Hasan CEMAL
Meclis’teki tezkere görüşmelerini televizyondan izlerken, arada bir tweet atıyordum.
IŞİD'le mücadele perdesi altında Türkiye'yi Kürtlerle çatıştırmak büyük bir aymazlık olur.
IŞİD'e karşı mücadeleye evet, Kobane'yle, Kobane'deki direnişle dayanışmaya evet, Kürtlerle çatışmaya davetiye çıkaracak 'tezkere'ye hayır!
IŞİD'le mücadele adına Irak ve Suriye Kürdistanı'nda kara operasyonu yapmaya kalkışmak, Türkiye'yi birçok bakımdan bataklığa çekebilir.
Tezkere, provokasyon ve Kürtlerle çatışma kapısını açarsa, Türkiye barış ve istikrar açısından çok büyük darbe yer.
Tezkereye hayır demek IŞİD'le saf tutmak mıdır? Hayır. Başbakan Davutoğlu önce Erdoğan iktidarının IŞİD'e ilişkin kötü sicilinin hesabını vermeli.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümet başkanı ya da sözcüsü gibi mi konuşuyor? Evet. Bu tavrı anayasayla uyumlu mu? Hayır.
Tezkere, Tayyip Erdoğan'ın tek adamlığı yolunda kullanılabilecek olan, barış adına son derece tehlikeli bir alet halini alabilir.
PKK’nin IŞİD’le farkı yoksa
çözüm süreci nasıl yürüyecek?
Tweet’lerim böyle ama değişen bir şey yok.
Erdoğan tek adamlık yolunda yürüyor.
Her tavrıyla bağırıyor:
- Türkiye’yi ben yönetirim Başbakan değil, bu memlekette her şey benden sorulur!
Tezkere konusunda da öyle.
IŞİD’le mücadeleden söz ediyor.
Ama yanına PKK’yi de koyuyor.
Tayyip Erdoğan’ın gözünde IŞİD’le PKK aynı kefede. New York’ta söylediğini bayram sabahı da tekrarladı:
“IŞİD neyse PKK da bizim için odur, çözüm sürecini engellemek isteyenler bunun bedelini ağır öder.”
PKK’nin eğer IŞİD’le bir farkı yoksa, Allah aşkına söyler misiniz,çözüm süreci nasıl yürüyecek?
IŞİD’le mücadele derken, PKK-PYD ikilisi de mi hedef tahtasına konacak?
Ya da ‘tezkere’nin gerçek amacı bu mu?
Murat Belge dün Taraf’taki yazısında şu uyarıyı yaptı:
Sözgelişi, PKK’yı IŞİD’le terbiye etmek gibi, tavşana kaç, tazıya tut politikası gibi kurnazlıklara yer verilirse…
Ne tavşan kaçabilir, ne tazı tutabilir.
Eskisinden beter kargaşalara kör dövüşlerine sürükleniriz.
Bu Tezkere tartışmalarında Kürtler bazı kaygılarını dile getiriyor.
Bush’un Irak müdahalesi öncesinde de benzer kaygılar, daha doğrusu hevesler vardı. Bush, Saddam’ın peşine düşmüştü ama burada, “Girelim; girelim de orada PKK’yı temizleyelim” anlayışı hüküm sürüyordu.
Üstelik bunlar, Türkiye’nin geleceğini teminat altına alma iddiasında planlardı.
Bunlar yanlıştır.
Sonuçları ancak olumsuz olabilir.
Tehlikeli rota
Murat Belge’nin uyarısı isabetlidir.
PKK’yi IŞİD’le -ya da ona benzer el Nusra gibi radikal İslamcı örgütlerle- terbiye etmek, kolunu bükmek Erdoğan iktidarı tarafından izlenmiş olan bir politikadır.
Erdoğan’ın bayram namazı çıkışında vermiş olduğu ses de, bu politikanın devam edebileceğine dair sinyaller çakıyor.
Erdoğan’ın bu tutumu, Türkiye’yi hem kendi içinde, hem Irak’la Suriye’de Kürtler ile karşı karşıya getirebilir, çatıştırabilir.
Daha vahimi, ‘çözüm süreci’ni sonlandırabilir.
Fevkalade tehlikeli bir rotadır bu.
Hem Türkiye’nin, hem bölgenin barış ve istikrarını olumsuz etkileyecek bir rota…
Suriye ve Türkiye Kürtlerini
birbirinden ayıramazsınız
Kim bilir kaç kez yazıldı.
Suriye, yani Rojava Kürtleriyle Türkiye Kürtlerini birbirinden ayıramazsınız.
PKK ile PYD’nin birlikteliği de, içiçeliği de öyledir, aralarına duvar çekemezsiniz.
Geçen nisan ayı Rojava’da dolaşırken bu gerçeğin tanığı olmuştum.
Unutmayın:
PKK saflarında bugüne kadar beş bin civarında Suriyeli Kürt hayatını kaybetmiştir.
Öte yandan, Öcalan Rojava Kürtleri için de ‘önder’dir.
Rojava’nın Cezire kantonunda adım başı Öcalan vardı. Her sohbette onun adı geçiyordu önder olarak…
Şimdi eğer Tayyip Erdoğan, ‘tezkere fırsatçılığı’yla PKK ile PYD’nin arasını açmaya ve PKK’yi tecrit edip terbiye etmeye kalkışırsa, Öcalan’la PKK ve Kürtlerin arasını bozmayı denerse, demin belirttiğim gibi, başta çözüm süreci olmak üzere istikrar ve barışa darbe vurur, Türkiye’yi bir bataklığa da sürükleyebilir.
Aynı filmi tekrar seyredecek miyiz?
Öte yandan, 1980’lerin sonundan 2000’lere kadar yaşanmış olanKuzey Irak tecrübesi belleklerde tazeliğini koruyor olmalı.
Yeterli dersin de çıkarılmış olması lazım.
Kuzey Irak -ya da Irak Kürdistanı- 1990’lar boyunca Türkiye’ninarka bahçesi gibiydi. PKK bu alanda sürekli olarak askeri baskı altında tutuldu.
Peki ya sonuç?..
Kan ve gözyaşı aktı.
Ama değişen bir şey olmadı.
PKK varlığını korudu ve güçlendi.
Şimdi aynı acı yüklü filmi, bunca deneyimden sonra, tekrar seyredecek miyiz?..
Çok yazık olur.
‘Böl-yönet’ politikası terk edilmeli
Yazımı Cengiz Çandar’ın dün Radikal’deki köşesinden aldığım şu satırlarla noktalıyorum:
“Kürtlere ilişkin ‘böl-yönet’ politikasının terk edilmesi şart. PYD’yi PKK’den, PKK’yi Abdullah Öcalan’dan, Türkiye Kürtlerini Suriye Kürtlerinden ayırma politikası devam ettikçe, ne yapsanız, ‘Çözüm Süreci’nin selametini de, iktidarınızın geleceğini de tümüyle garanti altına alamazsınız.”
İyi bayramlar!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024