Hüseyin ÇAKIR
Diyarbakır’da doğru söyleyip, Ankara’da en az şaşan siyasi-devlet adamı Tayyip Erdoğan oldu.
Hakkını teslim etmek lazım...
Erdoğan’ın hakkını teslim ederken, ondan önce Diyarbakır’da, “Kürt realitesi” sözünün söyleyerek “tarihe” geçen Süleyman Demirel, “Avrupa Birliğinin yolu Diyarbakır’dan geçer” diyen,Mesut Yılmaz’ın sözlerinin arkasında duramamaları, Kasımpaşalı olmadıkları için değil elbette.
Diyarbakır’da doğru söyleyip! daha Ankara’ya varmadan, Bismil’de tek, tekçi milli görüşünü dışa vurması, Erdoğan’ın siyasi oportünist karakteri açısından hiç de şaşırtıcı olamadı.
Erdoğan, post-modern zamanların muhafazakâr siyasetçisi modeli: Onun muhafazakârlık değerleri, ahlakı başka bir tartışma konusu.
İdeolojik duruşu ile siyasal amaçlarını çatıştırarak paralize eden ve sonuçta üstü üste düşürerek buradan kârlı çıkan ender siyasetçilerden birisi.
Diyarbakır’da Barzani- Şivan Perwer buluşması, Bismil’de açılış yapması, aynı zamanda Osman Baydemir’le Belediye’de buluşması, BDP’lilerle yan yana fotoğraf vermesi...
Bütün bunlar Barış Süreci için ise eğer, sembolik anlam olarak güzel.
Bir başbakanın siyasi iradesi açısından bakıldığında, bu sembolik seremoni, iktidarsızlık şovu.
Bütün bu seremonilerin hukuki yasallığı yok.
12 Eylül anayasası ve hukuku hâlâ yürürlükte ve Başbakan anayasayı çiğniyor, TMK’ya göre, terör suçu işliyor...
Diyarbakır’da Kürdistan demek, Başbakan ve AKP iktidarı için çok anlam olabilir belki, ama zaten bu ülkenin gazete ve TV’lerinde Kürdistan yazılıp çiziliyor ve söyleniyor.
Başbakan’ın Diyarbakır’da Kürdistan demesi elbette önemli, ama çok daha önemlisi bu fiili durumunanayasal hukuki hâle gelmesi
KONUŞTUĞUNU YASA HÂLİNE GETİRMEK ÖNEMLİ
Başbakan Diyarbakır’da Kürdistan diyor, Ahmet Kaya’ya saygı diyor, Şivan Perwer’e kucak açıyor. Bu konudaki samimiyetini sorgulamak bana göre doğru olmaz. Ahmet Kaya’yı Şivan Perwer’i de sanatçı olarak hakikaten seviyor olabilir.
Mesele siyaset ve siyasi amaç ve çıkar olunca, her şey araçsallaştırılıyor.
16 Kasım Diyarbakır buluşması, seremonisi ile herkes araçlaştırıldı.
Barışı kazanma ile Kürtlerin oyunu kazanma maratonuna ve siyasi yarışına start verildi.
Başbakan, Kürtlerin ruhunu okşayan sözler söylüyor. Bir kısım Kürt/Türk milliyetçilerinin ayranı zıt kutuplarda köpürüyor, bazı Türkler ve Kürtler kızıyor, bazı Türkler ve Kürtler derin bir ohhh çekiyor.
Oy avcılığı ve oy tuzağı için bu söylem, siyasi “akıl” başarısı olabilir.
Barışa demokratikleşmeye ne katkısı olur diye sorulursa “Ha Hasan, ha Kel Hasan” değişen pek bir şey olmaz gibi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanın Diyarbakır’da Kürdistan ya da Amed demesi önemli elbette.
Ama bu ve benzeri söylemler aslında malumun ilamı; Cumhurbaşkanı Dersim, Norşin dedi. Başbakan’da Kürdistan’a Kürdistan dedi.
Anayasa, TCK, TMK vb. bütün yasalar, boylu boyunca elinde sopasıyla köşede bekliyor.
Her şey fiili durum.
Hukuk devleti ve yurttaşlık hakları 12 Eylül anayasası, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın söylemlerinin tümü anayasa ve hukuk dışı.
BAŞBAKAN KÜRDİSTAN DİYOR, SORUN YOK
Cezaevinde yatan binlerce kişi, TMK maddelerinden dolayı “Sayın Öcalan” dediği için, PKK propagandası yapmaktan, terör örgütü sempatizanı, terör örgütünü övme gibi uyduruk nedenlerle onlarca yıl hapis istemiyle yıllardır cezaevlerinde yatıyor.
2013’te Diyarbakır’a gidip Kürdistan’a Kürdistan demek ile APO’ya Öcalan demek arasında hiçbir fark yok...
Bu sözleri Ankara’da yasa haline getirmek kolay değil, zurnanın zırt dediği nokta burası.
Ankara’da devlet var.
Ankara’da bin bir türlü hesap kitap var.
AKP iktidarı kadim devleti ve bu devlet ideolojisini ne kadar değiştirdi, kadim devlet, AKP’yi ne kadar kendine benzetti?
Sonuçta:
“Kürdistan” demek tabu yıkmak ise, Öcalan’ı ve KCK tutuklularının serbest olmasını istemek devrim olur.
Diyarbakır’da “Rojbaş” deyip, Bismil’de “Tek devlet, tek bayrak, tek ülke, tek millet” demek 2013’ün son ayında, Barış Süreci için de, demokratikleşme için de artık yetmiyor.
Twitter: @huseyincakir1
Yazarlar
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2018
13.05.2018
6.02.2018
29.04.2018
22.04.2018
8.02.2018
1.02.2018
25.03.2018
19.03.2018
11.03.2018