Hasan CEMAL
CHP’de, eğer toplanabilirse iki gün üst üste kurultay yapılacak. Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap’ın açıklamalarını okuyunca, acaba CHP değişebilir mi sorusu aklıma takıldı.
CHP’de hafta sonu yine kurultay var. Üstelik bu kez bir değil iki kurultayın kapısı aralanmış durumda.
Birini Genel Başkan Kılıçdaroğlu, ötekini parti içi muhalefet istiyor.
Ve bu konu köşelerde maalesef biraz da alaylı bir dille ele alınıyor.
Doğrusu, üzücü bir durum.
CHP bugün çok daha farklı bir konumda olabilmeli, siyaset meydanında ciddiye alınan bir ana muhalefet partisi kimliğini taşımalıydı.
İktidar partisi karşısında üst üste üç genel seçim kaybetmiş bir parti, üstelik programında hâlâ sosyal demokrat yazabilen bir muhalefet partisi çoktan dibe vurmuş ve yeniden çıkışın programını yapmış olmalıydı.
Hem kendisi hem Türkiye için ‘değişim’in programını hazırlamış olarak, eşikteki bir ‘iktidar yolculuğu’nun heyecanıyla kurultaya gidebilmeliydi.
Böyle bir durum var mı?..
Sanmıyorum.
Kabaran bir iktidar dalgası yok. Tersine bir hava esiyor.
Kurultaylar partisi diye dudak bükülen CHP’nin iki gün üst üste kurultay toplayıp toplayamayacağı bile tartışma konusu.
Yazık!
Oysa, Türkiye’nin demokrasi ve istikrar açısından ‘muhalefet boşluğu’nu kapatması şart.
Ak Parti karşısında iktidar alternatifi olarak güvenilir ve inandırıcı bir muhalefet partisinin varlığı, Türkiye’nin yakın geleceği bakımından hayırlara vesile olurdu.
Şimdilik böyle bir CHP yok.
Meydanda, kurultayını bile toplaması esprilere konu olan bir parti var.
İyi güzel de, o zaman ne diye yazıyorsun bu yazıyı diye sorulabilir.
Anlatayım.
Geçen pazartesi günü Taraf’ta Neşe Düzel’in CHP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap’la yaptığı konuşmayı okudum.
Örgütlenmeden sorumlu ve Kılıçdaroğlu kanadından Matkap’ın şu sözlerinin altını çizdim:
“Cumhuriyeti kuran parti, Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde eğer 33 ilde milletvekili çıkaramıyorsa, bir olağan dışılık var demektir bu ülkede...”
“33 ilde milletvekili çıkaramaması, CHP’nin iyi yönetilmemesinden kaynaklanıyor tabii. Türkiye’nin hali olağandışı derken, Kürt sorunu bütün siyasi dengeleri altüst ediyor anlamında söylüyorum ben bunu. Bu sorunu çözerim diye iktidara gelen AKP, on yıldır bu sorunu tedavi edemedi. AKP ile ilgili demokrasi beklentileri boşa çıktı.”
“İktidar olamıyorsak, bu tamamen bizim siyasetimizin eksikliğinden kaynaklanıyor. Türkiye’nin ihtiyacı olan politikaları üretememişiz ve dünyadaki gelişmelere ayak uyduramamışız demek ki.”
“CHP başarıyı yakalayamadı. Biz, aslında çok güçlü olan kadrolarımızı doğru çalıştıramadık. Geçmişte örgütlerimizi önemsemedik. Şimdi örgütler yetki alınca, sorumluluk da almış olacaklar. CHP’de devrim niteliğinde bir değişim olacak.”
“Kendi dışımızda da bazı olumsuzluklar var. Mesela medyanın desteği dengeli değil. Ulusal televizyonların ve gazetelerin yüzde 90’ının üzerinde baskı var. Eskiden TÜSİAD hükümet değiştirecek kadar güçlüydü. Şimdi iş dünyası sindirilmiş durumda. Üniversiteler, rektörler, Uludere faciasıyla ilgili tek bir eleştiri seslendirmediler. Bu ülkeye olağanüstü hali sadece asker getirmez.”
Neşe Düzel soruyor:
“CHP, neden demokrasinin gelişmesini, sivil iradenin güçlenmesini talep eden bir parti olarak değil de, Ergenekon’un ve devlet bürokrasisinin destekçisi bir parti görünümünden kurtulamıyor bir türlü?”
“Bu algı doğru değil. Biz hep saydam bir yapı ve hesap verebilir bir sistem istedik. Şimdi bakın... Düne kadar İslamcı akımlar, Türkiye’de öcü gibi görülüyordu. ‘Türkiye, laik yapısından geri gider mi?’ diye bir endişe yaşanıyordu. CHP’lilerde böyle bir tedirginlik vardı. Dünyadaki gelişmeler ve Arap Baharı arayışları gösterdi ki, Türkiye’yi laik konumundan artık kimse koparamaz. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyesi olması da bizim hedeflerimiz arasında...”
“Kürt meselesinde ülkenin bütünlüğünü sarsmayacak her çözümün içinde olur CHP... Mesela Kürtçenin okullarda seçimlik ders olmasına, Kürt kültürünün geliştirilmesine, kişilerin Kürt kimliğini yaşamasına, ben Kürdüm diye övünmesine, Kürtlüğüyle şeref duymasına ve bu konuda önündeki engellerin kaldırılmasına evet diyoruz.”
“Kürt meselesinin silahla çözülmeyeceği artık aşikâr. Yapılan araştırmalarda, Türkiye’nin yüzde 67’sinin PKK ile müzakereyi doğru bulduğu söyleniyor. Dikkat ederseniz Genel Başkanımız bu konuda herhangi bir şey söylemedi. Oslo’daki müzakereleri çıkıp eleştirmedik biz. Bakın... Kürt sorununun çözümünden kaçarak iktidar olunmaz.”
Nihat Matkap’ın yukarıdaki sözleri bana bu yazıyı yazdırdı. Yakın ihtimal olmasa da, acaba CHP değişebilir mi sorusu aklıma takıldı, yazayım bir yazı dedim
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024