Hasan CEMAL
1978’de Bağdat’a gittiğim zaman daktilo makineme havalimanında el konulmuştu. Çünkü daktilo makinesiyle bildiri yazılabilir, çoğaltılabilir ve rejim aleyhine yayılabilirdi. 1993’te Suriye’ye, Şam’a gittiğim zaman ‘faks kullanımı’nın izne tabi olduğunu görmüştüm. Değişim Baas diktalarının korkulu rüyasıydı.
Suriye’nin her geçen gün kan gölüne dönüşmesini içim acıyarak izlerken, Suriyeli bir aydının sözü hiç aklımdan çıkmıyor.
Hafız Esad yeni ölmüştü.
Oğlu Beşar Esad oturmuştu koltuğa.
2000 yılı Haziran ayıydı.
Şam’daydım.
Bir umut dalgası kabarmıştı.
Nereye kulak versem hep aynı sözcükleri duyuyordum:
Reform ve değişim.
Suriye önce ekonomide rekabete ve dışa açılmaya başlayacak, ‘ekonomik liberalizm’le birlikte ufak ufak ‘siyasal liberalizm’e doğru yol alacaktı.
Model olarak daha çok Çin gösteriliyordu.
Nasıl ki Çin Komünist Partisi, siyasal dizginleri elinde tutarken ekonomide piyasa koşullarına, özel sektöre izin verdiyse, benzer bir süreç Suriye’de Baas Partisi tarafından başlatılacaktı.
Londra’da tıp okumuş, Avrupa görmüş genç Beşar Esad’a bu bakımdan umut bağlanmıştı.
Ama o Suriyeli aydın karamsardı.
Aynen şöyle demişti: (*)
“Reform, değişim uzak ihtimal... Baas Partisi iktidarının reform yapması demek, kendi bindiği dalı kesmesidir, bu yüzden yapamaz.”
Yapamadı da.
Başbakan Erdoğan’a, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na verdiği reform sözlerinin tümü havada kaldı Beşar Esad’ın.
Baas iktidarı değişime direndi.
Kan dökerek direnmeyi sürdürüyor.
Şaşırtıcı değil.
Diktalar öyledir. Kendiliğinden iktidarı bırakanı çok seyrektir.
Irak’taki Baas diktası da öyleydi. Değişimden öcü gibi korkardı. Değişim korkulu rüyasıydı.
1978’de Bağdat’a gittiğim zaman daktilo makineme havalimanında el konulmuştu. Çünkü daktilo makinesiyle yazı, bildiri çoğaltılabilir ve rejim aleyhine yayılabilirdi.
Bu yüzden Irak’ta daktilo makinesi kullanımı izne tabi mallar arasındaydı.
1993’ün Suriye’si de farklı değildi.
Bilgisayarımla ülkeye girmeme izin verilmişti ama bu kez faks kullanımı sınırlıydı, izne tabiydi.
Telefonlar da zaman tünelinde kaldığı için Şam’dan haber geçmek, yazı göndermek deveye hendek atlatmaktan farksızdı.
1999’da Öcalan yakalandıktan sonra Türkiye’yle Suriye arasında buzlar erirken, nabız tutmak için Şam’a gitmiştim.
Ve görüşmelerimin düzeyini yükseltmek için Enformasyon Bakanlığı’nda benimle rüşvet pazarlığı açılmasına hayretle tanık olmuştum.
Baas diktası böyle bir şeydi.
Kendiliğinden değişmesi, kendi bindiği dalı kesmesi demekti.
O yüzden direniyor.
Direnirken de Suriye kan gölüne dönüyor. Gözlerimizin önünde büyük bir insanlık dramı yaşanıyor.
İnsanlığa karşı suç işleniyor.
Yapılanlar tam bir zalimlik.
Akan kanı güç dengeleri, reelpolitik adına görmezlikten gelmek de büyük bir ayıptır, hatta insanlığa karşı suçlara ortak olmaktır.
Rusya’yla Çin bu açıdan oyunu kötü oynuyorlar.
İran da öyle.
Şam’daki Baas diktasını kaybetmek istemiyor Tahran da...
Ankara’nın ise işi çok zor.
Ağırlığını haklı olarak Şam’daki Baas diktasının devrilmesinden yana koymuş durumda.
Ama bölgesel dengeler bıçak sırtında!
Birden çok ipte oynayabilen cambaz olmak bile yetmeyebilir. Yakın çevremizde o kadar çok değişken, o kadar çok çatışan çıkar var ki, hepsinin kuyruklarını birbirine değdirmeden idare etmek, büyük bir diplomasi becerisi gerektiriyor.
Bunda başarısız değiliz.
Çok mayınlı bir arazide Türkiye bugüne kadar iyi yol aldı.
İnşallah, Suriyeli kardeşlerimiz en kısa zamanda bu kanlı Baas diktasından kurtulur ve ülkeleri bir an önce değişim, reform ve özgürlük rayına oturur.
İyi pazarlar!
* Bu köşede 2000 yılı Haziran ayında çıkan Şam kaynaklı yazılarıma bakılabilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024