Hasan CEMAL
Hayat uzadıkça, ölüm haberleri çoğalıyor.
Ya da:
Gelecek kısaldıkça, yalnızlaşıyor insan...
Irak Kürdistanı'nda, Bekaa'da, Bosna'da,
Kosova'da yıllar yılı haber kovaladığımız
Ramazan Öztürk'ten sabah vakti telefon:
Hasan Abi, kötü haber...
Ahmet Bamerni'yi kaybettik.
Bağdat'ta Korona'dan
hayata veda etmiş...
(NOT: Bu yazıdaki fotoğrafları 28 yıl önce
sevgili meslektaşım Ramazan Öztürk çekti.)
68 yaşındaydı Bamerni.
Iraklı bir Kürt aydınıydı.
Kürt lider Celal Talabani'nin
yakın çevresindendi.
Saddam Hüseyin'in Baas diktasına karşı
elde silah dağa da çıkmıştı,
yani peşmerge idi.
Saddam devrildikten sonra Irak'ı
büyükelçi olarak İsveç'te,
İtalya'da temsil etmişti.
Son görevi, yakın arkadaşı olan
Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih'in
siyaset danışmanlığıydı.
Ahmet Bamerni'yi Berham Salih'le birlikte
Celal Talabani'nin yanında
1992 ekim ayında Irak Kürdistanı'nda tanımıştım.
1992 yılı Ekim ayı, Ahmet Bamerni'yle Behram Salih Şaklava'da Celal Talabani'yle...
O tarihte Mam Celal'i Ahmet Paris'te,
Berham Washington'ta temsil ediyordu.
Öyle bir yaşa geldim ki, her ölümle birlikte
o dipsiz kuyunun ağzı açılıyor.
Hatıralar bir bir çıkıyor.
Elimin altında iki kitap:
KÜRTLER...
Kürt sorununa yeni bakış:
BARIŞA EMANET OLUN!
Sayfalar arasında dolaşıyorum.
Ahmet Bamerni'yi arıyorum.
Tam 28 yıl geçmiş...
1992 yılı ekim ayı sonları.
Sabah'ta gazetecilik yapıyorum, yazıyorum.
Diyarbakır’dan akşama doğru
yola koyulduk Ramazan Öztürk'le.
Güneydoğu’da karanlık basınca el ayak çekiliyor,
yollar boşalıyor, ıssızlaşıyor.
Suriye sınırına teğet giden İpek Yolu da öyle.
Mardin’den sonra ortalık iyice tenhalaştı.
Güneşin son ışıklarıyla birlikte
Nezirhan tesislerine attık kapağı.
Yabancı üç dört meslektaştan başka kimsecikler yok.
1992 yılı ekim ayı, Celal Talabani'yle Şaklava'da...
Erkenden yattık.
Silah sesleriyle uyandık.
Sabahın kör karanlığında insanı irkilten takırtılar,
Nusaybin tarafından geliyordu.
Gün ışırken Habur’a, Irak sınırına doğru
yola koyulduk.
Cizre’ye yaklaşırken bir koyun sürüsü.
On üç, ön dört yaşlarında bir çoban
bize parmaklarıyla V harfini gösteriyor,
zafer işareti yapıyor.
Tüm heybetiyle Cudi Dağı karşımızda.
Silopi’ye yaklaşırken bir kontrol noktası daha.
Yüzünden yorgunluk akan bir komando çavuşu diyor ki:
Zaho’nun oralarda çatışma var,
sınırı geçmeniz tehlikeli...
Habur'dan Kuzey Irak’a girerken,
Diyarbakırlı şoförümüz Abdullah koştura koştura gelip
tam köprünün üstündeki "Kürdistan’a hoş geldiniz!"
yazısının altında bir kare hatıra fotoğraf çektiriyor.
Bir kare de benim için basıyor Ramazan.
1992 Ekim ayı, Habur'dan Irak Kürdistanı'na giriş hatırası...
Zaho’yu geride bıraktık.
Duhok’u geçtik.
Mireba’ya yakın bir yerde,
bir açık hava lokantasında mola verdik.
Ağaçlıklı bir yer.
Kenardan şırıl şırıl bir dere akıyor.
Gölgeliğin altında namaza duranlar var.
Tüp gazlı mutfağı açık havada olan bir aşevi.
Çardakların altına külüstür masa ve sandalyeler atılmış.
Odun ateşinden kararmış kocaman tencerelerde
kemikli etler lambur lumbur kaynıyor.
Bir kazan pirinç pilavı.
Türlü, kuru fasulye, kavurma.
Yemyeşil biber, domates, beyaz soğan.
Sıcacık, ipince saç pideleri.
Karnımız fena halde doyuyor.
Dibinde bir parmak kalınlığında şeker olan
demli çaylarımızı ince belli bardaklarda yudumlarken
bir Kürt çiftçisiyle sohbet ediyoruz.
"Federasyon iyi oldu" diyor, birkaç hafta önce 1992'nin eylül ayında
ilan edilmiş olan Kürt Federe Devleti’ni kastederek,
"Meclisimizin olması iyi. Hele bir de Saddam giderse
daha çok sevineceğiz."
2003'e, yani Saddam'ın gitmesine daha 11 yıl var.
Irak Kürt Federe Devleti’nin başkenti Erbil’e doğru
devam ediyor yolculuğumuz.
Güneş alçaldı.
Akra’da yol kesiyor peşmergeler.
Patlamış top mermilerini yolun üstüne dizmişler.
Buradan ilerisi tehlikeli.
Sorumluluk sizde.
İsterseniz geceleyin.
Yan tarafta iki direğin arasına beyaz bir bez gerilmiş,
üstünde Arap harfleriyle yazmışlar:
Kürdistan Federasyonu,
Saddam diktatörlüğünün
sonunu getirdi.
Güneşin son ışıkları vuruyor Dicle’ye.
Traktörün çektiği bir salla geçiyoruz nehri.
Erbil, tam 28 yıl geçmiş...
Erbil’e ilk defa 1974 yılı ekim ayında gelmiştim,
Bağdat’taki Baas yönetiminin denetimindeki
Kürt Özerk Bölgesi’nin açılış törenlerini izlemek için.
O tarihte Cumhuriyet’te çalışıyordum.
Ertesi sabah Şaklava'ya gidiyoruz.
Boz, çıplak dağların yamacında şaşırtıcı bir güzellik.
Kavak, çam, çınar ve meyve ağaçlarının ortasında
Celal Talabani’nin karargâhı.
Eski bir otel.
Kapının önündeki minibüsün
arka camında İngilizce bir çıkartma:
Kürdistan seni seviyorum!
Çat pat İngilizce konuşan bir peşmergeyle
bahçede sohbet ederken tepemizde müthiş bir cayırtı kopuyor.
Ben tedirgin olunca gülüyor:
Amerikan uçakları,
devriye uçuyorlar!
Çekiç Güç...
Ama peşmerge böyle demiyor.
Iraklı Kürtler gibi o da, Çekiç Güç değil,
"Amerikan gücü" diyor.
Irak Kürtleri için "Amerikan gücü" her şey demek.
Bu güvencenin ne kadar yaşamsal
olduğunu her söyleşide vurguluyorlar.
Böyle bir "koruyucu şemsiye"den
yoksun kalmayı düşünmek bile istemiyorlar.
Erbil Vilayeti imzasını taşıyan
bir pankartta şu slogan dikkati çekiyor:
Kürdistan için federasyon,
Irak için demokrasi!
Federasyon ve demokrasi...
Irak Kürtleri için 1992’nin ekim ayında
iki tılsımlı sözcük sayılıyor.
Ahmet Bamerni'yle tanışıyorum Şaklava'da,
Talabani'nin karargahında...
Celal Talabani’nin Paris temsilcisi.
Irak'ta federasyona en çok
Türkiye'nin karşı çıktığını belirtirken ekliyor:
Turgut Özal hariç tabii...
Özal bir federasyonun
Türkiye’nin çıkarlarına
ters düşeceğini söylemiyor.
Ahmed Bamerni sözü Öcalan'a getiriyor:
Apo bu dünyaya tam anlamıyla at gözlüğüyle bakıyor.
Kendi dar çevresine
kapanmış durumda.
Dünyanın nereye gittiğinden habersiz.
Onun yapabileceği tek şey,
PKK’yı kapatıp
yeni bir parti kurmak...
Mam Celal'le sohbet ediyorum.
Onun gönlünde de Turgut Özal’ın ayrı bir yeri var.
Ecevit’in bu kadar "şoven milliyetçi" bir çizgiye
nasıl gelmiş olduğuna hayret ediyor.
Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) lideri Talabani'nin
yanında iki genç insan var.
Biri, Paris temsilcisi Ahmed Bamerni,
diğeri Washington temsilcisi Berham Salih.
İkisi de bilgili ve iyi yetişmiş gençler.
Dağda peşmergelikleri de var.

Ahmet Bamerni Kürtler için barışı anlatıyor 1992'de...
Ahmed Bamerni’nin bir dileği var:
Günün birinde Kürtler,
bütün bu ülkeleri,
Türkiye’yi, İran’ı, Irak’ı, Suriye’yi birbirine bağlayan halkalar
neden olmasın?
Bamerni şöyle devam ediyor:
Filistinli arkadaşlarımızla tartışırdık,
Ortadoğu'da kim daha önce
bağımsız devlet sahibi olacak,
Kürtler mi, Filistinliler mi?
Galiba Filistinliler ön alıyor.
İsrail ile Filistin
arasındaki gelişmeler bu beklentinin
gerçekleşmesine yol açabilir.
Kürt sorununu
artık kimse görmezlikten gelemiyor.
Filistin sorununun çözümüyle,
İsrail-Arap barışıyla birlikte
Ortadoğu’nun bir numaralı
sorunu artık Kürt sorunu olacak,
uluslararası sahneye tam olarak
oturacak.
Yalnız Ahmet Bamerni'den değil,
şimdi Irak Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturmakta olan
Berham Salih'den dinlemiştim bu bakış açısını...
1992'den 2020'ye geçen 28 yıl...
Barış ne yazık ki bugün hâlâ Kürtlere de,
Filistinlilere de uzak duruyor.
Ahmet Bamerni de Kürtler için gerçek,
haklı ve kalıcı bir barışı göremeden hayata veda etti.
Ne hazin.
Huzur içinde yatsın.
Bu toprakların insanları hep
barışa hasret mi yaşayacak?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024