Hasan CEMAL
Sevgili kardeşim Hrant;
Sekiz yıl geçti.
Ama hepimizin yanı başındasın.
Benim de yanımdasın.
Varlığını hep hissediyorum.
O kadar yoğundu ki duygularım, bir kaç yıl önce onları kitaba bile döktüm.
Senin acın ve acıların yazdırdı bana o kitabı:
1915: Ermeni Soykırımı.
Geçen ay Erivan’daydım.
Kitabın Doğu Ermenicesi çıktı.
Elbette seni çok andım.
Adın çok sık geçti konuşmalarımda, sohbetlerimde.
Sevgili kardeşim;
Altını özellikle çizmek istiyorum.
Senden hep güzel söz edildi.
Erivan’da canımı sıkan bazı şeyler de yaşadım. Üzerinde fazla durmak istemiyorum.
Bu yüzden yazmadım da.
Yazmadım, çünkü Türklerle Ermenilerin birbirlerini daha iyi anlamalarına, biraz daha yakınlaşmalarına bir fayda sağlamaz diye düşündüm.
Canım da sıkılmadı değil.
Erivan Devlet Üniversitesi’nde, Doğu Dilleri Fakültesi’nde genç bir öğrenci, bana yönelttiği sorusuna şöyle bir giriş yaptı:
“Domuz derisinden post, eski düşmandan dost olmaz!”
Sevgili Hrant;
İçimi acıttı bu soru.
Seni anımsadım.
Türklerle Ermeniler birbirlerini anlamaları için özellikle diaspora ile temaslarında çektiğin acıları bir kez daha bir nebze olsun hissettim.
O sözün aklıma geldi.
“Ermenilerin tedavi olup iyileşmeleri, Türklerin büyüyüp olgunlaşmaları...”
Ne kadar da zor Ermenilerle Türkleri birbirinden ayıran zihniyet duvarlarını yıkmak...
Klişeleri aşmak...
Ezberleri bozmak...
Ve beylik lafların ötesine geçerek Ermenilerle Türkleri birbirlerine yakınlaşmalarını sağlamak ve Türkiye-Ermenistan ilişkilerini normalleştirme rayına oturtmak ne kadar da güçmüş...
Sevgili Hrant kardeşim;
Erivan’da bir sabah vakti o genç öğrencinin güzel Türkçesiyle bana yönelttiği soru içimi hakikaten fena halde burktu.
Hatta bir ara bu soruyu galiba kişiselleştirdim.
Kitabımın önsözündeki bazı satırları anımsadım.
Bu kitabı yazmak için
bilgisayarın başına
otururken,
benim hayatımda
galiba
geçmiş muhasebesi
olmadan olmuyor dedim
kendi kendime.
İçimde
tuhaf duygular,
soru işaretleri
uyandı.
Acaba
böyle bir kitabı yazmak
benim açımdan
‘oportünistlik’
ya da
‘kahramanlık taslamak’ sayılabilir miydi?
Kimileri hakkımda
böyle düşünebilir miydi?
Veyahut
her yıl belirli tarihlerde
hüzünlü yüz ifadeleriyle
Agos’un koridorlarında
boy göstermek,
19 Ocak’larda
Hrant Dink’i
anma törenlerine,
yürüyüşlerine katılmak...
Ermeniler
acaba
“Cemal Paşa’nın
torunu”yla
kendi acılarını paylaşmak istiyorlar mıydı,
isterler miydi?..
Sevgili Hrant kardeşim;
Keşke seninle bu soruyu konuşabilseydim, tartışabilseydim.
Neyse…
Lafı her zamanki gibi uzatıyorum galiba.
Ama kitabımın önsözündeki şu satırların da altını çizmek istiyorum.
Erivan’da
güneşin etrafı kızıla boyayarak
sisler içinde doğduğu
o sabah vaktini anımsadım.
Ermeni Soykırımı Anıtı’na
üç sap beyaz karanfil bırakırken
kendi başıma mırıldanmıştım:
“Sevgili Hrant,
beni buraya
senin acıların getirdi;
senin ve atalarının
o acılarını anlamaya,
yüreğimde hissetmeye
çalışıyor ve paylaşıyorum.
Rahat uyu kardeşim.”
2008’in Eylül ayındaki
o Erivan sabahını unutamıyorum.
Günün ilk aydınlığı içinde
Ararat’ın,
Ağrı Dağı’nın zarif doruğu
sislerin içinde bir beliriyor,
bir yitiyordu.
“Tarihin eli”
diye not almıştım o sabah, “Görmek isteyene doğru yolu gösterir.”
1919’da,
Britanya’nın sömürge ordusu,
Hindistan’da
halkın üstüne ateş̧ açarak
insanlığa karşı
suç işlemiş,
Amritsar Katliamını yapmıştı.
1997 yılında
Britanya Kraliçesi II. Elizabeth,
Hindistan halkından
özür dilerken,
“Amritsar’da yaşnanlar felaketti,
ama tarihi değiştirmek
olanaksız,” demişti.
Tarihi elbette değiştiremeyiz.
Ama
tarihle yüzleşmek elimizde.
Geçmişin acı gerçekleriyle yüzleşmeden, hesaplaşmadan
geleceğe nasıl ilerleyeceğiz ki?
Acılara sessiz kalınamaz! Geçmişin de bugünü
teslim almasına izin veremeyiz.
Ayrıca 1915 acısı
maziye değil,
bugüne ait bir mesele.
Tarihle, -ama bizimki gibi
‘icat edilmis tarih’le,
‘tahrif edilmiş
tarih’le değil- gerçek tarihle
barış yaparak
ve de tarihi
istismar illetinden kurtularak huzura erebilir,
barışı yakalayabiliriz.
Gerçek barış̧ve demokrasi
ne yazık ki
hep tarifsiz acıların içinden geçerek,
Hrant Dink
örneğinde olduğu gibi
ancak büyük bedeller
ödenerek gelebiliyor.
Anlaşılan o ki,
toplumların hayatında
bazı taşlar
bir bedel ödemeden
yerinden oynamıyor
ya da yerli yerine oturmuyor.
Hrant kardeşim;
Sevgili eşin Rakel’in sekiz yıl önce Agos’un önündeki o çığlığı bugün hala kulağımda çınlar:
“Ah kardeşlerim;
Yaşı kaç olursa olsun, bir zamanlar bebek olduğunu biliyorum. Bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz.”
Sekiz yıl geçti Rakel’in bu çığlığından beri.
Karanlığı sorguladık ama aydınlatamadık.
Hepimiz, Hrant’ın arkadaşları, yakabildiğimiz kadar mum yaktık karanlığa karşı...
Ama her yer karanlık hâlâ…
Suikastın kökleri devletin kuytu dehlizlerinde yitip gitmiş gibi…
Affedersiniz Ermeni diyebilen devlet büyükleri başımızda…
Geçen yıl taziye mesajı yayınlayanlar, daha bir yıl geçmeden 16 Mart Çanakkale törenlerini 24 Nisan’ın 100. yılına taşıyabiliyorlar.
Kısacası:
Türk-Ermeni normalleşmesi 2015’de de, 100. yılda da ne yazık ki yakın gözükmüyor.
Ve 2015’e Charlie Hebdo katliamıyla adım atmış bulunuyoruz.
Sevgili Hrant Kardeşim;
Seni bugün yine anacağız.
Yürüyüş Taksim’de bir buçukta başlayacak.
Üçte de Agos’un önünde olacağız.
Sana iyimser birkaç satır yazmak isterdim.
Ama olmadı.
Türkiye’nin demokrasi ve özgürlükten gitgide uzaklaşan halleri ne yazık ki buna imkan vermedi.
Yeni yıla karamsar başladım.
Maalesef öyle.
Ama sen huzur içinde uyu.
Hrant’ın arkadaşları seni unutmuyor.
Bir yandan senin aziz hatıranı yaşatırken, öbür yandan suikastın peşini bırakmıyorlar.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024