Hasan CEMAL
Başkan Obama’yla barış kuşağı |
Türkiye’nin içeride ve dışarıda bir ‘barış kuşağı’na ihtiyacı var. Etrafımızda böyle bir ‘barış kuşağı’nın oluşması Başkan Obama’yla daha yakın, Cumhuriyetçi Mitt Romney’le daha uzak bir ihtimaldir. Türkiye, Başkan Obama Amerika’sıyla daha rahat eder, ileriye doğru yol alır diye düşünüyorum.
İstanbul
Amerika’nın sorunlar coğrafyası... Neresi? Bu sorunun öncelikli yanıtı, sanıyorum, yer yuvarlağında Türkiye’nin de içinde bulunduğu bu bölgedir.
Bir yanda İran’ı, Irak’ı, Suriye’si, Filistin ve İsrail’i, Körfez ülkeleri...
Diğer yanda Rusya’sı, Ukrayna’sı, Kafkasya’sı, Hazar Denizi’nden Ortaasya’ya açılan kapısı...
Petrolü, doğalgazı...
Enerji hatları... Ortadoğu’su, Avrasya’sı...
Amerika’nın ‘sorunlar coğrafyası’ kısaca böyle tarif edilebilir. Ve Türkiye, Arap baharı ya da ‘Arap devrimi’nin yaşandığı bu coğrafyanın tam ortasında, hatta yüreğinde yer alan büyük bir ülkedir.
İşte bunun için de Amerika’nın gözünde önemlidir.
Ayrıca, Türkiye’nin demokrasi çıtasını da yükselterek daha istikrarlı ve güçlü bir ülke haline gelmesi, Amerika açısından Türkiye’yi daha önemli kılar.
Aslında Amerika, Türkiye’yle bir süredir böyle bir süreci yaşıyor. İran, Irak, İsrail gibi alanlarda iki ülkenin anlaşmazlıkları, görüş ayrılıkları olsa da, özellikle Başkan Obama yönetiminde Türk-Amerikan ilişkileri olumlu bir seyir izlemiştir.
Başkan Obama’yla Başbakan Erdoğan arasında kurulduğu gözlenen diyalog daAnkara-Washington ilişkilerinin seyrinde müspet rol oynamıştır.
Amerika, kendi ‘sorunlar coğrafyası’nın yüreğinde yer alan Türkiye gibi bir büyük ülkeyi, Rusya’yla Çin’in ‘Avrasyacılığı’na da kaptırmak istemez.
Amerika’nın önde gelen stratejistlerinden Zbigniew Brzezinski son kitabında, Türkiye’nin Amerika nezdindeki önemini altını kalın olarak çizerken, bu çerçevede Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini de savunur ve bu konuda Almanya’yla Fransa’nın Türkiye’ye karşı politikalarını da eleştirir, Batı’nın çıkarlarına aykırı bulur:
“Bazı AB ülkelerinin -özellikle Almanya ve Fransa- son dönemdeki tereddütlerine rağmen Türkiye’nin AB üyeliği jeopolitik bir realitedir. Çünkü kendine özgü Batı tarzı bir Türk demokrasisi, eğer sadece NATO’ya değil Batı’ya da sağlam bir şekilde bağlanırsa, Avrupa’yı istikrarsız Ortadoğu’dan koruyan bir kalkan haline gelebilir.” (*)
Bu arada kısaca not etmekte yarar var.
Başkan Carter döneminde Amerikan yönetiminin Milli Güvenlik Danışmanlığı görevinde de bulunmuş olan Brzezinski’nin eleştirdiği Almanya ve Fransa’dan bu yakın zamanlarda farklı sesler kulaklara çalınmaya başladı.
Başbakan Merkel, Başbakan Erdoğan’ın son Berlin ziyaretinde Türkiye’nin AB üyeliği konusunda bu defa çatlak ses çıkarmadı.
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’dan da Ankara’ya değişik kanallardan ulaşan sinyaller Cumhurbaşkanı Sarkozy dönemiyle mukayese edilmeyecek kadar olumlu...
Amerika’yı yazarken Avrupa niye?
Basit bir nedeni var:
Türkiye’nin Avrupa’daki ayağı ne kadar güçlü olursa, Ortadoğu’da da sesi o kadar dinlenir. Böyle bir Türkiye, Amerika’da da daha fazla ciddiye alınır.
Elbette bunun tersi de geçerlidir.
Amerika’daki ayağı güçlü olan bir Türkiye’nin Avrupa ve Ortadoğu’daki nüfuzu da o kadar yaygınlaşır.
Ve tabii Türkiye kendi evinin içini ne kadar derleyip toparlarsa, ekonomi ayağı kadar demokrasi ayağını da ihmal etmezse, Amerika ve Avrupa’da çok daha fazla hesaba katılan gerçek bir bölgesel güç olma yolunda ilerler.
Türkiye’nin içeride ve dışarıda bir ‘barış kuşağı’na ihtiyacı var. Etrafımızda böyle bir ‘barış kuşağı’nın oluşması Başkan Obama’yla daha yakın, Mitt Romney’yle daha uzak bir ihtimaldir.
Son söz:
Türkiye, Başkan Obama Amerika’sıyla daha rahat eder, ileriye doğru yol alır diye düşünüyorum.
* Zbigniew Brzezinski, Stratejik Vizyon, Amerika ve Küresel Güç Buhranı, Timaş Yayınları, s.157.
Yazarlar
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024