Hasan CEMAL
“Asker sorunu aynı zamanda sivil sorunudur” başlığını taşıyan dünkü yazım şöyle bitiyordu:
Siyasetçiler yıllar yılı kapalı kapılar arkasında askerden, askerin siyasete karışmasından, darbe ve askeri yönetimlerden yakındılar.
Arada bir askerle çatıştıkları da oldu.
Ama halkın önünde sorunun adını koymaktan kaçındılar.
“Kral çıplak!” diyemediler.
Askere direnmediler!
Askerle sonunda genellikle uzlaştılar.
Askerin koyduğu kırmızı çizgiler içinde siyaset oyununa devam ettiler, üstelik bunu da demokrasi sanarak…
Bugün de fazla değişen bir şey yok.
Kenan Evren öldü ama darbeyle kurmuş olduğu düzen, kurumsal yapılarıyla öyle ya da böyle devam etmekte.
Evet, bu memleketin asker sorunu, aynı zamanda bir ‘sivil sorunu’dur.
Bu sorun, Tayyip Erdoğan’la birlikte her geçen gün demokrasi ve hukuktan hızla uzaklaşarak devam etmektedir.
Bir dönem desteklemiştim
Bir zamanlar Tayyip Erdoğan’ı Türkiye’nin asker sorunukonusunda attığı somut demokratik adımlardan dolayı desteklemiştim.
Asker içinden gelen ‘darbe tertipleri’ne karşı kendisini desteklemiştim.
Asker-yargı işbirliğiyle AKP hakkında açılan kapatma davasına karşı kendisini desteklemiştim.
Kürt meselesini ‘asker’in tekelinden çıkarmaya başladığı için kendisini desteklemiştim.
Kıbrıs’ı askerle Denktaşgiller’in tekelinden çıkarmaya başladığı için kendisini desteklemiştim.
Bütün bu somut adımlarla Türkiye’nin Avrupa Birliği yolunu açmaya başladığı için Erdoğan’ı desteklemiştim.
Askere teslim olmadı,
ama onun çizgisine geldi
Benim kategorik olmayan, eleştirel desteğim, Erdoğan’ın askeri demokrasilerdeki olması gereken yere oturtmaya dönük somut adımlarından kaynaklanıyordu.
2008 yılı Mayıs ayındaki (bu tarihlerde AKP’nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılacağına yüzde yüz gözüyle bakılıyordu) bir yüz yüze sohbetimizde Erdoğan’a sormuştum:
“Askere teslim olacak mısınız?”
Yanıt tek kelimeydi:
“Hayır!”
Şimdi bugüne bakalım.
Erdoğan askere teslim oldu mu?
Olmadı.
Peki ne oldu?
Cevaplar şöyle olabilir:
“Erdoğan, askere teslim olmadı, ama onun çizgisine geldi.”
“Askerle uzlaştı.”
“Türkiye’nin temel meseleleriyle ilgili olarak askerin kırmızı çizgilerini kabullenmiş oldu”
Dünkü yazımda, eski siyasetçiler, “Askerin koyduğu kırmızı çizgiler içinde siyaset oyununa devam ettiler, üstelik bunu da demokrasi sanarak…” demiştim.
Bu geleneği Erdoğan da bozmadı.
Askere teslim olmadı.
Ama ‘askerin çizgisi’ne geldi.
Askerin ‘kırmızı çizgileri’ni kabullendi.
Bir başka deyişle:
Askerle uzlaştı Erdoğan...
Erdoğan, askerin indinde sempatik mi?
Erdoğan, Kürt sorununda askerin dilini ve tavrını benimsedi.
Kıbrıs’ta da farklı değil.
Rahmetli Denktaş’ın askerci ruhu çoktan beri Erdoğan’ın dünyasını fethetmiş, söylemine damgasını vurmuş durumda.
1915 ve Ermeni meselesi ile ilgili olarak 2008’in epeyce gerisinde,Gül’ü de açıkça eleştiriyor ve Türkiye’nin ‘yeni Denktaş’ı sayılabilecek Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlhan Aliyev’le kolkola yürümekte...
Evren’in 12 Eylül’de demokrasiye çekmiş olduğu duvarları yıktı mı?
Hayır.
Demokrasi açısından tam bir kara leke olan yüzde 10 barajıduruyor mu?
Evet duruyor.
YÖK durmuyor mu?..
MGK durmuyor mu?..
Demokrasilerde yeri olmayan askeri yargı, askeri danıştayıyla, askeri yargıtayıyla durmuyor mu?
Hepsi yerli yerinde.
Genelkurmay Başkanlığı, demokrasilerdeki gibi Savunma Bakanlığı’na bağlandı mı?
Hayır.
Yargı bağımsız mı?
Hayır?
Kuvvetler ayrılığı yürüyor mu?
Hayır.
Yargı büyük ölçüde Erdoğan’ın ağzına mı bakıyor?
Hem de nasıl!
Karar gecikti diye azarı işiten yüksek yargı mensubu Erdoğan’dan özür dileyebiliyor.
Tayyip Erdoğan bir telefonla haber attırabiliyor mu, böyle bir gücü var mı?
Evet, var.
Askerin Erdoğan iktidarına dönük sarı kız, ayışığı gibi isimler taşıyan darbe tertipleri aydınlandı mı?
Hayır karartıldı.
Ergenekon ne oldu?
Üstü örtüldü.
Balyoz’a ne oldu?
Üstü örtüldü.
27 Nisan E-Muhtırası’nın hesabı soruldu mu?
Hayır, dokunulmadı bile.
28 Şubat’tan hesap soruldu mu?
Hayır, üstü örtülüyor.
Roboski katliamı ne oldu?
Temize çıkarıldı asker…
Son bir soru daha:
Acaba bütün bunlar Erdoğan’ı askerin indinde sempatik kılabilir mi?..
Siz ne düşünürsünüz bilmem ama ben ihtimal vermiyorum.
Evren Paşa ölmedi, yaşıyor!
Uzun lafın kısası:
Evren Paşa ölmedi, yaşıyor!
Can Dündar’ın dediği gibi:
12 Eylül darbesinin lideri Evren Paşa’nın gerçekten ölmesi, ölmüş sayılması için Türkiye’nin tam anlamıyla demokratikleşmesi, birinci sınıf demokrasi ve hukuk devleti olması gerekiyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024