Hüseyin ÇAKIR
12 Eylül darbe sonrası yarı legal vaziyetteyim, kaldığım evin anne-babası işe gidiyor. Üç yaşında bir delikanlı! ile gündüz evde baş başa kalıyoruz. En çok sevdiği ve mızmızlanmadığı tek şey masal dinlemekmiş.
Aslında bütün masalları ezbere biliyordu.
Her anlatışta ilk kez dinliyormuş gibi pür dikkat kesiliyordu.
Her masal bittiğinde: “Hakikisini anlat” diye tutturuyordu.
Bir daha anlatıyordum.
Kaşlarını çatıyor, sinirleniyor.
“Hakikisini anlat”, “Hakikisini anlat…”
Anlattım diyorum.
El mahkûm aynı masalı yeniden anlatıyorum. İlk kez dinliyormuş gibi pür dikkat dinlemeye devam ediyordu.
Bütün gün aynı masalı ben sinir harbi içinde anlattım, bizim delikanlı da sinir katsayısını arttırarak, “Hakikisini anlat” diye diye beni dinledi.
Akşam oldu anne-baba geldi, ben derin bir ohhh çektim.
Günün anlam ve önemini anlattım.
“Hakikisini anlat”
Başladılar kahkahalarla gülmeye.
Sana söylemeyi unuttuk kusura bakma, bizim velet “yeni masal anlat” yerine “Hakikisini anlat” diye kafasına yerleştirmiş.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası anlatan anlatana. “Hakikisini anlatan” kim, ne hakiki, ne perdeleniyor, kim neyi gizliyor, bir dizi sorular var, fakat bu sorulara açık, inandırıcı, ikna edici yanıt veren yok.
Tarihe veya an’a “kahramanlık” imgeleri yükleyerek algı oluşturma ve kuşa bak kuşa derken, başka şeyleri kaçırma her zaman olmuş şeyler.
Genel Kurmay başkanı, kuvvet komutanları, yaver ve itirafçı ifadelerini okuyorum…
Hemen gözümün önüne, “Hakikisini anlat” , “Hakikisini anlat”tekrarı geliyor.
Ömer Laçiner’de “Hakikisini anlat” a yanıtlar arayan “İkinci Vaka-i Hayriyye http://kuyerel.org/yazarlarimizYaziGosterb.aspx?id=846&yazarId=129 yazısında sorular sorup yanıtlar arıyor.
İtirafçılık erdemlilik olmuş karaborsaya düşmüş
Düne kadar devletin ve iktidar olanların ve de merkez medyanın hiç ilgi odağında olmayan, ciddiye alınmayan, Gülen Cemaatinde otuz, kırk yıl yer almış, “kurucu babalar” itirafçı olarak TV, TV dolaşıyorlar.
İtirafçılığın “erdem” sayıldığı, kapışılıp, karaborsaya düştüğü zamanları yaşıyoruz. Eski ve yeni itirafçılardan hangisi hakikati anlatıyor, hangisi, “kuşa bakın, kuşa bakın” diyor belli değil.
Mesela neden Gülen Cemaati, MGK’da FETÖ kararı alınıncaya kadar Türkiye Gladiosu bağlamında sivil, askeri ve bürokratik… yapı olarak ele alınıp soruşturulmadı da bütün kapılar her yerde ardına kadar açıldı?
Kol kırıldı yen içinde mi kaldı?
Sivil, asker vs. vs… Aldatıldık, yanıldık, rabbim affetsin…bunlar samimi, inandırıcı değil ve hukuktan kaçmanın yolu. Ortada görevden kaynaklı, kamu zararına, yurttaşların özgürlüğünü ve can güvenliğini tehlikeye atan kararlar verilmişse, karar vericiler hukuki sorumludurlar. Vicdani af dileyerek kurtulmak mümkünse, hapishanelerde yatan kimse kalmaz.
“Hakikisini anlatın”… “Hakikisini anlatın”, kuşa bakın, kuşa bakın demeyin.
Ne oldu…
Onlarca, yüzlerce kuş gösteriliyor.
En basiti, Mart 2016 da “darbe olacak” söylentisine yanıt veren TSK’nın “asılsız söylenti” açıklaması ortada duruyor iken, Başkomutan ve Başbakan Genel Kurmay Başkanına sorumlukları ve sorumsuzluklarını sormuşlar mı? Sormuşlarsa neden hala iş başında duruyor? Ve neden Yenikapı’da 4. Parti lideri gibi konuşturuluyor?
Askeri bürokrasi tepesinde yer alan karar vericilerin darbe girişimi öncesinde yaptıkları normalmiş gibi davranılmasından kuşku duymamak, günün önemli sözlerinden birisi olan “aklını kiraya vermiş” olmak değil midir?
Aklını kiraya vermeyen, analitik düşünen, soru sorabilen her insan:
Kimler, kimlerle ne pazarlık(lar) yaptı. Kimler, Kimlerle uzlaştı. Açıklanamayan saatler…de ne olup bitti diye sorular sorar.
Askeri, siyasi emir komuta iletişiminin işlemediği zamanlarda ne oldu? “Hakikisini anlatın”
Birisinin söylediği gibi: “Japon ahlak ve kültürüne dâhil olsaydık” ortada devleti, askeriyeyi, bürokrasiyi ve hukuku yönetecek insan kalmazdı. Herkes harakiri yaparak kendini imha ederdi.
Marx, “katı olan her şey buharlaşır” diyor. Siz bunu, çözülür, açığa çıkar diye anlayın.
Benim ömrüm hakikati görmeye yeter mi bilmiyorum.
Yazarlar
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2018
13.05.2018
6.02.2018
29.04.2018
22.04.2018
8.02.2018
1.02.2018
25.03.2018
19.03.2018
11.03.2018