Hasan CEMAL
Başbakan, El Baradey’den dolayı veryansın etmiş Nobel Komitesi’ne. Mısır’daki darbe, Gezi direnişi derken Erdoğan’la âleminde Batı ve aydın düşmanlığının örnekleri suyun yüzüne vurdu. Bunlar öylesine ön plana çıkmaya başladı ki Erdoğan, partisini Batı’yla hesaplaşma rayına oturtmak istiyor havası koyulaştı.
Evet, sömürgeciliğin, emperyalizmin kökleri, totalitarizm, faşizm, Nazizm, komünizm Avrupa’dan çıktı. Ama Batı’nın günahları kadar sevapları da var. Demokrasi, hukuk devleti, insan hakları ve özgürlükleri de aynı Batı’dan geldi. Erdoğan ve kurmayları sapla samanı karıştırmanın yarattığı ‘cepheleşme’nin yarattığı tehlikenin farkında mı?
Mısır’daki darbe sonrası, Batı’nın günahları üzerine yazmak istiyordum.
Bir türlü fırsat olmadı.
Başbakan Erdoğan bayramda, ‘Eyy Nobel!’ diye Nobel Komitesi’ne de ayar çekince, bu konu yine aklıma takıldı.
Tayyip Erdoğan, darbe sonrası Mısır’da Cumhurbaşkanı Yardımcılığı'na getirilen El Baradey’den dolayı kızmış Nobel Komitesi’ne veryansın etmiş:
“2005’te Barış Ödülü almış olan Baradey, şu anda askeri darbeyi gerçekleştiren hükümetin cumhurbaşkanı birinci yardımcısıdır. Ben şimdi Nobel’e sesleniyorum. Eyy Nobel, sen nasıl barış ödülleri dağıtıyorsun ki bu kişiler askeri darbe yapanların yanında yer alıyor.”
Tayyip Erdoğan’la onun âleminde konuya yine daha çok Batı düşmanlığı, Batı’daki İslam karşıtlığı pencerelerinden bakıldı. Hatta bazı çevrelerde, Batı’nın karşısına İslamyerleştirilerek siyah-beyaz iki ayrı dünya yaratıldı.
Olabilir.
Tayyip Erdoğan’la onun âlemindeki bu bakış açısı özellikle Mısır’daki darbe ve Gezi direnişi sonrasında fazlasıyla belirginleşti.
Aydın düşmanlığı ile birlikte Batı düşmanlığı öylesine ön plana çıkmaya başladı ki, sanki Erdoğan kendi partisini, kendi iktidarını Batı’yla hesaplaşma rayına oturtmak istiyormuş gibi bir hava gitgide koyulaştı.
Evet, Batı’nın günah listesi uzun ama…
Mısır’daki askeri darbeyi ve sonrasındaki katliamları lanetlemek, eleştirmek elbette gerekir. Bu açıdan ABD ve AB başkentlerinde dikkati çeken sessizlik iklimi hiç kuşkusuz utanç vericiydi,demokrasi adına…
Bu çifte standartlar yeni de değildi. Sömürgecilik, emperyalizm, soğuk savaş dönemleri boyunca Batı, işine geldiği zaman ne demokrasi, ne hukuk, ne insanlık tanıdı; çıkarı gerektirdiğinde hepsini çiğneyip geçti.
Batı’nın günahları diye de tarif edilebilecek bütün kötülükler, evet, Batı’da hep vardı, o dünyadan kaynaklandı.
Ama Batı derseniz, tek bir Batı yok!
Birden fazla Batı mevcut.
Batı’nın günahları kadarBatı’nın sevapları da var.
Doğrudur, birçokkötülük Avrupa’dan çıktı. Sömürgeciliğin, emperyalizmin kökleri Avrupa’ya uzanır. Totalitarizm ya da faşizmler,Nazizmler, komünizmler Avrupa’dan çıkmıştır.
Mussolini de, Franco da, Stalin de, Mao da, Pol Pot da Avrupa’nın fikirler âleminde doğan akımların ipine sarılarak, gerçeği kendi tekellerine alabileceklerini sanan kanlı diktalarını kurmuşlardı.
Bunlardı Batı’nın günahları…
Batı’nın sevaplarını göz ardı etmek yanıltır
Ama Batı sadece ‘günahlar’dan ibaret değil.
Batı’nın sevapları da var.
Totaliter düşüncenin karşısında, ‘dogma’ların karşısında Batı’da doğan eleştirel düşüncede var...
Demokrasi de var.
Hukuk devleti de var.
Hukukun üstünlüğü de var.
Özgürlükler de var.
İnsan hakları da var.
Kadın-erkek eşitliği de var.
Kısacası:
Batı’nın günahları kadar, sevapları da var.Yanlışları kadar, insanlığın hizmetine sunulan büyük doğruları da var Batı’nın...
Bu sevaplar, bu doğrular göz ardı edilerek Batı’yı yerli yerine oturtmak mümkün değildir, birçok bakımdan yanıltıcıdır.
Doğu’nun Batı’yı reddi ve sonuçları
Özellikle sömürgecilik döneminin yanlışları nedeniyle Doğu, en çok da İslam dünyası ‘Batı dünyası’nı, Avrupa’yı neredeyse her şeyiyle reddetmiştir.
Demokrasiyi de küfür düzeni saymış, ‘hukuk devleti’ni de, özgürlükler ve insan haklarıdüzenini de, ‘kapitalizm’i ya da ekonomide rekabetçiliği de Batı’nın, emperyalizmin aracıolarak görmüştür.
Ve bundan dolayı Batı’yı reddederken, kendi yanlışlarının, kendi temel meselelerinin köklerini de daha çok kendi dışında, Batı’da aramıştır.
Erdoğan ile âleminin Batı ve aydın düşmanlığı tehlikeli!
Uzatmak istemiyorum.
Mısır’daki darbe, Gezi direnişi derken Tayyip Erdoğan’la onun âleminde ‘Batı düşmanlığı’nın, ‘aydın düşmanlığı’nın çok mümtaz örnekleri suyun yüzüne vurdu. HepBatı’nın günahları üstünde zıplandı. Aydın düşmanlığı yapıldı.
Bu bilinçli bir tercih miydi?
Bilinçaltının dışavurumu muydu?
Politik-ideolojik ‘genler’de zaten böyle bir ‘Batı düşmanlığı’ yer ettiği için mi böyleydi?
Bilemiyorum.
Ama her neyse, tehlikeli bir eğilim bu…
Batı’yı, ABD ile AB’yi çifte standartları ve yanlışları dolayısıyla sonuna kadar eleştirmeye evet.
Ama demokrasi, hukuk devleti, insan hakları ve özgürlüklerin de aynı Batı’dan geldiğini unutmaya hayır.
Sapla samanı karıştırmak, bu memlekette gittikçe derinleşen bir ‘cepheleşme’ye yol açıyor.
Erdoğan ve kurmayları bu tehlikeli gidişin farkında mı?
Twitter: @HSNCML
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024