Hasan CEMAL
Ahmet Altan...
1503 gündür hapis.
Dört yılı geçti Silivri'de.
Neden?
Üç yazıdan dolayı.
Üç yazısından dolayı 10.5 yıl yedi.
Mahkûmiyet kararı veren mahkeme
Ahmet Altan'ı tahliye etti ama
yine çıkamadı Ahmet...
Bir hukuk skandalı yaşandı.
Yan mahkeme, Yargıtay'a gönderilmesi
gereken dosyaya,
hukuku hiçe sayarak el koydu
ve Ahmet Altan'ı yeniden tutukladı.
Ve bu tutuklama kararını veren
mahkemenin başkanı
daha bir gün önce atanmıştı.
Aklınızdan çıkarmayın:
Düşünce suçu olmaz!
Yazın bir kenara defalarca:
Ahmet Altan Saray baskısı ile
hapiste tutuluyor.
Bu öylesine bir baskı ki,
anlaşılan, Strasburg'a kadar
uzanmış durumda.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi,
AİHM, üç yıl önce
Ahmet Altan Dosyası'na
öncelikli bakma kararı almıştı.
Ama gel gör ki, üç yıldır
dosyayı unutmuş durumda...
Silivri'den de bir kötü haber var:
Ahmet Altan'ın hücresinin
bulunduğu koridordaki üç koğuşun kapısına
Covid-19 yazmışlar.
Silivri'de ciddi bir Korona riski
söz konusu...
Ahmet Altan 70 yaşında.
Sağlıklı, neşesi yerinde.
Sürekli yazıyor.
Geçen Salı günü Silivri'de
sevgili Ahmet'i gören
Yasemin'den şu notları aldım.
Ahmet'in enerjisi, neşesi yerinde.
Ahmet, özellikle yeni romanı
Hayat Hanım’ın dünya dillerine
çevrilmeye başlamasından,
birçok ülkede yayımlanacak
olmasından memnun.
Bir sonraki romanına başladı.
Kafasında yazdığı bölümleri
satır satır anlatıyor,
yeni romanını
karakterleriyle yaşıyor.
Müthiş bir tarihi hikâye.
Ahmet 1500 gündür halinden
bir an bile şikayet etmedi.
Şimdi de hiç şikayet etmiyor.
Hücresinin bulunduğu koridorda
üç koğuşun kapısına
Covid-19 yazmışlar.
20 tutukluda Covid-19
olduğu söyleniyormuş.
Tabii, herkes için, hem mahpuslar
hem gardiyanlar için ciddi
bir Korona riski var.
Ama Ahmet daha çok bizi dert ediyor,
bizim kendimizi dışarıda
iyi koruyamayacağımızdan korkuyor.
Gardiyanların da olabildiğince
dikkatli davrandıklarını söylüyor.
Ahmet kendine iyi bakıyor.
Küçücük avluda yürümeyi,
spor yapmayı, olabildiğince
iyi yemeyi ve uyumayı ihmal etmiyor.
Sigarayı çok azalttı.
Günde üçün, dördün üzerine çıkmıyormuş...
Yargıtay’ın artık bir karar vermesi lazım.
Bir yıldan fazla oldu.
Bu arada Ahmet, AİHM’in
bugün Murat Sabuncu ve diğer
Cumhuriyet'çiler için vereceği kararı
merakla bekliyor. İhlal kararı
verilecek diye düşünüyor,
(Nitekim ihlal kararı çıktı AİHM'den.)
Yazmak Ahmet'i koruyor.
Kitaplarının dünyada okunması
ona büyük moral veriyor.
Trump gibi bir ırkçının,
yalancının kaybetmesine çok sevinmiş.
Önümüzdeki dönemde
Avrupa’nın yeniden güç kazanacağı,
AB-ABD ilişkilerinin
güçleneceği kanısında.
Seni sordu, sevgilerini yolladı,
kendine dikkat etmeni söyledi.
Aslan tuhaf bakışlı adam;
bir yıl önce ne kadar sevinmiştik.
Çünkü mahkemeden mahkûmiyetle
birlikte tahliye kararı da çıkmıştı.
Silivri'de kucaklaşmıştık.
Sevincimiz ne yazık ki
bir hafta sürmüştü.
Hatırlıyorum o günü.
İçim acıyla doluyor.
Seni tekrar içeri alacak polisleri
evde beklediğimiz geceyi...
Kapının zili derin derin çalıyor.
Polisler...
Bir kez daha sarılıyoruz Ahmet'e...
Polislerin arasında asansöre biniyor,
birbirimize son kez el sallıyoruz.
Bir hafta önceki sevinç...
Bir yıl önce, gece vakti kapı zili çaldı,
polisler seni almaya gelmişti,
son bir kez kucaklaşmıştık.
Bir hafta sonraki hüzün...
Ne yazık, ne kadar hazin.
Toplumda öylesine derin yaralar
açıyorsunuz ki, memlekette
kutuplaşmaları öylesine
keskinleştiriyorsunuz ki,
ülke olarak inşallah
bir cehennem çukuruna yuvarlanmayız.
Sevgili Ahmet kardeşim;
Sen de biliyorsun.
Hiç kimse eleştiri hakkımızı
elimizden alamaz.
Farklı düşünme
hakkımızı yok edemez.
Özgürlük, en başta ifade
özgürlüğü bizim alın yazımızdır.
Bak, Edward Said ne demiş
Entelektüel adını taşıyan kitabında:
"Entelektüelin tek dayanağı,
tavizsiz düşünce ve ifade özgürlüğüdür.
Bu özgürlüğün savunma hattını
gevşetmek veya dayandığı
temellerden herhangi birinin
kurcalanmasına göz yummak,
entelektüelin işine ihanet etmesi demektir."
(14 Kasım 2019 tarihli T24 yazısı)
Sevgili Ahmet;
Gayet iyi bilirsin.
Bizlerin "ihanet"le işi yok,
hiç de olmadı.
Adalet, insaniyet, hukuk
ve özgürlük kavgamız devam edecek.
Kucaklaşacağımız, hasret gidereceğimiz,
yine bir masanın etrafında
birer kadeh rakıyla birbirimize
neşeyle bağırıp çağrışacağımız
o güzel günler uzak değil.
Kendine iyi bak kardeşim.
Hiç unutma, yalnız değilsin.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024