Hasan CEMAL
Evet, Tayyip Erdoğan’sız bir yazı yazabilir miyim?..
Bu soru ara sıra aklıma takılmıyor değil.
Çünkü geçen yıl bu zamanlardan beri, yani Gezi Direnişi’nden itibaren varsa yoksa Erdoğan...
Evet öyle.
17 Aralık’la birlikte bu mahkumiyet daha da vahim bir hal aldı.
Kurtulamayacak mıyım Erdoğan’dan?..
Bilemiyorum.
Ama bu Erdoğanlı yazı halleri artık canımı sıkıyor.
Siyasetle haşır neşir bir gazeteciyim.
Haber ve yorum alanım siyaset.
Şimdi Erdoğan olmadan nasıl kalem oynatılabilir ki?..
Erdoğan’ı eleştirmeden nasıl doğru yol gösterilebilir ki?..
Ama galiba hep aynı şeyleri yazıyorum.
Aynı eleştirileri alt alta sıralıyorum yazılarımda.
Son dönem portresi
Gitgide sloganlaşan ya da bazı klişelerden oluşan bir yazı tarzı belki de.
Bir telefonla haber attıran...
Bir telefonla gazeteci, yazar kovduran...
Bir telefonla TV programı sansürleyen...
Bir telefonla medya patronu azarlayan...
Bir telefonla devlet ihalesine el değiştirten...
Bir telefonla Danıştay Başkanı seçtiren...
Bir telefonla bir beraat kararını mahkumiyete çevirmek için Adalet Bakanı’nı Yargıtay nezdinde devreye sokan...
TÜİSAD Başkanı’nı hain, Anayasa Mahkemesi Başkanı’nıgayrimilli, Türkiye Barolar Birliği Başkanı’nı edepsiz ilan eden bir Başbakan...
“Evinin kapısını kırın alın o gazeteciyi” diyen, “Savcı mırın kırın mı ediyor, onu da alın içeri” diyen Müsteşarı'nı İçişleri Bakanlığı’na getiren...
Toplumu, siyaseti gitgide kutuplaştıran...
Yargı bağımsızlığını hiçe sayan...
Yolsuzluk dosyalarının üstüne şal örten...
Devletin polisini, devletin istihbaratını iktidara tabi kılarak ‘muhaberat devleti’nin peşinde koşan...
Kibirli, kendi kendisiyle dolu...
İktidar ya da güç zehirlenmesi yaşayan...
Söyler misiniz?
Bütün bunları yazmadan, eleştirmeden yazı olur mu?..
Beden diline yansıyan öfke
Biliyorum, Erdoğan kendi yolundan sapmıyor.
İnatla, öfkeyle yürüyor.
Sanki birilerinden, bir şeylerden intikam alacakmışçasına tavırlar içinde...
Gözlerinden ben size gösteririm okunuyor.
Bakın söylediklerine...
Söylerkenki hallerini izleyin.
Dikkat edin yüz çizgilerine...
Mimiklerine, jestlerine...
Sık sık takallüs eden yüzüne bakın televizyon ekranlarında.
Normal mi?..
Soma’da sille
Soma’da normal miydi?..
Sonsuz acılar içinde kıvranan Soma madencileri ve ailelerinin büyük acısına ne kadar dokunabildi Tayyip Erdoğan?..
Roboski’de dokunamadığı gibi Soma’da da dokunamadı.
Hele Soma’daki o iktidar manzaraları...
Tekme, sille, tokat...
Bir yanda ‘vahşi kapitalizm’in darbesini yemiş maden emekçilerinin büyük acısı...
Diğer yanda o acıları madencilik sektöründe yaratan bozuk düzeni 12 yıldır yok edemeyen, hatta himaye eden bir siyasal iktidar...
Şimdi lütfen bir daha düşünün.
Erdoğan’sız yazı mümkün mü?..
Farkında mısınız?
Demin sordum:
Erdoğan normal mi?..
Söz ve davranışları, televizyon ekranlarından yansıyan halleri ve devlet yönetiminde attığı adımlar gerçekten tedirginlik verici.
Sırtını demokrasiye ve demokrasiyi demokrasi yapan temel değerlere dönen, seçim sandığından çıkan çoğunluğu ya da ‘çoğunluk despotluğu’nu demokrasi sanan, Latin Amerikavaribaşkan babalık hevesinde olan Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin önünde çalkantılı bir siyasal istikrarsızlık döneminin kapısını ardına kadar açmakta...
Farkında mısınız?..
O tokat nerelere kadar gidebilir?
Tayyip Erdoğan’ın kendi elleriyle neden olduğu bu vahim gidişat son bir yıldır hızlandı.
Demokrasi sularından uzaklaşıyoruz.
Hukuk devletinden uzaklaşıyoruz.
Hukukun üstünlüğünden uzaklaşıyoruz.
Bağımsız medya, özgür basın hikaye onun için...
Erdoğan kendi çizgisinden sapanları, kendisini yüksek sesle eleştirenleri vatan haini ilan edebiliyor.
“Başbakana yuh çeken tokatı yer!” diyebiliyor.
Bir an düşünün bu zihniyeti.
O tokat nerelere kadar gidebilir diye düşünün.
Acılar içinde kıvranan Soma’da, yerdeki vatandaşı gaddarca tekmeleyen kendi müşavirini görevden bile almayan bir başbakanın ‘otoriter zihniyeti’yle bu memleket nereye gidebilir diye düşünün.
Özgürlükleri savunurken...
Evet, tekrar başa dönüyorum.
Erdoğan’sız bir yazı yazabilir miyim?
Olmuyor.
Tam bu satırı yazıyordum ki, internete Başbakan Erdoğan’ınAydın Doğan’a yönelik açık tehdidi düştü, “Diyorum ki, eğer bunları (Yılmaz Özdil ve Yazgülü Aldoğan) hala kapıya koyamıyorsan sen de aynı zihniyetin mensubusun!” diye...
Yazgülü Aldoğan'la Yılmaz Özdil'in görüşlerine katılmıyorum, ama Erdoğan'ın Aydın Doğan'a "Onları işten atın!" çağrısını şiddetle kınıyorum.
Başbakan Erdoğan'ın Aydın Doğan'a ve savcılara yaptığı çağrıda demokrasi de yok, hukuk da yok, yargı bağımsızlığına saygı da yok.
Evet, Erdoğan’sız yazı olmuyor.
Demokrasi diyorsam...
Medya özgürlüğü, basın özgürlüğü diyorsam...
Hukukun üstünlüğü diyorsam...
Bağımsız yargı diyorsam...
Hukuk devleti diyorsam...
Adalet ve dayanışma diyorsam...
İnsan hakları diyorsam...
Özgürlükler diyorsam...
Erdoğan’ı her Allah’ın günü de olsa yazmak zorundayım.
Onsuz yazı yazmak gerçekten zor.
Çünkü Erdoğan Türkiye’yi, ‘eski Türkiye’den de ‘eski’ye götürmenin nafile hesapları içinde...
Erdoğan’a mahkum muyum?
Elbette değilim.
Gün gelecek Türkiye demokrasiye sahip çıkacak ve Erdoğan’dan kurtulacak.
İyimserim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024