Hasan CEMAL
“Kimse beni hayatımdan, kendi bildiğim gibi yaşadığım hayattan beni yoksun bırakamayacak. Benim, ben olmamı kimse yasaklayamayacak.”
Jorge Semprun 87 yaşında Paris’te öldü. Ne çok kitabını okumuştum.
Ve etkilenmiştim.
Benim siyasal kişiliğimin oluşumunda o kitapların da izleri vardır.
Kimilerinin hayat çizgisi öyledir ki, kitaplardan da olsa, izlemeye başladığın vakit seni de içine alıp hiç beklemediğin yerlere götürür, hiç aklına gelmeyen sularda bulursun kendini.
Semprun’unki de öyle.
İspanya İç Savaşı sırasında çocukken ailesiyle birlikte Paris’e kaçar.
Nazi işgali sırasında yirmi yaşındayken Fransız Komünist Partisi’ne ve Direniş’e katılır.
Hitler’in ölüm kamplarından geçer.
Franco dönemi İspanya’sında bir komünist olarak direnişi örgütleyenlerden biridir.
İspanya demokrasiye geçip AB’ye katılırken Sosyalist hükümette kültür bakanı olur, bir Avrupa entelektüeli olarak...
Komünistlikten demokratlığa dönüş sürecini hayatın içinde iliklerine kadar yaşar.
Kısacası güzel yaşar.
Ve sürekli yazar.
Kim bilir, belki ‘hayatı roman’ olduğu için öyle yazar.
Ben böyle hayatlara hep imrendim.
Birkaç yıl önceydi.
Bienal için Venedik’teydim. Vakit buldukça elimin altındaki Jorge Semprun’u anlatan bir kitabı okuyordum.
Şili pavyonunda bir ses kulağıma çalınmıştı, insanın içine işleyecek kadar hüzünlü bir ses.
Kadının sesi belki de Pinochet diktası altında yaşadığı acıları ele verdiği için hüzünlüydü. Belki de yüreğinden söylediği için etkileyici bir sesti.
Efendi yok bizde!
Sınırları reddediyoruz.
Bayrak istemiyoruz.
Hiçbir aidiyet olmasın.
Her nasihata karnımız tok.
Bırakın herkes konuşsun,
En kolayı bu, konuşsun!
Herkesin istediği gibi konuşması...
Semprun bunun için yaşadı.
Beni heyecanlandıran bir sözü vardı o kitapta:
“Kimse beni hayatımdan, hayat tecrübemden, kendi bildiğim gibi yaşadığım hayattan beni yoksun bırakamayacak. Benim, ben olmamı kimse yasaklayamayacak.” (*)
Benim ben olmamı kimse yasaklayamaz!
Böyle diyebilmek...
Böyle bir hayat yaşamak...
Ne güzel demiştim kendi kendime. Sonra da Ayşe’yle Rialto Köprüsü’nün altındaki bir kahvede Jorge Semprun için de kadeh kaldırmıştık.
Bazı kitapları şimdi önümde.
Yves Montand’ı anlattığı Ve Hayat Devam Ediyor isimli kitabını severek, düşünerek okumuştum.
Atıl Ant’ın Afa Yayınları’ndan çıkmıştı. Sevgili Atıl şimdi nerelerde bilmiyorum. Güzel kitaplar yayımlamıştı bir zamanlar...
Régis Debray’in Devrimde Devrim kitabının eleştiri konusu yapıldığı bir bölümü, 1999’da çıkan Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım isimli kitabıma almıştım. Dağlarda devrim arayan devrimci bir neslin hayal kırıklıklarını anlattığı için...
Jorges Semprun’u sevdim.
Çünkü gelecekten umudunu hiç kesmedi.
Bu iyimserliğini sevmiştim.
O kitapta bir cümleye daha rastladım:
“Olayların umutsuzluğunu fark edip, yine de onları değiştirme kararlılığında olmak gerekir!”
Hem umutsuzluk...
Hem kararlılık...
Olayları değiştirme kararlılığı!
Kim bilir, belki de bu ikisinin iç içe olması benim de içinde bulunduğum ruh halini okşadı.
Umut etmeden yaşanmıyor ki.
Jorge Semprun 87 yaşında Paris’te öldü.
İyi ki yaşadı.
Güzel yaşadı.
Ve ölmeden, “Eminim ki ölümüm de bana bir şey hatırlatacak” dedi. (**)
İyi pazarlar!
________________________
* Gerard de Cortanze; Hayat Yazısı, Jorge Semprun; Doruk Yayıncılık.
* Taraf Kitap, Haziran 2011, sayfa 10.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Ankara-İmralı-Kandil üçgeninde hava olumlu
3.03.2025 - Silahlara veda zamanı... Hoş geldin barış!
28.02.2025 - Erdoğan "eyy TÜSİAD" diye bağırdı, polis anında başkanları topladı!
20.02.2025 - Yine CHP'nin önemi üzerine..
13.02.2025 - Dostluklar insanı ayakta tutar!
28.11.2024 - CHP'nin önemi
12.11.2024 - Terör ve şiddete lanet olsun!
24.10.2024 - Açık mektup!
27.08.2024 - Ortadoğu cehennemine Gazze'ye BARIŞ gelecek mi?
20.04.2024 - 31 Mart, CHP için bir büyük seçim başarısı ama yetmez!
9.04.2024
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
“Failler bulunsun, barışa o zaman inanırız.” Ji xa faîl dewlete û Tayip Erdogan jî weki serokê dewletê, dixaze vê pirsgirikê çareser bike.. Êdi ez nizanim hûn çi dixazin..