasıl fark etmemiş?
Ya da alın üniversiteleri! Toplumu aydınlatacak, bilimi, sanatı geliştirecek, gençleri daha ileri bir toplum yaratmak için eğitecek üniversiteye ne oldu? Bugün koca koca profesörlerin beş para etmez kişiler karşısında eğilip büküldüğü bir üniversite Mustafa Kemal’in özlemini duyduğu bir üniversite olabilir mi? Peki ama nerede bugünün o Sıddık Sami Onar’ları?
Uzatmayalım. Kestirmeden söyleyelim. Bugün koca devlet sistemi tek adam tarafından yönetilir hale gelmişse, ordu, yargı, üniversite gibi kurumlar “kurum” kategorisine pek yakışmıyorlarsa bunun nedeni Kemalist devletin, yukarıdan toplumu yönetmek üzere kurulmuş “elitist” ve “yapay” bir devlet olduğundandır. O nedenle de bugün Kemalistlerin ve CHP kadrolarının “devlet” hassasiyetleri, aslında gerçek bir devlete olan hassasiyet değildir. O kadar!
AKP iktidarının ülkeyi radikal bir kopuşa götürme çabaları karşısında, olmayan ve olsa da bugünün ihtiyaçlarını karşılayamayacak bir devleti savunmak yerine, muhalif kadroların, alternatif yeni bir devlet yapılanması ve alternatif bir anayasa manifestosu oluşturması gerekiyor.
Haydi daha açık söyleyelim! Kemalist devlet bitti. Zaten o “devlet” bile değildi. Devlet yerine geçirilmiş, içinde asker ve bürokrasinin olduğu bir güç merkeziydi. Toplumu tanımayan, topluma göre biçimleneceğine, toplumu biçimlemek üzere kurulan bir mekanizmaydı. Bu bitti. Şu anda bir geçiş dönemindeyiz ve bence hiçbir devlet kurumu tarafsız bir devlet kurumu gibi çalışmıyor. O nedenle de özellikle Kemalist kadroların ve CHP’lilerin, var olan devletin kendi hayallerindeki devlet olmadığını ve olmasının da artık pek mümkün olmadığını anlamaları gerekiyor. Bir başka deyişle önümüzdeki seçim, yalnızca, ülkeyi yönetecek yeni bir yönetici kadronun seçileceği bir seçim değil yeni bir devlet kurmak için yapılacak bir seçimdir.
AKP bunun ayırdında.
Ya Kemalistler?
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025