Hasan CEMAL
Ergenekon, Balyoz, yargı...
Ergenekon ve Balyoz davalarında baştan beri ciddi hatalar yapıldı, olmadık aşırılıklar sahnelendi. Bir yandan tutukluluk süreleri kendi başına cezaya dönüştü, diğer yandan bir suç olarak teröristlik ucuzlatıldıkça ucuzlatıldı. Bunlar malum ama meselenin bir de ‘ama’sı var.
Önce şu satırları lütfen bir zahmet okuyun: “Militarizmden zerre kadar hazzetmeyenlerden misiniz? Siz de, ayrım yapmadan 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan askeri müdahalelerini kınıyor musunuz?
AKP’ye kapatma davası açılınca öfkelenip, iktidar partisi kapatılmaktan kıl payı kurtulunca derin bir nefes alanlardan mısınız?
Bu ülkenin kurulurken halının altına süpürdüğü günahlarla hesaplaşmadan, Kürt sorununu hakkaniyetle çözmeden yaşanılabilir bir yer olmayacağını düşünenlerden misiniz?
Cumhuriyet tarihinin aynı zamanda İstiklal Mahkemeleri’nden DGM’lere bir hukuk cinayetleri tarihi olduğunu bilenlerden misiniz?
Sevmediğiniz görüşleri olanların hakkını savunmak sizce de önemli değil mi?”
Bu sorular benim değil.
Harun Tekin’in.
2 Şubat 2013 tarihli Radikal’de çıkan “Balyoz’da ne var ne yok?” başlıklı güzel yazısında sorduğu bu soruların hepsine ben de evet yanıtını veriyorum.
Bir sorusu daha var:
“Askeri vesayetle mücadelede her yol mubahtır’ diyebilir miyiz?”
Elbette hayır, denemez.
Ve ekliyor Harun Tekin:
“Ya da ‘Askeri vesayeti geriletmek söz konusuysa, gerisi teferruattır!’ demenin, ‘Vatan söz konusuysa, gerisi teferruattır’ demekten ne farkı var?”
Bu da haklı bir soru.
Herhangi bir farkı yoktur. Hukuk herkes için lazım; bunun altını bir kez daha kalın olarak çiziyorum.
Ergenekon ve Balyoz davalarında baştan beri ciddi hatalar yapıldı, olmadık aşırılıklar sahnelendi.
Bir yandan tutukluluk süreleri kendi başına cezaya dönüştü, diğer yandan bir suç olarak teröristlik ucuzlatıldıkça ucuzlatıldı.
Adalet duygusunu hiçe sayan, vicdanları fena halde yaralayan öylesine örnekler yaşandı, hâlâ da yaşanıyor ki, davaların özü perdelendi ve askeri vesayetin çözülmesi konusunda önem taşıyan bu davalar kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırıldı.
Şöyle de söylenebilir:
Hukuki yanlışlarla aşırılıklar bir yerde öylesine sistemli biçimde kullanıldı ve kullanılmaya devam ediyor ki, meselenin askeri vesayetle, darbe tertipleriyle ilgili tarafları iyiden iyiye gözardı edilmiş durumda...
Kısacası:
Odak kaymış, kaydırılmıştır, üstelik gayet bilinçli bir şekilde...
Tekrarlamakta yarar var.
“Askeri vesayeti geriletmek söz konusuysa, gerisi teferruattır!” demek hiç kuşkusuz hukukun üstünlüğü ilkesine sığmaz.
Ama bununla birlikte Ergenekon, Balyoz gibi davaların özünü de hiç unutmayalım. Bu öylesine bir özdür ki, Türkiye’de demokrasinin, hukuk devletinin, insan hakları ve özgürlükler düzeninin her zaman canına okumuştur.
Bu da unutulmasın.
Rahmetli İlhan Selçuk 2008 yılı başlarında bir gün sabaha karşı gözaltına alındığında, devletin bu hoyratlığı eleştirilmişti bu köşede. Ama aynı zamanda 12 Mart - 9 Mart örneğini vererek bir noktaya daha işaret etmiştim.
-Benim de aralarında bulunduğum- 9 Martçılar, 1971 başında çok partili demokrasiye son vermek için darbe tertipleri içindeydiler. Erken davranan 12 Martçılar, bir yandan Demirel’i başbakanlıktan devirmiş, 9 Martçıları da hapse atmıştı.
Ama sonra ne oldu?
9 Martçılar Madanoğlu davasında yargılandılar, beraat ettiler, hatta demokrasi kahramanı oldular. Bu olayı hatırlatan 25 Mart 2008 tarihli yazımda şu satırlar vardı:
“9 Mart bir demokrasi hareketi değildi. Tersine, çok partili demokrasiye paydos demek için yola çıkmış, Türkiye’nin sırtını Batı’ya dönerek başka sulara açılmasını öngören, askerci-cuntacı bir gizli örgütlenmeydi. Ama burası Türkiye’dir. Demokrasinin köküne kibrit suyu ekmek için yola çıkmışsınızdır, ama zaman geçer demokrasi kahramanı da olabilirsiniz.”
Yazımı şöyle noktalamıştım:
“Tarih tekerrür edebilir mi?”
Harun Tekin, “Hukukun ayaklar altına alındığı bir atmosferde sessiz kalmak da adaletsizliğe ortak olmaktır” derken haklı.
Ama yaşananlar da öyle ki, ‘tarihin tekerrür etmesi’ hoş olmaz diye düşünüyorum.
İyi pazarlar!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024