Erol KATIRCIOĞLU
Ne olduğunu tam olarak anlamıyoruz ama iktidar taraflarında kıpırdayan bir şeyler var. İktidarın, koronavirüs salgını çerçevesinde dünyaya değilse bile kendi taraftarları nezdinde kaybettiği “güven”i tazelemek gibi bir derdi olduğu açık. Ama bu dert de dert değil belki de!
Kim bilir, belki de şöyle düşünüyorlardır:
“Kurulu sistem bize öyle bir güç veriyor ki istediğimizi yapabiliyoruz. Toplumda da öyle ya da böyle bazı aksak sesler çıkıyor olsa da bu milletin devletine karşı çıkma ihtimali neredeyse yok. Bakın son olarak beş HDP belediyesine el koyduk ardından CHP’nin önemli bir gençlik liderini içeri attık. Ne oldu? Birkaç itirazın dışında ciddi bir kalkışma oldu mu? Şu günlerde insanlarımıza sokağa çıkmayın diyoruz çıkmıyorlar, en özel bilgilerini talep ediyoruz, itiraz etmeden veriyorlar, elimizdeki teknolojik imkanlarla zaten kimin kim olduğunu çok rahatlıkla biliyoruz. O zaman seçime ne gerek var?”
Kim bilir bazen de şöyle düşünüyor olabilirler: “Evet, her ne kadar toplumun önemli bir kısmından ses çıkmıyor olsa da, güvenilir kamu oyu yoklamaları seçim olursa kaybetme olasılığımızın da fazla olduğunu söylüyor. Bunun anlamı ya bizim sandığımızdan daha fazla insan seçim iptaline karşı çıkarsa? Ya Avrupa ve Amerika’dan gelecek tepkiler bizim önleyemeyeceğimizden daha fazla olursa?”
Bence bu iki düşünce iktidardakilerin aklında bir salıncak gibi bir o yana bir bu yana gidip geliyor.
Özellikle AKP Başkanı Erdoğan bu iki düşünce arasında bazı denemeler bile yapıyor. Tabii ortağı Bahçeli’yle birlikte. HDP’ye yaptığı ve elindeki inanılmaz medya gücüyle toplumun bir kesimini inandırdığını da gördüğümüz “terörist” muamelesini şimdi artık “CHP”ye de yapmaya başladı. Aslında bu yaptığı kutuplaşma siyasetinin en uç noktası. Bu ülkenin kurucu partisi olan CHP’nin de “teröre” destek veren bir parti olduğu iddiasına kim inanır bilinmez ama “çamur at izi kalsın”, “böl ve yönet” gibi arkaik taktikleri iyi bildiği anlaşılan Erdoğan şimdi de bu yönde bir siyasetin taşlarını örüyor.
Öyle anlaşılıyor ki iktidar, birinci düşünceyle ama aklının bir tarafında ikinci düşünceyi de tutarak yürümek istiyor. Öyle ki bir yandan pandemi mücadelesini önümüzdeki seçimin zaferle sonuçlanması için kullanmak, diğer yandan da muhalefeti, yani HDP’yi ve CHP’yi “terörle ilişkileri var” iddialarıyla zayıflatarak yürümek. Plan bu! O nedenle de önümüzdeki günlerde bu iki partiye de aklımızın almayacağı provokasyonların yapılması bizi şaşırtmamalı.
İki gün önce bazı camilerden Çav Bella çalınması, bugün İzmir’de yine camilerden, bu kez Alevi Mahsuni Şerif’in bir türküsünün, ve bunu da en güzel seslendirenlerden biri olan Selda Bağcan’ın sesinden yayınlanmış olması; yine bugün ( bu yazıyı yazdığım sırada) sosyal medyaya düşen Diyarbakır merkezli ve HDP’ye yönelik tutuklamalar, bence bu taktik kararın yürürlükte olduğunun işaretleri.
Sakallı Celal’in “Türkiye, durmaksızın doğuya doğru giden bir gemidir ama bazıları bu geminin güvertesinde batıya doğru koşarak batıya gittiklerini sanırlar" ünlü sözündeki gibi Doğu’ya mı gidiyor bilmiyorum ama bildiğim ciddi bir yol ayırımında olduğumuz.
O nedenle de anlaşılan verilmiş bir kararın hayata geçirilmeye çalışılacağı şu günlerde bu gidişe muhalif herkesin dikkat kesilmesi ve gelişmeleri takip ederek pozisyon alması bir gereklilik.
Çok geç olmadan…
*Bu yazı Yeni Yaşam Gazetesi'nden alınmıştır
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025