Kurtuluş TAYİZ
Cengiz Çandar, dün Taraf'tan ayrılan yazarlara, bizlere ağır hakaretler içeren bir yazıyı kaleme aldı. Sürece karşı olmadığı halde kendisinin sürece karşı gösterildiğini, bunun 'kocaman bir yalan' olduğunu, 'iktidar devşirmesi' gazetecilerin kendi aleyhinde kampanya yaptığını iddia etti.
Sevgili Çandar, bugüne kadar kimse sizi derin devletin medya grubuna, internet sitelerine, gazetesine yazdığınız, çizdiğiniz için suçlamadı; 'Derin devletin devşirmesi' diye de hakaret etmedi. Siz niye bu kadar kötücülsünüz? Eminim, doğru bir sözünüz olsa böyle gözü kara bir şekilde insanları suçlamaya, karalamaya, andıçlamaya çalışmazdınız.
Kürt sorunu ve PKK meselesinin pek çok yönünü sizin yazınızdan okuduk, öğrendik. Ama çözüm sürecinde beni, benim gibi yüzlerce okuyucuyu hayal kırıklığına uğrattınız. Hiç benzetmek, sizi incitmek istemem ama artık adınız her geçtiğinde aklmda sadece Doğu Perinçek resmi beliriyor.
O da bir dönem Öcalan'a çok yakındı.
İmralı bugün olduğu gibi yine o yıllarda barıştan bahsedince Perinçek, Kandil'e yanaştı, Öcalan'ı ise karalamaya başladı.
Siz de bütün mesainizi neredeyse altı aydır çözüm sürecini karalamaya ayırdınız.
Çözüm sürecine karşı olmadığınızı, bunun 'kocaman bir yalan' olduğunu söylüyorsunuz.
Benim bildiğim Cengiz Çandar barış yanlısı ve çözüm taraftarıdır.
Ancak çözüm sürecinin başladığına dair işaretlerin ortaya çıktığı ilk günden itibaren çözüme karşı olmakla kalmayıp, adeta adeta çözüme karşı savaş başlattınız.
Sürecin ilk günlerinde büyük bir aceleyle gittiğiniz Hakkari ve Diyarbakır'dan yazdığınız 'izlenimler' ibretlikti.
İmralı'dan gelen 'tarihi bir süreç başladı' değerlendirmesinin bile bölgede soğuk karşılandığını yazdınız.
"Fırat'ın doğusu'nda 'süreç'e yönelik olarak apaçık belirgin mesafe ve hissedilen soğukluk, Abdullah Öcalan tarafında kandırılabilecekleri kaygısından mı kaynaklanıyor? Böyle bi değerlendirmeyi kimseden duyamazsınız. Ancak..." diyen yazılarla çözüm sürecini başlatan aktöre, Öcalan'a yönelik kuşku ve güvensizlik üretmeye çalıştınız.
Kürtlerin Diyarbakır Newroz'una katılımındaki büyük coşku, günler öncesinde Güneydoğu'da yapmaya çalıştığınız algı mühendisliğini boşa çıkardı; Kürtlerin "karamsar","kuşkulu","güvensiz" olmak bir yana; canı gönülden, büyük bir istekle Öcalan'ın barış projesini desteklediğini gördük. "Süreci desteklemek ayrı, AKP'yi desteklemek ayrı" diye mantıklı cümleler kurarak, aslında bizleri hükümeti destekleyen tarafta, kendinizi ise süreci destekleyen tarafta gösteriyorsunuz. Keşke böyle olsaydı.
Hiç olmazsa çözüm süreci sizin gibi etkili bir ismi kazanmış olurdu.
Biz de endişeli halimizde kurtulurduk.
Kesinlikle alçak gönüllüsünüz.
Fakat üzülerek söylemek zorundayım ki kelime oyunu yapıyorsunuz.
"Çözümü destekliyorum ama AKP'ye karşıyım" diyerek sürece karşı yürüttüğünüz savaşı gizlemeye çalışıyorsunuz. "Çözümü destekleyip AK Parti'ye karşı olduğunuz" iddiası -yine sizin deyiminizle- kocaman bir yalan!
Sizi hep güvenerek okuyan, sizden sürecin gerçeklerini öğrenmek isteyen okuyucuları, bu süreçte doğru bilgilendirmediniz, yanılttınız.
İçeriden, dışarıdan veya Doğu medyası ya da Batı medyasından topladığınız bütün malzemeleri, cephaneliği sadece çözüm sürecini başlatan siyasal iktidarı karalamak ve yıpratmak için kullandınız.
Okuyucu sizden bu sürecin gerçeklerini okuma şansını malesef hiç bulmadı; onların duygularını, kuşkularını, güvensizliklerini körüklemekten, kışkırtmaktan başka bir çabanız olmadı. Çözümü destekleyenler için "iktidarın amigoları" diyorsunuz
Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım'la ilgili yazılarınız hala arşivlerde.
Bugüne kadar kimse sizi "derin müteahhidin" amigoluluğunu yapmakla suçlamadı.
Ama siz hep şikayet ettiniz bir konuda, hani şu "andıçlama" meselesinde inanın eski medyayı hiç aratmıyorsunuz. Hatta sizi eleştirmeye çalışan neredeyse herkese çamur attınız; onları karaladınız, yaftaladınız, andıçladınız.
Çözüm sürecine karşı kılıçları neden böyle çektiğinizi bilmiyorum. Bunu sanırım meselenin asıl tarafı olan iktidar da, Öcalan da kara kara düşünüyordur. Öcalan'ın değerlendirmesi sanırım bir nebze de olsa Çandar'ı anlamamıza yardımcı olabilir: "Bizsiz barış yapamazsınız diyen bir çevre var. Bunlar barışı engellemeye çalışıyorlar. Onlara rağmen süreci götürmeye çalışacağım."
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019