Hasan CEMAL
Başbakan Erdoğan Kandil yazıları için demiş ki: “Bugünlerde bunların kitaba dönüştüğünü görüyoruz. Bir kitabın kazandırdığı para uğruna mı yapılıyor bu?.. Ün elde etmek, gelir elde etmek, belli çevrelerde nüfuz elde etmek için buna değer mi?”
Türkiye’nin en yakıcı sorunu olan Kürt meselesiylePKK’yı uzun yıllardır yakından izlemeye çalışan bir gazeteciyim.
Bu konuda ilk kitabım Kürtler adıyla 2003’te çıktı. Geçen ekim ayında yayımlanan ikinci kitabım Barışa Emanet Olun adını taşıyor.
1993’te Bekaa’da Öcalan’la da, 2009 ve 2011 yıllarında Kandil’de Murat Karayılan’la da görüştüm.
Neden?
Gazeteci olduğum için...
Ve bu ülkede barış ve demokrasiye açılan bir çıkış yolunu aradığım için...
Peki, bu yazıyı niye yazıyorum?
Kandil röportajlarımın da içinde yer aldığı ‘Barışa Emanet Olun!’ isimli kitabımın piyasaya çıktığı, PKK’nın silahlı saldırılarıyla şiddet eylemlerinin tırmandığı günlerdi ekim ayında.
Başbakan Erdoğan, medya patron ve yöneticilerini Ankara’daki Başbakanlık konutunda topladı.
Toplantının konusu, ‘medya ve terörle mücadele’ydi ve medyanın devlete nasıl yardımcı olabileceği sorusunda düğümleniyordu.
Başbakan Erdoğan bu konuda medyaya ince ayar yapmak isterken, medyanın kendisinin ‘devlete hizmet arzı’yla ilgili olarak epeyce gönüllü olduğu ortaya çıktı.
Şimdi toplantının beni de ilgilendiren bölümünden özetle söz etmek istiyorum.
BİR GAZETECİ...
Bir haber kanalı yöneticisi söz alır ve üç noktaya değinir:
1- Televizyon haberlerinde terör olaylarını son dakika olarak vermeyelim. Karar alıp son dakika süresini de sınırlayalım;
2- PKK’ya terör örgütü demeyenleri ekrana çıkarmayalım.
3- Bugünlerde yine Murat Karayılan’la söyleşiler yapılıyor. Sayın Başbakan, bu Kandil röportajları için bir şey söylemeyecek misiniz? Karayılan’la söyleşilerin yasaklanması gerekmez mi?
BAŞBAKAN ERDOĞAN...
Bunun üzerine Başbakan Erdoğan özetle der ki:
“Bu adamla, bu örgütün liderleriyle röportaj yapmanın önemi nedir anlamakta zorlanıyorum. Bu görüşmeleri yapan gazeteciler, bu görüşmeler suretiyle bu ülkeye ne kazandırıyorlar merak ediyorum.
Belli adreslere, belli koordinatlara giden arkadaşlarımızın amacı ne?
Sonra işte bunların bugünlerde kitaba dönüştüğünü görüyoruz. Bir kitabın kazandırdığı para uğruna mı yapılıyor bu? Ün elde etmek, gelir elde etmek, belli çevrelerde nüfuz elde etmek için buna değer mi?
Yoksa bu görüşmelerin barış adına yapıldığını söylemek mümkün değil. Bu görüşmeler, bu kitaplar sayesinde biz ülke olarak, bir darbe yediğimiz yerden yeni darbeler yiyoruz.”
VE YASEMİN ÇONGAR...
Başbakan Erdoğan’ın bu sözleri, toplantıda hazır bulunan bazı patronlarla meslektaşlarımı rahatsız eder. Ama sadece Taraf’ın yöneticisi olarak toplantıya katılan Yasemin Çongar söz alır, özetle der ki:
“Bir rahatsızlığımı, bir itirazımı belirtmek istiyorum. Söz alıp almamayı, toplantıda kalıp kalmamayı düşündüm. Ama konuşmazsam kendimle barışık kalamazdım, içim rahat etmezdi.
Ben sizin deyiminizle, belli koordinatlara gidip söyleşi yapmış bir gazeteci olarak konuşuyorum.
Gazeteci kiminle konuşacağını kendisi seçer. PKK liderleriyle görüşmenin yararına inanırsa, gider görüşür. Şimdi aramızda daha önce Öcalan’la söyleşi yapmış meslektaşlarımız da var. Onlar da gayet yararlı söyleşilerdi.
Gerçi konuyu siz açmadınız, bir televizyon yöneticisi gündeme getirdi. Ama ben sizin ona cevaben, Karayılan söyleşileri ve yazılan kitaplar konusunda söylediklerinizi kabul etmiyorum.
Sözlerinizi çok üzüntü verici buldum.
Bir gazetecilik faaliyetini beğenirsiniz, beğenmezsiniz, o faaliyetin ortaya koyduğu ürünü isterseniz eleştirirsiniz.
Ancak bir gazetecinin, bir gazeteci faaliyetinden dolayı niyetini okumak, hele hele bu tür söyleşileri, ranta, kitap gelirine, üne bağlamak kabul edilemez.
Gazetecilerin niyeti yazdıklarıyla ölçülür.
Gizlimiz saklımız yok.
Karayılan’la söyleşi yapan meslektaşlarımızın yazdıkları ortada.
Siz böyle her şey yazılıp çizilmişken, amacın barışa hizmet, silahların susması olduğu ortadayken, hele hele bugünlerde Barışa Emanet Olun kitabı hepimizin masalarında dururken, böyle bir niyet okuma, böyle bir yakıştırma yapamazsınız.”
Toplantı sona erdikten sonra bazı meslektaşlarım Yasemin Çongar’ın yanına gelip derler ki:
“Tebrikler... Namusumuzu kurtardın... Başbakan, Hasan Cemal’e çok ayıp etti.”
BAŞBAKAN’A KIRILMAK...
Sözü uzatmak istemiyorum.
Siyasetçilerin gazetecileri eleştirmesine son derece alışkın bir insanım. Biz yazarız, onlar eleştirir, biz de yanıtlarız.
Bunu çok yaşadım.
Meslek hayatımda çok başbakan gördüm, bazılarıyla yakın da oldum.
Ama bir başbakandan gazetecilik faaliyeti ve Kandil röportajlarından ötürü şu sözleri kırk küsur yıllık gazeteci olarak ilk kez duydum:
“Bugünlerde bunların kitaba dönüştüğünü görüyoruz. Bir kitabın kazandırdığı para uğruna mı yapılıyor bu? Ün elde etmek, gelir elde etmek, belli çevrelerde nüfuz elde etmek için buna değer mi?”
İşte beni kıran, üzen ve tepkimi çeken Sayın Başbakan’ın bu sözleridir.
Ama bu öyle bir konu ki, kendimi savunmayı zül addederim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024